Cenevre'deki Suriye görüşmelerinin 8. turu bugün başlayacak. Görüşmelerde geçiş yönetimi, anayasa, seçimler ve terörizmle mücadeleden oluşan 4 temel başlığın ele alınması bekleniyor.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da geçen hafta bir araya gelen muhalifler, uluslararası toplantılara tek çatı altında katılma isteğinden dolayı yeni bir müzakere heyeti oluşturdu.
Yeni müzakere heyetinde Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu'ndan (SMDK) 8 , Yerel Koordinasyon'dan 5, Kahire Platformu'ndan 4, Moskova Platformu'ndan 4, askeri guruplardan 7 ve bağımsızlardan 8 olmak üzere 36 kişi bulunuyor.
Rejimin "muhatap bulamama" bahanesine yanıt
Muhalifler yeni müzakere heyetiyle, rejimin, "Suriyeli muhalif platformların çokluğu nedeniyle Cenevre görüşmelerinde muhatap bulamama" şeklinde öne sürdüğü bahaneyi ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Riyad'daki söz konusu toplantıda ayrıca Riyad Hicab'dan boşalan MYK Genel Koordinatörlüğüne Nasır Hariri'yi getiren muhalifler, geçiş döneminin Beşşar Esed ve ekibi yönetimden ayrılmadan tamamlanmayacağını ifade etti. Moskova grubu ise bu konuda çekimser kaldı.
'Gerginliği azaltma' bölgeleri
Cenevre 8 görüşmelerinin bir diğer özelliği ise Esed'in ihlallerine rağmen "gerginliği azaltma" bölgelerinin ve ateşkesin başarılı olması. Bu bölgeler, cephelerde sükunete ve insani yardımların ulaşmasına katkı sağladı. Ancak rejimin beş yıldır kuşatma altında tuttuğu Doğu Guta, bunların dışında kaldı, anlaşma burada hiç uygulanmadı.
Çatışmaların durması, siyasi sürece destek sağlıyor. "Gerginliği azaltma" bölgelerinin başarılı olması, Birleşmiş Milletler'in 2254 sayılı kararının, güven inşası ve insani yardımla alakalı bazı bentlerinin uygulanması olarak görülüyor.
Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin katılımıyla gerçekleşen Soçi Zirvesi'nde de garantör ülkelerin ortak mesajı, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve siyasi çözümü destekler mahiyette oldu.
DEAŞ'ın da Suriye'de nüfuz alanlarının azalması, çözüm için yeni bir boyut olarak değerlendiriliyor. Rusya ve ABD gibi dış güçler, DEAŞ'la mücadeleyi siyasi geçiş öncesinde tutuyor. Bu nedenle DEAŞ'ın Suriye'de nüfuz alanlarının azalması, çözüme odaklanmayı artırıcı bir etken şeklinde ön plana çıkıyor.
Cenevre'ye katılan tarafların geçiş süreci ve geçiş yönetiminin tesisi konusundaki bakış açıları ise farklılık arz ediyor. Başta Türkiye'nin desteklediği Suriyeli muhalifler, tam yetkili geçiş yönetimi kurulması gerektiğini düşünüyor. Beşşar Esed'i destekleyen İran ve Rusya ise mevcut yönetime katılım şeklinde bir formül istiyor.
Cenevre müzakerelerinin zeminini oluşturan 30 Haziran 2012 tarihli Cenevre 1 Bildirisi, ateşkes sağlanmasını, tutukluların serbest bırakılmasını ve abluka altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılmasını hedefliyor. Ardından muhalefet ve rejimin karşılıklı rızasıyla belirlenen isimlerden oluşacak tam yetkili geçiş yönetimi kurulması gerekiyor. Geçiş yönetiminin tam yetkili olması, devlet başkanının yani Esed`in üzerinde bir pozisyonda olmasını beraberinde getiriyor.