İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK), Mısır Tora/Akrep Cezaevinde son yıllarda yoğunlaşan işkence, kötü muamele ve diğer insan hakları ihlalleriyle ilgili hazırladığı raporu, düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.

Basın toplantısında konuşan İHAK Başkanı Av. Cihat Gökdemir raporun hazırlık sürecinde mağdurlarla, mahpus ve tutukluların aileleriyle ve avukatlarıyla görüşme yaptıklarını, Mısır Adalet Bakanlığına ve Mısır Başsavcılığına Akrep Hapishanesi ile ilgili inceleme talebi ilettiklerini ancak olumlu bir geri dönüş alamadıklarını söyledi.

Mısır'da yakın dönemde yaşanan insan hakları ihlallerine değinen Gökdemir, "Mısır halkının basın ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü engellenmektedir. İhlallerin en yoğun yaşandığı yerler cezaevleridir. Gözaltı merkezleri ve hapishaneler adeta işkence merkezlerine dönüşmüştür." dedi.

İHAK Başkan Yardımcısı Av. Gülden Sönmez Mısır'da insan hakları çalışması yapılmasının neredeyse imkansız olduğunu, gelinen noktada Akrep Cezaevi olarak bilinen bu merkezin aslında Adalet Bakanlığına bağlı olması gerektiğini ancak fiili olarak bu merkezin Ulusal Güvenlik Teşkilatı yönetimi altında bulunduğunu söyledi.

Cezaevinde yaşanan ölüm hadiselerine de değinen Sönmez, Akrep Cezaevinde 6 kişinin öldüğünü ancak Mısır genelindeki cezaevlerinde ciddi ölümler yaşandığına dair bilgi ve duyumlar aldıklarını söyledi. Sönmez açıklamasında "Hapishanelerden gelen şikayetlerin arasında dayak, aç bırakma, uzun süre hücrelerde tutma, yalnız veya kalabalık koğuşlarda tutma, erkek mahkumlara tecavüz, çıplak soyma, yatak olmaması ve tüm mahkumların beton zeminlerde yatırılması, aile ve yakınların tehdit edilmesi, yaşları yüksek olan bu kişilerin sağlık imkanlarına erişiminin engellenmesi şeklinde beyanlar ve kanıtlar tarafımıza ulaşmıştır." dedi. Mısır'ın bazı uluslararası insan hakları sözleşmelerine taraf olduğunu söyleyen Sönmez Mısır'a yönelik bağlayıcı olan uluslararası kuruluşları daha aktif rol almaya çağırdı.

Toplantıya, Mısır'daki askeri darbe sonucu şehit olan Esma Biltaci'nin annesi Sena Biltaci de katıldı. Eşi Muhammed Biltaci ile bir oğlu cezaevinde olan anne Biltaci, Akrep Hapishanesinin Ebu Gureyb ve Guantanamo gibi bir merkez olduğunu ve bir yetkilinin daha önce Akrep Hapishanesini buradakiler ölsün diye açtık dediğini söyledi.

Sena Biltaci: Kocam ve oğlum aynı cezaevinde ancak 4 yıldır birbirlerini göremiyorlar

Biltaci, "Kocam ve oğlum Anas aynı cezaevinde ancak onlar dahi birbirlerini 4 yıldır göremiyorlar. Aylar boyunca ekmek bulunmuyor, bazen bozuk yemekler veriliyor ve mahkumlar bu yemeklerden zehirleniyor. Herhangi bir ziyarete ve mahkumların yakınlarıyla görüştürülmesine müsaade edilmiyor. Ekim 2016'dan bu yana yakınlarımızdan haber alamıyoruz. Gönderdiğimiz ilaçlar içeri alınmıyor. Bütün bunlar temel hukuka ve hatta Mısır ulusal hukukuna da aykırı. Buradaki mahkumların hiçbir hakkı bulunmuyor." dedi.

Mısır Tora/Akrep Cezaevi raporu

Toplantının ardından Mısır Tora/Akrep Cezaevinde son yıllarda yoğunlaşan işkence, kötü muamele ve diğer insan hakları ihlalleriyle ilgili rapor paylaşıldı.

Rapora göre, 2013 Temmuz ayında Sisi'nin yaptığı darbe sonrası Kahire ve İskenderiye'deki protestolara sert müdahaleler yapıldı ve 900 sivil meydanlarda katledildi.

Darbenin ilk zamanlarında gerçekleştirilen katliamlar zamanla azalsa da, özellikle siyasi muhaliflere yönelik kaçırılma, gizli alıkonma, zorla kaybettirme, işkence ve infaz gibi en ağır insan hakları ihlalleri sistematik bir hal aldığı belirtilen raporda, 2016 yılında Mısır resmi kaynakları tarafından cezaevlerinde çoğu İhvan ve diğer muhalif siyasi gruplardan tutuklu insan sayısı 34 bin olarak ifade edildiği, gerçek sayının ise 60 binin üzerinde olduğu kaydedildi.

"Tutukluların vücutlarındaki işkence izleri gidene kadar aileleriyle görüştürülmemektedir"

Raporda, şu görüşlere yer verildi: "Gösterilerin başladığı 2011'den bu yana haksız tutuklamalardaki hızlı artış yeni cezaevi ihtiyacı doğurmuş, 2011'den itibaren 5 sene içerisinde cezaevi sayısı 42'den 52'ye yükselmiştir. Muhaliflere yönelik sindirme araçlarından biri olan yargı, cinayet, işkence ve tecavüz vakasına rağmen kamu görevlilerini korumak amacıyla cezasızlık politikası uygulamaktadır. Sivil göstericilerin askeri mahkemelerde yargılanmasının yolunun açık olduğu Mısır'da, askeri mahkemelerde 7 bin 500'ün üzerinde sivil yargılama gerçekleşmiştir. Çoğu zaman gıyabında ve avukatsız gerçekleşen yargılamalarda adil yargılamanın en temel ilkelerine dahi uyulmadığı bilinmektedir. Mısır'da gözaltı merkezlerinde tutuklu kalmış çok sayıda tanığın ifadelerinden anlaşılacağı üzere, tutukluların ellerinin ve gözlerinin bağlanması, uzun süre hücrede bağlı olarak tutulma, tutukluların vücutlarına elektroşok uygulama, çıplak soyma, aç bırakma, dayak ve benzeri işkencelerin yapıldığı anlaşılmaktadır. Uzun süren işkence dönemlerinden sonra, tutukluların vücutlarındaki işkence izleri gidene kadar aileleriyle görüştürülmemektedir. Bu tür işkencelerden geçen kişilere işlemedikleri suçlar kabul ettirilmekte ve basın önünde itiraf etmeleri sağlanmaktadır. Bu yönde Mısır resmi televizyonlarında çok sayıda haber yapılmıştır. 2013 yılında 109, 2014 yılında 509, 2015 yılında 538 ve 2016 yılında 237 kişiye idam cezası verilmiştir. Verilen idam cezalarının çoğunluğu siyasi davalarla ilgili olup, bunların arasında son dört yılda 81 kişinin infazı gerçekleşmiştir."

Darbe sonrası dönemde bu ihlallerin en yoğun yaşandığı yerlerin ise on binlerce muhalif mahkumun tutulduğu cezaevleri olduğuna dikkat çekilen raporda, Mısır'daki neredeyse tüm cezaevlerinde müstakil rapor çalışması gerektirecek nitelikte yoğun insan hakları ihlallerinin yaşanmakta olduğu belirtildi.

Söz konusu raporun hazırlama aşamasında Mısır Adalet Bakanlığına ve Mısır Başsavcılığına Tora/Akrep Cezaevinde inceleme talebini yazılı ve sözlü olarak ulaştırıldığı hatırlatılan raporda, ancak söz konusu talebe olumlu cevap alınamadığı ifade edildi.

Resmi adıyla Kahire Tora Maksimum Güvenlik Cezaevi olarak bilinen ve kötü şöhreti dolayısıyla "Akrep Cezaevi" olarak isimlendirilen cezaevinin, son yıllarda Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çok sayıda kurum ve sivil insan hakları kuruluşunun raporlarına konu olduğu belirtilen raporda, söz konusu cezaevinde İhvan-ı Müslim'in Teşkilatının yöneticileri, DÂİŞ ve benzeri yapıların üyeleri olmakla suçlananlar ve hükümete muhalif gazeteci, avukat ve insan hakları savunucularının tutulduğu iletildi.

6 kişinin şüpheli ölümü raporlara yansıdı

2015 yılında Tora/Akrep Cezaevi'nde 6 kişinin şüpheli ölümünün raporlara da yansıdığına değinilen açıklamada, "Aynı raporda içeride tıbbi imkanlardan mahrum bırakıldığı için hayatını kaybeden bir mahkumun ailesinin 'konuyla ilgili kamuoyuna konuşmaması'  şartıyla cesedin kendilerine teslim edildiği yönünde bilgi verilmektedir. 2013'ten bugüne kadar Güney Kahire'de bulunan Tora/Akrep Cezaevi'nde Müslüman Kardeşler Teşkilatının yöneticilerinden Ferid İsmail ve Essam Derbale ile birlikte eski yöneticiler arasından Nebil el-Magrebi ile Mercan Salim ve İmad Hasan hayatını kaybedenler arasındadır." denildi.

Raporda, şu ifadelere yer verildi: "Mısır cezaevlerinde işkence ve kötü muamelenin her geçen gün arttığına dair birçok haber ve rapor yayınlanmıştır. İsmini vererek konuşan mahpus yakınlarının beyanı, ismini vermekten korkan mahpus yakınları, bu cezaevlerinde bulunup çıkan kişilerin beyanları ve insan hakları kuruluşlarının raporlarına göre özellikle Mısır Tora/Akrep Cezaevinde çok ağır işkence, insanlık dışı kötü muamele yapılmaktadır. 30 Haziran 2013'ten bu yana Mısır cezaevlerinde işkence, dayak, kötü muamele, hastalara tıbbi müdahale yapılmaması gibi sebeplerle toplamda 200 kişinin hayatını kaybettiği ve bu ölümlerin yoğunlukla Tora/Akrep Cezaevinde yaşandığı beyan edilmiştir."

"Saatler boyunca duvara dayalı olarak asılı tutuluyorlar"

Tora/Akrep Cezaevi H1 Blokta tutulan bir mahpusun ifadesinin aktarıldığı raporda, "Çoğu mahkum değil tutuklu olan kişiler saatler boyunca duvara dayalı olarak asılı tutuluyorlar. Düzenli periyodlarla sistematik işkenceye tabi tutuluyorlar. Bu periyodik işkence ve zalimane muameleleri vücudun muhtelif yerlerine ve hassas bölgelerine elektrik vermek, sopa ve coplarla düzenli şekilde dayak atmak, küfür ve hakaret gibi şekillerde" gerçekleşmektedir. Birçok erkek mahpusa bu cezaevinde tecavüz edildiği belirtilmektedir. Bu bazen bazı cisim ve aletlerle gerçekleşmektedir." denildi.

"Mahpusların gözleri önünde eşlerine ve kızlarına tecavüz tehdidi yapılmaktadır"

Raporda devamla şunlar aktarıldı: "Tora/Akrep cezaevinde, mahpus yakınları tarafından ziyaretleri esnasında da işkence ve kötü muamele gerçekleşmekte, gözleri önünde eşleri ve kızlarına taciz ve onur kırıcı muamele ile yine mahpusların gözleri önünde tecavüz tehdidi yapılmaktadır. "Eğer bu cezaevinde yaşananlarla ilgili dışarıda bir beyanda bulunurlarsa yakını oldukları mahpusun işkence ile öldürülecekleri" ile tehdit edildikleri de mahpus yakınlarınca ifade edilmekte ve sırf bu nedenle de çoğu mahpus yakını gördükleri ve yaşadıkları ile ilgili konuşamamaktadır. Yine de Tora/Akrep Cezaevinde yaşanan işkence ve kötü muamele ile ilgili dışarıya yansımasından dolayı Cezaevi idaresi ziyaretleri nerdeyse durdurma aşamasına getirmiştir."

Tora/Akrep Cezaevinde bulunan mahpusların hassaten kötü fiziki koşullar ve sağlığa zararlı beslenme sebepleriyle ağır hastalıklara maruz kaldığı da yaygın raporlanan ihlaller arasında olduğuna dikkat çekilen raporda, ancak hastaların tedavileri için gereken ameliyat, acil operasyon ve tıbbi takip ve tedavi gerektiren hiçbir imkânın bu hastalara oluşturulmadığı ve bu yüzden de hastaların durumunun ağırlaştığı, bazılarının da hayatını kaybettiği belirtildi. Cezaevi idaresine yapılan tedavi başvurularının karşılıksız bırakıldığı ifade edildi.

Sonuç ve öneriler

Tora/Akrep Cezaeviyle ilgili olarak Mısır içinde görüş bildirebilecek bağımsız bir kurum veya kuruluş bulunmadığına işaret edilen raporda, uluslararası toplumunun Tora/Akrep Cezaevinde yaşanan bu ihlallere ilişkin farkındalığının arttırılması ve uluslararası kuruluşların bu cezaevindeki ve diğer cezaevlerindeki şartların düzeltilmesi için Mısır hükümetine baskı yapması gerektiği kaydedildi.

Raporda, insan Hakları ve Adalet Hareketi İHAK olarak Tora/Akrep Cezaevi ve Mısır'da bulunan diğer Cezaevleriyle ilgili insan hakları ihlallerine neden olan uygulamalara dair Mısır Hükümetine, Mısır'la ikili ilişkileri güçlü olan bölge ülkelerine, Mısır'ın üyesi olduğu uluslararası teşkilatlara ve insan hakları mekanizmalarına, uluslararası insan hakları kuruluşlarına ve uluslararası topluma şu önerilerde bulunuldu.

"Önümüzdeki süreçte Cezaevlerindeki yaşam hakkı ihlallerinin son bulması için Mısır Hükümetinin Tora/Akrep Cezaevi ve diğer Cezaevlerinde yaşanan ölüm hadiseleriyle ilgili adil ve şeffaf bir soruşturma başlatması ve sorumluların yargı önüne getirilmesi.

İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının Tora/Akrep Cezaevi ve diğer Cezaevlerindeki mevcut kısıtlamaları kaldırarak mahkum ve tutukluların yakınlarının ve avukatlarının ziyaretine yönelik engellerin kaldırması, mahpus ve tutukluların sağlık erişiminin önündeki engellerin kaldırması, Tora/Akrep ve diğer Cezaevinin fiziki şartlarının temel insani düzeyde yeniden düzenlemesi.

Mısır Hükümetinin Tora/Akrep Cezaevi ve diğer Cezaevlerinde yaşanan ihlallerle ilgili avukatlardan, doktorlardan ve insan hakları savunucularından oluşacak bağımsız bir ulusal komisyon kurması ve bu komisyonun ilgili Cezaevinde çalıştırılması.

Tora/Akrep ve diğer Cezaevlerinin bağlı olduğu savcılıkların, mahkumların işkence ve diğer şikayetleriyle ilgili hukuki incelemeleri hukuka uygun bir şekilde yürütmeleri ve şikayet mekanizmalarını aktif çalıştırılarak sorumlu memurlara yönelik hukuki yaptırım süreçlerinin işletilmesi.

BM İnsan Hakları Komitesi, BM İnsan Hakları Konseyi, Afrika Birliği İnsan Hakları Komitesi, Arap Birliği İnsan Hakları Komitesi, İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız ve Daimi İnsan Hakları Komisyonu gibi Mısır'ın da üyesi olduğu uluslararası teşkilatların ilgili insan hakları birimlerinin Tora/Akrep Cezaevinde, diğer Mısır Gözaltı Merkezleri ve Cezaevlerinde yaşanan ihlallere ilişkin derhal heyetler göndermesi, bu heyetlerin elde ettiği sonuçları dünya kamuoyuyla paylaşması ve ilgili mekanizmaların ihlallerin giderilmesinde daha aktif rol alması gerekmektedir." (İLKHA)