Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, yarın idrak edilecek Mevlid Kandili dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. İslam âleminin mevlit kandilini tebrik eden Çelik, önemli tavsiyelerde bulundu.
Hz. Muhammed'in dünyaya teşriflerinin bin 439'uncu yıldönümü münasebetiyle İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, bugün insanlığın O'nun adaletine daha çok muhtaç olduğunu ve yeryüzüne adaletin yeniden tesis edilmesi için O'nun örnek alınması gerektiğini belirtti.
Her yıl İslam ülkeleri başta olmak üzere Türkiye'de mevlit kandilinin büyük bir coşku ile kutlandığını belirten Çelik, "İslam âlemi özellikle ülkemiz, peygamber efendimizin dünyaya teşriflerini mevlit kandili olarak eskiden beri yoğun bir programla, muhabbetle, ibadet aşkıyla, derin bir saygı ve sadakatle kutlar. Bu vesileyle çeşitli programlar yapılır. Özellikle de camilerimizde bir yoğunluk olur. Bugün de Müslümanlar, vaaz ve Kur'an-ı Kerim dinlerler. Peygamber efendimizin hayatını anlamaya ve O'nu anmaya gayret ederler." dedi.
Hz. Muhammed'in dünyaya teşriflerinin, insanlığın hayatından çok ciddi bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Çelik, "Teşrif ettiği tarih dilimine bakarsak da insanlar ilah ve inanç bakımından tamamen trajikomik bir durum içerisindeydiler. Kendi ilahlarını kendileri yapıp ve kendileri tapıyorlardı. Bir tek Allah inancı neredeyse kaybolmuştu. O, bir tek Allah inancını, yani yeniden kelime-i tevhidi getirmiştir. Peygamber efendimizin dünyaya teşrif ettiği o zaman diliminde yeryüzünde hakkaniyet tamamen ortadan kalkmıştı. Hak, güçlünün elindeydi. Oligarşi , insanları istediği gibi sömürüyor, yönetiyordu. Yani hakkaniyet diye bir şey kalmamıştı ve peygamber efendimiz insanlara örnek yaşantısıyla hakkaniyeti armağan etmiştir. Koyduğu ilkelerle hürriyeti eşitliği, adaleti ve de kardeşliği getirmiştir." ifadelerini kullandı.
"Sosyal adaleti getirmiştir"
Çelik, "Diğer taraftan soysal adalet kalmamıştı. Fakir daha fakir ve servet varlığını elinde bulunduran daha bir zenginleşiyordu. Zekât, sadaka ve infak gibi yardımlaşma, dayanışma zirve nokta dediğimiz 'Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir' gibi dozajı çok yüksek uyarılarla da sosyal adaleti getirmiştir. İnsanlara mütevazı olmayı, güvenen ve güvenilir olmayı, insanlara paylaşmayı, cömertliği, kanaatkârlığı getirmiştir. İnsanlara hastalıktan, açgözlülükten hırstan uzak durmayı tavsiye etmiştir. Bunu da bizatihi övülmüş ahlakıyla ortaya koymuştur." şeklinde konuştu.
Günümüz dünyasına Hz. Muhammed'in övülmüş ve güzel ahlakının kazandırılmasının çok büyük bir önem arz ettiğini belirten Çelik, şunları söyledi:
"Erdemlerin, faziletlerin altında peygamber efendimizin imzası vardır"
"Adaletli ve zülüm karşısında olmayı prensip edinmiş, bir ilke duruş olarak ortaya koymuştur. O bugün bütün bunlardan şikâyetçi olan şikâyetin de ötesinde bütün bunların olmayışından dolayı perişan olan insanlığa peygamber efendimizin tanıtılması ve O'nun övülmüş güzel ahlakının kazandırılması da çok büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü O; 'övülmüş ahlakı tamamlamak ve bunun insanlar tarafından yaşanılır hale getirmek için gönderildim' diyor. Onun için de peygamber efendimizin bir beşer olarak insanlara kendi içlerinden biri olarak gönderilmesi çok önem arz ediyor. İnsanların rehberi insandır ve beşerin rehberi beşerdir. Peygamberimiz her beşere benzemez ama o içimizden biriydi. Çünkü Allah Kur'an-ı Kerim de 'Size başkasında bulamayacağınız bir hayat ve yaşama standardını, kalitesinde örnek olmak için gönderilmiş bir peygamberdir. O'nun hayatında sizin için örnekler vardır' buyurmaktadır. Gerçekten de bugün erdemlerin, faziletlerin altında peygamber efendimiz Hz. Muhammed'in imzası vardır."
"Gelin Hz. Muhammed'in insanlığı onuruna, sosyal adalete ve hakkaniyete kavuşturduğu ilkelerine, prensiplerine, davetine kulak verelim, O'nu yeniden anlamaya çalışalım" diyen Çelik, "Bugün gerek İslam coğrafyasında gerekse de dünyanın herhangi bir yerinde insanların onurunun, hürriyetinin ve haklarının, insanlığının çiğnendiği bir ortamda biz Müslümanlar olarak davetimiz, teklifimiz, örneğimiz var diyoruz. Gelin, Hz. Muhammed'in insanlığı onuruna kavuşturduğu sosyal adalete ve hakkaniyete kavuşturduğu ilkelerine, prensiplerine, davetine kulak verelim. O'nu yeniden anlamaya çalışalım. Çünkü dertlerimiz aynı dert. Bugün sosyal adaletle, hakkaniyetle, bir ilah inancı ile ilgili yani akide ile ilgili insanların sıkıntısı var. İnsanlık yine kendi heva ve heveslerinin, hırslarının, aç gözlülüğün peşinde sürüklenip gidiyor. Bütün bunlara bin 439 yıl önce dünyaya teşrif eden peygamber efendimizin 'durun' dediği gibi bugün de 'nereye bu gidiş' diyecek bir ses bekliyor. Dünya bu sesi günümüz diliyle günümüz insanının anlayış algısıyla bütünleştirerek daha böyle ulaşacağı yani karşı insana ulaşabilen ona dokunabilen bir sesle, duruşla efendimizi anlamak ve anlatmak gerekiyor." şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)