“Allah sabredenlerle beraberdir” ayetindeki hikmet ve gaye nedir?

Elcevap: Cenâb-ı Hak, Hakîm ismi muktezası olarak, vücud-u eşyada, bir merdivenin basamakları gibi bir tertip vaz etmiş. Sabırsız adam, teennî ile hareket etmediği için, basamakları ya atlar düşer veya noksan bırakır, maksut damına çıkamaz. Onun için hırs mahrumiyete sebeptir. Sabır ise, müşkülâtın anahtarıdır ki,  “Hırslı olan kimsenin ümidi boşa çıkar ve hüsrâna uğrar.” “Sabır, ferahlık ve genişliğin anahtarıdır.” Durub-u emsal hükmüne geçmiştir. Demek, Cenâb-ı Hakkın inâyet ve tevfiki, sabırlı adamlarla beraberdir.

Çünkü sabır üçtür:

Biri: Mâsiyetten kendini çekip sabretmektir. Şu sabır takvâdır; “Allah takvâ sahipleriyle beraberdir” sırrına mazhar eder.

İkincisi: Musibetlere karşı sabırdır ki, tevekkül ve teslimdir.  “Muhakkak ki Allah tevekkül edenleri sever.” “Muhakkak ki Allah sabredenleri sever.” şerefine mazhar ediyor. Ve sabırsızlık ise Allah`tan şikâyeti tazammun eder. Ve ef`âlini tenkit ve rahmetini itham ve hikmetini beğenmemek çıkar…

Üçüncü sabır: İbadet üzerine sabırdır ki, şu sabır onu makam-ı mahbubiyete kadar çıkarıyor, en büyük makam olan ubudiyet-i kâmile cânibine sevk ediyor.

Sözlük: MUKTEZÂ: Gereken, lâzım gelen, îcap eden. VÜCUD-U EŞYA: Eşyânın varlığı, meydana gelmesi. VÂZ: Belirtmek, bırakmak, göstermek. TEENNÎ: Tedbirli, ağır ve akıllıca hareket etme; düşünerek iş yapma. DURÛB-U EMSÂL: Atasözleri. TEVFÎK: Allah`ın yardımı, başarılı kılması. MÂSİYET: İtaatsizlik, isyan, günah. MAKAM-I MAHBÛBİYET: Allah`ın sevgisini kazanma makamı, derecesi. CÂNİB: Yan, yön, cihet, taraf.