Sömürgeci ABD Başkanı Donald Trump, 6 Aralık günü yaptığı açıklamada, Kudüs'ü siyonist işgalcilerin başkenti olarak tanıdıklarını belirtti. Mübarek belde Kudüs'ü Yahudileştirme politikası ve Mescid-i Aksa'yı yıkma hedefinin bir aşaması olan bu sinsi adım, başta İslam dünyası olmak üzere vicdan sahiplerinin de büyük tepkisini çekti.
İslam ülkelerinde ve dünyanın farklı kentlerinde ABD ve siyonist işgalciler tel'in edilmeye başlandı. Filistin'de başlayan intifada da şu ana kadar 4 Müslüman, işgalci çeteler tarafından şehid edilirken yüzlercesi de yaralandı. Kadınların başörtüsüne yine el uzatıldı. 14 yaşındaki bir çocuğun onlarca siyonist tarafından gözleri ve elleri bağlı bir şekilde alıkonulması, darp edilmesi Siyonist barbarlığın boyutlarını bir kez daha gösterdi.
Son olarak Selahaddin-i Eyyubi el-Kurdi tarafından fethedilen Müslümanların ilk kıblesinin hedef alınması infial yaratmışken, emperyalist ABD ve küresel terör şebekesi Siyonistlerin "dahildeki" gönüllü neferleri, tüm Müslüman milletler gibi Kürtlerin de meydanlara çıkıp ABD ve siyonizme lanet getirmelerini hazmedemediklerini cüretkar bir dille dile getirmeleri, kamuoyunun büyük tepkisini çekti.
Ulusalcılık maskesiyle İslam düşmanlığında, Haçlı ve Siyonist konsorsiyumundan geri kalmayan zevatın; Diyarbekir'de, Batman'da, Mardin'de, Van'da, Muş'ta, Ağrı'da, Şırnak'ta, Siirt'te ve diğer Kürt illerinde meydanlara çıkan Müslümanlara ağır hakaretler etmesi, büyük bir pervasızlık olarak nitelendirildi.
Kamuoyu, ütopik ve sapkın ideolojik çıkarları için Batı emperyalizmine kapı kulu olanların siyonizmin üst aklıyla hareket ederek Müslüman Kürt halkına kin kusmalarını, bu toplum içerisinde yaşayıp da toplumun kutsallarına hakareti hangi güç odaklarına dayanarak yaptıklarını sorguluyor.
Biri CIA organizasyonun küçük bir piyonu, diğeri önüne bir tutam yeşil ot salınan ve çektikçe istenilen yöne kanalize olan geviş getiren mahlûk tiplemelerinin, bu topraklarda tarih boyu var oldukları bilinen bir gerçek.
ABD ve onun bölgesel işbirlikçileri tarafından finanse edilen tabela partisinde yöneticilik ve paravan internet sitelerinde hakaret ve hezeyan köşesi tutan kişilerin, beşinci harem-i şerif olan Diyarbakır Ulu Camii'nde toplanıp siyonizmi lanetleyen binlerce Müslümanı hedef almaları, yapılan hakaretlerin kaynağını göstermiyor değil.
Kudüs'ün, tüm Müslüman milletler tarafından, özellikle de Müslüman Kürt halkı tarafından güçlü bir şekilde sahiplenilmesi, işgalci Siyonistlerden daha çok kendilerini rahatsız eden zevatın tavrı, İslam ümmetinin nasıl içten ve dıştan kuşatıldığını gösteriyor.
Kudüs'e "Jerusalem" diyecek kadar Siyonistleşen dâhildeki işbirlikçi, İslam ve Müslüman düşmanlarının cüretine tarih boyu olduğu gibi bugün de tanıklık ediliyor. (İLKHA)