Ağladım
gözyaşlarım tükeninceye kadar
Namaz kıldım
mumlar eriyinceye kadar
Yorgun düşürünceye kadar beni
rükûda kaldım
Muhammed'i aradım sende
ve İsa'yı
Ey Kudüs!
Ey nebilerin kokusunu yayan şehir!
Arz ve sema arasındaki en kısa geçit.
Ey Kudüs!
Ey dinlerin ışığı!
Ey yanık parmaklı güzel çocuk!
Mahzundur gözlerin, ey Meryem'in şehri!
Ey resullerin uğrak yeri,
gölgelikler vahası!
Mahzundur yolların taşları
Mahzundur müezzinin sadası
Ey Kudüs!
Ey karalara bürünmüş güzel!
Kim çalar
Kıyamet Kilise'sinin çanlarını
pazar sabahları?
Yılbaşı gecesi
kim taşır çocuklara oyunları?
Ey Kudüs!
Ey hüzünler şehri
Ey gözkapaklarından yuvarlanan
kocaman gözyaşı!
Kim durdurur düşmanları
sana karşı, ey dinlerin gerdanlığı?
Kim yıkar kanları duvar taşlarından?
Kim kurtarır İncil'i
Kur'an'ı?
İsa'yı öldürenlerden
kim kurtarır İsa'yı?
İnsanlığı?...
Ey Kudüs, ey şehrim!
Ey Kudüs, ey sevgilim!
Yarın,
yarın çiçeklenecek limon ağaçları.
Ferahlık verecek sünbüller, yeşillikler
ve zeytin ağaçları
Gözler güler
Tertemiz göklere
geri döner göçen güvercinler
ve oyunlarına çocuklar.
Çiçekli tepelerinde buluşur
oğullar ve babalar.
Ey ülkem!
Ey esenlik ve zeytin ülkesi!
NİZAR KABBANİ