EKONOMİ SERVİSİ ÖZEL ANALİZ

Piyasalar yarın ki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına kilitlenmiş durumda. Neden? Merkez Bankası`nın faiz oranlarını artırması beklentisinden dolayı.

Aslına bakarsanız, bu ülkedeki ekonomi düzenine kökten bir karşı duruşa sahip olmamıza ve bu düzenin yerine temeli İslami prensipler üzerine bina edilmiş bir ekonomi düzenine geçişin olması gerektiğini savunuyor olmamıza rağmen, günlük tedavüldeki ekonomik gelişmelere de uzak kalamıyoruz.

Evet, temeli faize dayalı bir ekonomi düzenine her Müslüman gibi karşıyız. Nihayetinde bu hayat rehberimiz Kur`an`da da açık ve net bir şekilde tüm insanlığa bildirilmiştir. Çok uzak olmayan bir gelecekte de insanlara hayat veren bu İslami ve insani ekonomik düzenin hakim olacağına da inancımız da tamdır. Fakat ne yazık ki ülkemizde ve içinde yaşadığımız toplumda bugün hala geçer akçe olan bir faiz düzeni var.

Ve bizlerde bu faiz düzeninin “surlarında bir gedik açma” niyeti ile gücümüz yettiği oranda düşüncelerimizi, görüşlerimizi ifade etmeye devam edeceğiz.

“Ekonomistler”, “Faiz İsterük” Şeklinde Hezeyanlara Başladı Bile

PPK`nın Perşembe günü toplantısı daha başlamadan, çoğu zaman eleştirdiğimiz meşhur “ekonomistler”, “faiz isterük” şeklinde hezeyanlara başladı bile.

Bu “uzmanlar”a göre PPK mutlaka faizleri artıracak.

Kimi, " PPK toplantısında GLP borç verme faizini 75 baz puan artırarak yüzde 13'e,  faiz koridorunun üst bandını da 50 baz puan artırarak yüzde 9,75'e çekmesini bekliyoruz." dedi.

Kimi de, GLP faizinin 125 baz puan artışla yüzde 13,50, diğer faizlerde de 50 baz puanlık artışlar beklediklerini ifade ettiler.

Bu arada nedir bu GLP(Geç likidite penceresi) derseniz. Geç likidite penceresi(GLP); TCMB'nin "borç veren son merci" işlevi çerçevesinde, bünyesinde faaliyet gösteren Bankalararası Para Piyasası'nda bankalara TL depo borç verme ve bankalardan TL depo borç alma işlemi olduğunu hatırlatalım.

Finans Anketinin Acı Reçetesi

Mesela AA Finans'ın, PPK toplantısına yönelik 20 ekonomistin katılımıyla gerçekleştirdiği piyasa beklenti anketine göre, ekonomistlerin tamamı GLP borç verme faiz oranında artış beklerken, tahminlerin medyanı 100 baz puanlık artışa işaret etti.

Ekonomistlerin GLP faiz oranındaki artış beklentileri 75-225 baz puan aralığında yer aldı. Öte yandan ankete katılan ekonomistlerin yüzde 25'i marjinal fonlama oranında (faiz koridorunun üst bandı) artış beklediğini bildirdi. Ekonomistlerden biri 25 baz puan, 2'si 50 baz puan ve 2'si de 100 baz puan artış bekliyor.

Bu arada şu bilgiyi de not düşelim: TCMB, PPK'nın ekim ayı toplantısında politika faizini yüzde 8'de, faiz koridorunun alt ve üst bandını sırasıyla yüzde 7,25 ve yüzde 9,25 düzeyinde, GLP borç verme faiz oranını da yüzde 12,25'te sabit tutmuştu.

Enflasyon Yüksekmiş, Yabancı Sermaye Ürkekmiş

İyi niyetli olarak, bu ekonomistlerin hepsini vatan haini ilan etmek istemiyorum, en hafifinden alternatif insani çözüm bulma noktasında mevcut düzene teslim olmuşlar diyebiliyorum.

Niye faiz artırımını çözüm olarak görüyorlar? Efendim enflasyon yüksekmiş, yabancı sermaye ürkekmiş de falan filan, fasa-fiso…

O zaman ülke olarak sadece ekonomi alanında değil diğer alanlarda da köşeye sıkışınca hemen teslim mi olmak gerekiyor? Bunlara 3 tane kaz versen; onları otarırken birisi “pişt” dese 3 kazı da bırakıp kaçarlar. O kadar ki bu ülkenin değerlerine inanmayan, güvenmeyen bir güruh bu güruh. Enflasyonun ana sebeplerinden olan oynak döviz kurları ve bağımlısı olduğumuz enerji ve petrol türevlerinin alımı değil mi? Ve uluslararası spekülatörler bu iki birimi yükseltip-düşürerek piyasalara ayar vermiyorlar mı?

Enseleri Ve Göbekleri Kalın Şeytanın Hizbinin Ana Gıdası Faiz

Üst akıl mı dersiniz, uluslararası para baronları mı dersiniz, ne derseniz deyin; bu damarlarında mazlumların ve mustazafların kanıyla karışık petrol dolaşan, enseleri ve göbekleri kalın şeytanın hizbinin ana gıdası faiz.

Neden? Çünkü alınteri yok, emek yok, taş atmıyorlar ki kolları yorulsun. Dünyada nerede bir savaş varsa oranın altına iyi bakın; ya petrol, ya doğal gaz ya da başka değerli bir maden vardır.

Gelin görün ki bu hazinelerin çoğu da İslam coğrafyasındadır. Ve coğrafyamız aynı zamanda bir savaş meydanıdır. Bu savaş sadece topla tüfekle mi oluyor? Hayır! İşte biraz önce bahsettiğimiz döviz ve enerji fiyatları bu savaşın en büyük silahlarındandır.

Tüm bunları bile bile hala bu ülke insanının alınterini ve emeğini bu ensesi kalın kalbi nasırlı şeytanilere faiz artırımları ile peşkeş çekmenin adı nedir?

TDK`nın sözlüğüne bakın ihanet ne demektir diye, herhalde böyle bir şey olsa gerek!

Bir Babayiğit de Merkez Bankasına Lazım

Bu korkunuz niye? Faiz artırımları ile para baronlarına rüşvet vererek bu ülke kurtulabilir mi? Onlar doyar mı?

Bu ülkenin en karlı sektörü niçin hep bankalar oluyor? Neden hemen uysal koyun gibi baş eğme yolunu tutuyorsunuz?

Evet, sonuçta bedeller ödemek zorunda da kalınsa faiz artırımına gidilmemeli. Hatta bir babayiğit de Merkez Bankasına lazım ki faizleri ne pahasına olursa olsun indirmeye karar verse. Ancak bu şekilde bağımsız bir ülke, güçlü bir ülke ve dünyaya umut olan bir ülke olunabilir.

Ekonomideki Kısa Süreli Manipülasyonlarla Faiz Artırımı Baskısını Meşrulaştırma Gayretleri Beyhude Bir Çaba

Bakınız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen TÜBA Ödül Töreni'nde ne dedi:

“Döviz kurunun yüksekliği hep ifade ettiğim gibi kesinlikle ekonominin gerçekleriyle uyumlu değildir. Bunun için de döviz kurunda kısa sürede doğru dengenin bulunacağına ben inanıyorum. Ekonomideki kısa süreli manipülasyonlarla faiz artırımı baskısını meşrulaştırma gayretlerini beyhude bir çaba olarak görüyorum. Ben yüksek faize karşı olduğumu burada tekrar açıklıyorum, açıklamaya devam edeceğim. Çünkü yüksek faizin olduğu bir yerde enflasyonun düşmesi mümkün değildir”

Doğru söze ne denir! Döviz ve benzeri piyasa oynaklıkları niçin oluyor? Bu ülkeyi faize diz çöktürmek için.

Sonuç bu puslu ortam açık bir şekilde Merkez Bankası`nın faiz artırımı yapması için kurulmuş bir kumpas! Ve Merkez Bankası`na diyoruz ki, “faiz isterük” şeklinde ki hezeyanlar aldanıp “faize diz çökme” velev ki bir bedel ödenecekse bu millet ödesin ama faize kul köle olmasın!