Mustafa Karakaş / HaberAnaliz

6 yıldır süren Suriye iç savaşı özellikle Batı ülkelerinin ‘sürmesi için` çaba sarfettiği bir iç savaş.

ABD öncülüğündeki Cenevre görüşmeleri ‘körler ve sağırlar biribirini ağırlar` misali ağır aksak yürüyen,çözüme dair teori ve pratiği olmayan soyut, söylemsel toplantılar oldu.

ABD tüm stratejisini savaşın sürmesi ve uzaması üzerine bina etti. Astana görüşmeleri ile barış adına yeşeren umudu kökünden koparmak için çeşitli hamlelerde bulundu idiyse de tarafların (Türkiye-Rusya-İran) sağduyusu galip geldi.

Her ne kadar zaman zaman Esed kendisine yakışan canilikle vahşetten geri kalmadıysa da diğer yıllara göre 2016 yılında ölümlerin azalması sevindirici bir durumdu.

Önceki gece Soçi`de bir araya gelen Türkiye-Rusya ve İran devlet başkanları Suriye`de siyasi bir çözümün sağlanması için yol haritası çizmeye çalışırken Suudi Arabistan`da da Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr`in daveti ile 140 civarında farklı Suriyeli muhalif grup Riyad`da toplandı.

Toplantıya Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da katıldı. Mistura, tüm tarafların Cenevre`ye katılımının önemine vurgu yaptı.

Dağınık halde olan ve uzun süredir tek çatı altında birleşemeyen Suriyeli muhalifler, Suud'un telkinleri ile Cenevre'ye ortak heyetle gitme kararı aldı. Muhalifler Cenevre'de Esed'in çekilmesini temel şart sayarken Suriye rejimi Esed'in çekilmesi şartını kesinlikle kabul etmeyecek gibi görünüyor. Zayıflayan muhalefetin Suud'un girişimi ile elinin güçlendirilmeye çalışılması Astana ve Soçi mutabakatlarını akamete uğratmaya yönelik karşı hamle olarak değerlendiriliyor.

Astana`da varolan irade Suriye`nin toprak bütünlüğü ve Esed`in kalmasından yana gibi görünürken; Cenevre görüşmelerini yürüten akıl ne tam olarak muhalefetten yana oldu ne de ülkede bir barışın tesisi,silahların susmasını hedef kıldı. Cenevre/BATI/ABD aklı 6 yıl boyunca ‘SÜRDÜRÜLEBİLİR KAOS` projesi ile hareket ediyor.

Astana ile başlayan ve Soçi ile tazelenen ‘barış` görüşmelerinde bu denli önemli adımlar atılırken Suud destekli bir muhalefetin güçlendirilme projesi bölgenin yeniden kan deryasına boğulmasına neden olabilir.

Elbette Suriye muhalefetinin özgür yaşama isteği saygıdeğerdir.

Lakin 6 yıldır akan kan bu işin silah ile olamayacağının delili değil midir? Suud`un Suriye`de tansiyonu yükseltmeye yönelik bu çabasını ‘Suriye halkının özgür yaşama tutkusunu desteklemek` olarak okumak bu meseleye ileri derece de Fransız kalmak anlamına gelir.

Suud, ABD`nin 6 yıldır sürdürdüğü ‘sürdürülebilir kaos` stratejisinin biraz daha sürmesi için hamle yapmaya hazırlanırken Türkiye-Rusya ve İran bu yeni planlara karşı hızlı hareket etmek zorunda;yoksa yeni bir çatışma dalgası daha geliyor.