Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) tarafından Mevlid-i Nebi etkinliği düzenlendi.
Merkezi Diyarbakır'da bulunan Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) Konferans Salonu'nda düzenlenen Mevlid-i Nebi etkinliğine İttihad'ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, Genel Sekreter Muhammed Özer, yönetim kurulu üyeleri, Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, Yenişehir İlçe müftüsü Şevket Dilmaç, İŞKUR Diyarbakır Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü İsmail Koç ve medrese öğrencileri katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, mevlid-i şerif okundu ve ilahiler seslendirildi.
Açılış konuşmasını yapan İttihad'ul Ulema üyesi Remzi Uçar, Mescidi Aksa'da yaşananlar ve verilen kararlardan dolayı Müslümanların kalbilerine hançer yarası gibi yaraladığını söyledi.
"Mescid-i Aksa'yı başkent ilan etmeleri, Müslümanların zaafından, ihtilafından ve ayrılığa düşmesinden kaynaklanıyor"
Uçar, "Bizler bu ayda güzel günler ve anlar yaşıyoruz. Fakat kalbimizde hazin ve hüzün vardır. Hepimizin kalbine hançer gibi saplanan Mescid-i Aksa'mız o Aksa ki yıllardan beri siyonizmin ve Yahudilerin necis ayakları altında olan Aksa'mızı kendilerine başkent ilan etmeleri ve büyük şeytan olan Amerika'nın da bunu desteklemesi tabi ki Müslümanları bir hançer yarası gibi yaralamaktadır. Bunu iyi anlamamızı gerekiyor ki Yahudilerin o topraklara getirilmesi ve o topraklarda hükmünü sürmesi en sonunda da Mescid-i Aksa'yı başkent ilan etmeleri, tabi ki biz Müslümanların zaafından, ihtilafından ve ayrılığa düşmesinden kaynaklanıyor." dedi.
"Yahudiler daima Müslümanların arasına ayrılık ve ihtilafı sokmuşlardır"
Tarih boyunca Yahudilerin daima Müslümanlar arasına ayrılık ve ihtilafı soktuğunu belirten Uçar, "İnsanlık tarihine bakarsak ve özelde İslam tarihine baktığımız zaman Yahudiler, daima kendi emellerini yerine getirmek için Müslümanların arasında iftirak ve ihtilafı sokmuşlardır. İnsanlığın arasında aynı şekilde kendi emellerini yerine getirmek için ihtilafı sokmuşlardır. Müslümanlar, Kudüs'ün özgürlüğünü ittifak ve vahdetin kardeşliğiyle kuracaklardır. Müslümanlar arasındaki vahdet çok önemlidir." şeklinde konuştu.
Açılış konuşmasının ardından günün anlam ve önemine binaen konuşma yapan Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, Müslümanların birbiriyle uğraşmaları nedeniyle işgalci terör çetesinin yaptığı zulme karşı bir şey yapamadığına vurgu yaparak, Hz. Muhammed'in hayatının öğrenilip anlatılması gerektiğini ifade etti.
"Biz birbirimizi yemekle ve kırmakla meşgulüz"
İşliyen, "Kendimi bildim bileli 'kahrolsun israil' diye bağırıyoruz, her geçen gün israil daha da büyüyor. 'Kahrolsun israil' diye bağırırken elimizde kola şişeleri var. Kullanmış olduğumuz telefonlar Yahudilerin fabrikalarında üretilmiş. Bir milyar 500 milyon İslam âleminin tamamı bir günde ortadan kalksa, hepsi ölse hiçbiri kalmasa yeryüzünde hiçbir eksikliğimiz hissedilmez. Ürettiğimiz bir şey yok, kullandığımız telefonlardan bindiğimiz arabalara kadar, uçaklardan masalarımızın üstündeki bilgisayarlara kadar, bilgisayardan kullanmış olduğumuz programın kadar hepsi gayri Müslimlerin ürettiğidir. Biz sadece tüketen insanlarız, niye biliyor musunuz? Çünkü bizim işimiz var. Biz birbirimizi yemekle ve kırmakla meşgulüz." dedi.
"8 milyon israile ıslık çalsak kulakları sağır olur, tükürsek bir deniz olur, o denizde boğulurlar"
Müslümanların birbiriyle uğraşması nedeniyle hiç bir şey yapamadığına işaret eden İşliyen, "Sadece şimdi değil, efendimiz (as) döneminde de oluyordu. Efendimiz (as) ebedi âleme uğurladıktan kısa bir süre sonradan beri biz birbirimizle uğraşmakla, didişmekle, öldürmekle, tuzak kurmakla ve meşgul olmakla zamanımızı tükettiğimiz için ensemizde boza pişiriyorlar. 8 milyon israile ıslık çalsak kulakları sağır olur, tükürsek bir deniz olur, o denizde boğulurlar. Ama hiçbir şey yapamıyoruz. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek için çaba gösterilmesi gerekiyor. Çünkü bu topluluğun en fazla ekmekten ve sudan çok âlime ihtiyacı var. Dünyada bugün yaşamış olduğumuz bütün problemlerin temelinde ya dinsizlik ya da yanlış din algısı var." ifadelerini kullandı.
"Ölsün bitsin demekle olmaz, ayağa kalmak gerekiyor"
"Ölsün bitsin demekle olmaz, ayağa kalmak gerekiyor" diyen İşliyen, konuşmasına şöyle devam etti: Efendimizi (as) iyi dinleyip, kulak verip onun sahil çizgisini hem hayatımızda yaşamaya hem de bu toplumda yaşanması için çaba göstermeye hepimizin ihtiyacı var. Kur'an'ı ve sünneti yudum yudum öyle içeceğiz ki yanlışlar göründüğü zaman bizim güzel şahsiyetimizle örnek ahlakımızla Hz. Muhammed Mustafa (as) hayatından hayatımıza, evinden evimize güzelliklerle eriyecek, bitecektir. Kızmakla, kahrolsun demekle olmak zaman zaman belki söylememiz de icap edebilir. Ölsün, bitsin demekle olmaz. Ayağa kalmak gerekiyor. Öğrenmek, anlatmak gerekiyor. Her şeyden önce misal olmak gerekiyor."
Program, yapılan duanın ardından son buldu. (Emrah Deniz, Abdurrahman Tetik-İLKHA)