ANKARA - (AA) Saadet Partisinin hazırladığı Arakan Raporu'nda, Müslümanlara ait yaklaşık 5 bin evin yıkıldığı, 30 bin Müslümanın ise katledildiği ifade edildi.

Saadet Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Necati Eroğlu başkanlığındaki heyet, Arakan'da yaşanan insanlık dramını yerinde gözlemledi ve yaşananları raporlaştırdı.

Soykırımlara varan katliamların yaşandığı Arakan için çözüm önerilerinin yer aldığı raporda, İslam ülkelerine, Myanmar hükümetine baskı yapılması çağrısında bulunuldu.

Myanmar'ın tarihçesine yer verilen raporda, bölgenin beş ilden ibaret olduğu ve stratejik olarak komşu ülkeler açısından söz konusu Arakan'ın hassas bir noktada yer aldığı ifade edildi. Müslümanların çoğunlukla yaşadığı Arakan'ın, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile ön plana çıktığının aktarıldığı raporda, bölgede bin 200 yıldır Müslümanların yaşadığı belirtildi.

Arakan'ın etnik olarak nüfus yapısının değiştirilmesi için başta bölgedeki bazı büyük devletler olmak üzere Myanmar rejiminin 1970'li yıllardan itibaren baskı kurmaya çalışıldığının da ifade edildiği raporda, ilk katliam girişiminin 1980'li yıllarda yaşandığına işaret edildi.

"Kendi topraklarında yaşamak tam bir çileye dönüşmüştür"
Bu katliam ile bölgede Müslümanların göçe zorlandığının da kaydedildiği raporda, 1990'lı yıllarda bazı Müslümanların yapılan anlaşmalar neticesinde ülkelerine geri döndüğü belirtildi. Raporda, 2012'ye kadar saldırıların ara ara sürdürüldüğü, bu tarihten sonra Budist zulmün artık soykırım boyutuna ulaştığı bildirildi.

Özellikle son yıllarda Myanmar hükümeti ve Budist çeteler tarafından Arakan'daki Rohingyalı Müslümanlara yönelik artan şiddet olaylarının temelinde Arakanlıları topyekun sürgün etme çabası da rapora yansıdı.

Raporda, "Yaşanan katliamlar yüzünden Müslüman Rohingyalar, insan hakları ihlalleri sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalmaktadır. Tahmini olarak 3 milyon Müslüman, Myanmar'ın baskılarından kaçarak geldikleri Bangladeş gibi komşu ülkelerde yaşam mücadelesi vermektedir. Birçok Arakanlı ise kaçış yolunda hayatını kaybetmektedir." değerlendirmesi yapıldı.

Raporda, şunlar kaydedildi:

"Myanmar hükümeti tarafından uygulanan politikalar sonucu Arakanlılar için kendi topraklarında yaşamak tam bir çileye dönüşmüştür. Günümüzde Myanmar'daki Arakanlıların yüzde 60'ı gıda yetersizliği sebebiyle zor şartlar altında yaşamakta ve altyapıdan yoksun olarak hayatlarını sürdürmektedir. Myanmar hükümeti, Rohingya bölgesini ele geçirdikleri dönemden bugüne, Arakanlıların kendi ülkeleri üzerinde hak talep etmesini engellemeye, Müslümanları güç kullanarak topraklarından çıkarmaya çalışmakta ya da ölüme terk etmektedir. Myanmar hükümeti, özellikle 2017'nin Ağustos sonunda yeni katliamlara giriştiği görülüyor. Bu katliamlar neticesinde yaklaşık 5 bin evin yıkıldığı tespit edilirken, 30 bin Müslüman'ın ise katledildiği ifade edilmektedir. Öte yandan, 3 aylık süre zarfında yaklaşık 600 bin Arakanlı, Bangladeş ve diğer komşu ülkelere sığınmıştır."

Bölgeye girişe izin verilmiyor

Myanmar hükümetinin baskı ve zulümleri karşısında, Arakan halkının ağır insan hakları ihlallerine maruz kaldığına yer verilen raporda, gönderilen uluslararası yardımların Arakan'a girişine izin verilmediği ve uluslararası gözlemci, insan hakları savunucuları, basın mensuplarının bölgeye gitmesinin yine Myanmar hükümeti tarafından engellendiği belirtildi.

Raporda, Müslüman ülkelerin, Myanmar hükümetine baskı yapması,

Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlar tarafından ambargo uygulanması, bölgenin güvenliğinin sağlanması için uluslararası bir örgütün Arakan'da yer alması gerektiği de vurgulandı.

Çin, Hindistan, Rusya ve İsrail gibi ülkelerin Myanmar'a silah satışının durdurulması gerektiğinin de altı çizilen raporda, bölgeye sadece gıda, giyim yardımı değil, okul, hastane, yetimhane gibi ihtiyaçların giderilmesi için de yardımların yapılması gerektiği kaydedildi.