İbrahim Sevgili / DOĞRUHABER
Irak'ın başkenti Bağdat'a giden İngiltere Başbakanı May, Irak Başbakanı İbadi ile yaptığı görüşmede, Irak`ın kendileri için “ortak ülke” olduğunu söyleyerek bu ülkenin daha önce bir İngiliz sömürgesi olduğu imasında bulundu. Aynı gün, Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Burkina Faso`da yaptığı konuşmada, Afrikalılara dakikalarca hakaret etti. Bir üniversitede öğrencilerle bir araya gelen Macron'un zaman zaman sinirlerine hâkim olamayıp sesinin tonunu yükseltmesi, Burkina Faso Devlet Başkanı Roch Marc Christian Kabore'ye karşı alaycı bir tutum sergilemesi dünya basınında yankı uyandırdı.
MAY, IRAK İÇİN “ORTAK ÜLKE” DEDİ
Irak'ın başkenti Bağdat'a giden İngiltere Başbakanı Theresa May, mevkidaşı Haydar el-İbadi ile görüştü.
İbadi'nin basın ofisinin açıklamasına göre, görüşmede iki ülke ilişkileri, Irak'ın zarar gören bölgelerinin yeniden imarı, ekonomik iş birliği ve bölgedeki durum ele alındı.
İngiltere ile birçok alanda ilişkilerin geliştiğini ifade eden İbadi, "Ordu, polis, Haşdi Şabi ve yerel aşiret güçlerinin desteğiyle tüm bölgelerimizi geri aldık ve DEAŞ'ı püskürttük. Irak'ta yeniden imar ve yatırım dönemi başlayacak. İngiliz şirketlerinin ticari ve ekonomik alandaki katkılarını önemsiyoruz." ifadelerini kullandı.
IKBY'YE IRAK'IN BİRLİĞİNE SAYGI ÇAĞRISI
İngiliz Başbakan May de Irak'ın kendileri için "ortak ülke" olduğunu kaydederek, bu ülkenin güvenliği, yeniden imarı, askeri güçlerin eğitimi ve sığınmacıların evlerine dönmesi için destek sunmaya devam edeceklerini belirtti. Irak'ın birliğini desteklediklerini açıklayan May, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ni (IKBY) Irak'ın birliğine saygı duymaya ve diyaloğu teşvik etmeye çağırdı.
MACRON`DAN AFRİKALILARA HAKARET
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Burkina Faso ziyaretinde bir üniversitede öğrencilerle bir araya geldi. Zaman zaman sinirlerine hâkim olamayıp sesinin tonunu yükselten Macron, Burkina Faso Devlet Başkanı Roch Marc Christian Kabore'ye karşı da alaycı bir tutum sergiledi.
“KAÇAKÇILAR FRANSIZ DEĞİL, AFRİKALI”
Macron konuşması sırasında yüksek sesle Fransa'nın Libya'da siyasi çözüm için diplomatik ilişkiler içinde olduğunu belirterek "Kaçakçılar kim? Kendinize sorun. Akıl almazsınız. Kim kaçakçılar? Afrikalılar, dostlarım. Afrikalılar. Kaçakçılar Fransızlar değil, Afrikalılar. Bana Nijerya ile Libya arasında kaçakçılık yapan bir Fransız, Belçikalı, Alman gösterin. Böyle biri yoktur." Şeklinde hakaretler yağdırdı.
Fransa Cumhurbaşkanı, yüzyıllardır uyguladıkları zulmü görmezden gelerek, suçu yine Afrikalılara attı. Macron, Afrikalıları köleleştirenlerin yine Afrikalılar olduğunu, bu köleleştirme sonucu Avrupa'da ortaya çıkan sefaletten çıkar sağlayan Avrupalılar bulunduğunu, ikisinin de kabul edilemez olduğunu savundu.
“YAPMANIZ GEREKEN FRANSIZ ASKERLERİNİ ALKIŞLAMAK!”
Macron, "Ortak bir tarihimiz var. Fransız askerleri için yapmanız gereken tek bir şey var o da onları alkışlamak." dedi.
Sohbet toplantısında temmuz ayında Afrika'nın "medenileşme mücadelesi" hakkında yaptığı, küçümseyici bulunan yorumlarından ötürü özür dileyen Macron, bu özrün hemen ardından kadın hakları ve nükleer santral konusunda tartışmalı ifadeler kullandı.
Macron, ülkesinin Afrikalı kızlara öncelikli burs vereceğini veya aile planlaması konusunda tavsiyede bulunabileceğini belirterek "Kadın başına 6, 7, 8 çocuğun düştüğü aileler gördüğünüzde bunun kadının tercihi olduğundan emin misiniz?" diye konuştu. Macron'un sözleri salonda yüksek sesle eleştirildi.
Yine bir öğrencinin Fransa'nın inşaat halindeki bir nükleer santral ile ilgili ne yapacağı sorusuna "Sanki ben hala sömürgeci bir güçmüşüm gibi konuşuyorsunuz. Burkina'da elektrik anlaşması istemiyorum. Bu sizin devlet başkanınızın işi." yanıtını verdi.
Macron'un sözlerinden rahatsız olan Burkina Faso Devlet Başkanı Kabore'nin salondan birkaç dakikalığına ayrılması dikkati çekti. Fransa Cumhurbaşkanının bunun üzerine Kabore'ye "Gitme" diye hitap etmesi ve şaka yollu "Klimayı onaracak" yorumunu yapması tartışmalara neden oldu.
Araştırmacı yazar Vahdettin İnce
İNCE: SÖMÜRGE DEVAM EDİYOR
Konu ile ilgili gazetemize değerlendirmede bulunan araştırmacı yazar Vahdettin İnce, İngiltere ve Fransa`nın hâlâ sömürgeci refleksiyle hareket ettiğini belirterek, “Sömürgeciliğin sadece boyut değiştirdiğini biliyoruz. Askerlerini, sömürge valilerini, müstemleke yöneticilerini geri çekmişlerdi ama istedikleri sistemi yürütecek işbirlikçilerini bırakarak geri çekmişlerdi. Dolayısıyla 1. Dünya Savaşı sonrasındaki paylaşım hala devam ediyor.” diye konuştu.
Sömürgeciliğin hâlâ yürürlükte olduğuna ve sömürgeci devletlerin bunu, zaman zaman ağızlarından kaçırdıklarına dikkat çeken İnce, “Zaman zaman da çok refleksli hareketleri var bunların. Mesela 1. Dünya Savaşı`ndan sonra Sykes Picot antlaşmasıyla Fransa`nın payına düşen bir ülkede hali hazırda bir sorun ortaya çıktığı zaman bir anda Fransa`nın devreye girdiğini görüyoruz. Bu da oranın hala sahibi benim anlamına geliyor. Geçenlerde bunu Lübnan krizinde görmüştük. Saad Hariri, Suudi Arabistan`a gitmişti. Orada bir tür gözaltına alınmıştı. Ama Fransa cumhurbaşkanı devreye girdi. Gitti, aldı, götürdü; geri getirdi. Lübnan bilindiği gibi Fransa`nın sömürgesiydi. Onun kurduğu bir ülkedir ve orada bir değişiklik olacaksa, bir düzen yeniden dizayn edilecekse Fransa`nın sözü geçer anlamındadır.” açıklamasında bulundu.
Irak`ın da İngilizlerin kurduğu bir devlet olduğunu hatırlatan Vahdettin İnce, “İngilizler, Irak`ın bölünmesini kendi çıkarlarına uygun görmüyorlar ki ‘ortak ülke` demeye getiriyorlar. Burada yaşayacaksınız. Biz bu sınırları o gün için öyle işimize geldi çizdik. Bugün hala işimize geliyor. Siz içeriden istediğiniz gibi değiştiremezsiniz anlamındadır.” dedi.
“İSLAM`IN ALTERNATİF OLMA POTANSİYELİNİ GÖRÜYORLAR”
İnce, sömürgeciliğin bütün İslam âleminde devam ettiğini kaydederek, “Tabii İslam`ın bir alternatif olma potansiyeli, gücü, ihtimali olduğu için de, içimizdeki beyinsizleri şiddete yönelterek İslam`ın umut olma özelliğini de ortadan kaldırıyorlar. Bunu, cami saldırıları ve Mısır`daki katliamda görebiliriz.” diye konuştu.
Son olarak İslam âleminin çok korkunç bir saldırı ile karşı karşıya olduğunu ve Müslümanların bu süreçte çok dikkatli hareket etmeleri gerektiğini vurgulayan İnce, “Grup, etnisite, mezhep, meşrep ayrışmalarını kendi özellerinde yaşayabilirler. Ama ortak kavram İslam Birliği, İslam Kardeşliğinde çok derinlikli düşünmeler yapmamız gerekiyor ki biz bu şeytani sömürgecilikten kurtulabilelim.” uyarısında bulundu.