Tüm iş adamları gibi ihalelere girdiğini belirten Bingöllü müteahhit Bayram Girişen, ancak kazandığı ihalelerin tüm hukuki sürecini sorunsuz geçtikten sonra, hak kazandığı işlerden olduğunu ifade etti. Yaşadıklarına anlam veremediğini söyleyen Girişen, kazandığı ihalelerin bir şekilde elinden alındığını iddia etti.

"Bingöl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yeni hizmet binası" ihalesine girdiklerini ve işi aldıklarını anlatan Girişen, daha sonraki süreçte hukuksuz gerekçelerle ihalenin kendisinden alındığını belirtti.

Girişen, "Bingöl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yeni hizmet binası Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünde ihaleye çıktı. En düşük ihaleyi biz verdik ve iş bize verildi. Güvenlik soruşturmaları yapıldı, ihale komisyonu tarafından işimiz onaylandı. İhale sözleşme aşamasına geldi, karar pulu yatırdık. İşin son onayı için Ankara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Daire Başkanlığına gönderdik. İhale onayını beklerken, iş bitirme belgesindeki imzalar şüpheli görülerek, ihale işimiz onaylanmadı." dedi.

"Sadece kâğıt üzerinden adaletten söz ediliyor"

"Hz Ali'ye sormuşlar, 'devletin dini var mıdır' vardır demiş ve 'devletin dini adalettir' buyurmuş.  Maalesef bugün gidişata baktığımız zaman sadece kâğıt üzerinden adaletten söz ediliyor." diyerek sözlerine devam eden Girişen, şöyle konuştu:

"Bingöl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yeni hizmet binası 7 Milyon TL'yi aşkın Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünde ihaleye çıktı. Her müteahhitlik yapan vatandaş gibi biz de ihaleye girdik. İhalede en çok kim kırım yaparsa onda kalır. En düşük ihaleyi biz verdik ve iş bize verildi. Güvenlik soruşturmaları yapıldı, ondan da geçtik. İhale komisyonu tarafından işimiz onaylandı. İhale, sözleşme aşamasına geldi, karar pulu yatırdık. İşin son onayı için Ankara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Daire Başkanlığına gönderdik.  Burada ihalenin onanmasını beklerken, haftalar sonra ihale ile ilgili gelen yazıda il Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ihale komisyonun karar düzeltilmesine gitmesini söylüyor. Niye karar düzeltilmesine gidilsin! İhale ile aldığımız işi bizden alınıp başka firmaya verilsin, deniliyor. Gerekçe, imza sürgüsündeki imza ile zarfın altındaki imza birbirine benzemiyor. Benzememe şüphesi varsa söz konusu imzalar hakkında araştırma ve inceleme yapılır, tespiti yapılır, yanlış mı, doğru mu? Bu yöntemle araştırma yapılması lazımken, gelen yazıda imzaların birbirine benzememe şüphesiyle ihalemiz başkasına verilmek isteniyor!"

"İş bitirme belgesinde imza sahipleri hangi sıfatla imza atmışlar diye ihalemiz iptal ediliyor"

İhaleye, Bayram İnşaat ve SEAL İnşaat ortak girişimi ile girdiklerini ifade eden Bayram, sözlerine şöyle devam etti:

"SEAL İnşaat'ın ortaklarından Mühendis Haydar Eroğlu isminde bir inşaat mühendisi şu an SEAL İnşaat'ın yüzde 51 hissesine sahip ve Kuzey Irak'ta TEPE inşaatın yapmış olduğu Süleymaniye Üniversitesi'nin kontrollüğünü yapmış. Bir iş yapılırken nasıl o işi firma yapıp taahhüt ediyor bitiriyorsa, iş bitirme alıyorsa, o işin kontrollüğünü yapan inşaat mühendisi de o inşaatta iş bitirme hakkına sahiptir ve kanuni bir hakkıdır. Bu şahıs işini yapmış, teslim etmiş, TEPE İnşaat'ta iş bitirmeyi almış. Aldığı iş bitirmede mevzuat gereği olarak iş, Süleymaniye Üniversitesi rektörlüğünde yazıldığı için, bakın Arapça olan Süleymaniye Üniversitesi'nin rektörlük mührü var. Erbil Valiliği'nin mührü vardır. Konsolosluğun mührü vardır. Bu İngilizce iş bitirme belgesi. Ayrıca, Arapça iş bitirme belgesi de vardır içinde, Türkiye Konsolosluğu ve Dışişleri'nin mührü var. Bu belgenin sahte olduğunu söylemeleri halinde gerekli mercilerden sorulur-soruşturulur gerçeği ortaya çıkar, ama böyle bir şey söylemiyorlar. Bu iş bitirme belgesinde Erbil Valiliği hangi sıfatla imza atmış deniliyor. Zaten buradaki mühür kaşe Erbil Valiliğine ait olduğunu söylüyor. Ondan sonra Üniversite rektörünün bunu imzaladığı, Türkiye Konsolosluğun da Mustafa Kaya muavin konsolosun bunu imzaladığını, imzalar da hepsinin ünvanlı olmasına rağmen bu iş bitirmeyi imzalayanlar hangi sıfatla imzalamışlar diye bu ihaleyi elimizden alma nedeni olarak gösteriyorlar. Burada söylenen şeyler birer bahanedir."

"Bürokrasideki haksızlık ve hukuksuzlukların önüne geçilmesi lazım"

İhalelerinin iptal edilmesini haksızlık olarak gördüklerini ifade eden Girişen, "Yetkililere ve Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum; sizler zor zamanda sorun ve sıkıntılarla uğraşıyorsunuz. Ama mevcut bürokrasi işleyişindeki kadroları denetleyecek ve işlerin doğru yapılması, kayırmacılıkların olmaması için bir takım denetimlerin yapılması gerektiğini düşünüyorum.  Devlet büyükleri, bürokrasideki haksızlık ve hukuksuzlukların önüne geçmesi lazım." dedi.

"İnsanların rızkıyla uğraşmakla kimse bir yere varamaz"

Yaşadıklarının hukuksuzluk olduğunu ifade eden Girişen, konuyu mahkemeye taşıyacaklarını belirterek, "İhale süreci Bingöl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nde şeffaf olarak yapıldı her şey kuralına göre yapılmasına rağmen, ihale komisyonu karar vermiş bağlamış, bize tebligat gönderilmiş kesinleşen ihale ile ilgili olarak karar pullarımızı yatırdık. İhale onaya giderken, Ankara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Daire Başkanlığı'nda sekteye uğradı. Allah bu ihaleyi sekteye uğratanları ıslah etsin. İnsanların rızkıyla uğraşmakla kimse bir yere varamaz." ifadelerini kullandı.

Girişen, geçmişte zulüm ve haksızlık yapanların ne hale düştüklerini herkesin gördüğünü belirterek,  bugün aynı zulmü yapanların gelecekte başlarına geleceklerinin hesabını yapmaları gerektiğini söyledi.

"Ankara'da Bingöllü Milletvekilleri benimle görüşmediler"

İhalelerinin iptali üzerine Ankara'ya gittiğini anlatan Girişen, o süreçte yaşadıklarını anlattı: "Ankara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Daire Başkanlığı Müsteşarı ile görüşmek istedim bana randevu vermedi, görüşmedi. Bakan danışmanına çıktım, konuyu kendisine anlatım, bana 'bu konuda bir şey anlamıyorum' dedi, ama not aldı 'gereken yere söyleyeceğim' dedi. Şu ana kadar bana kimse dönüş yapmadı. Bingöl Milletvekili Enver Fehmioğlu Bey'i 3-4 defa aradım cevap vermedi. Bingöllü Kalkınma Bakan Yardımcısı Yusuf Coşkun'u aradım cevap vermedi, danışmanı çıktı, müsait olmadığını söyledi. Ankara'da kimse benimle görüşmeyince dönüp Bingöl'e geldim. Burada BİMER ve CİMER'e şikâyette bulundum. CiMER'den bana dönüş yaptılar, 'söz konusu şikâyetinizle ilgili bilgi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bildirildi' denildi." (Nihat Kanat - İLKHA)