The Guardian gazetesinin haberinde Arakan'daki Müslümanlara yönelik saldırılardan kaçarken ailesini kaybeden çocukların dramına yer verildi.

Myanmar ordusu, 25 Ağustos'ta Müslümanların yoğun olduğu Maungdaw kentindeki karakollara düzenlenen eş zamanlı saldırıları bahane ederek Müslüman azınlığın yaşadığı yerleri yakıp yıkmaya ve sivillere yönelik katliama girişti.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF), saldırılardan kaçanların büyük kısmının çocuk olduğuna ilişkin açıklamasına yer verilen haberde, sayıları yaklaşık yarım milyonu bulan çocuklardan birçoğunun yetim olduğuna ya da yolculuk sırasında ailelerini kaybettiğine dikkat çekildi.

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) Genel Sekreteri Elhadj As Sy, Guardian'a verdiği demeçte, mevcut durumu "çocuk krizi" olarak nitelendirmişti.

"Bu kayıp insanlara ne olacak bilmiyorum"

Habere göre, Arakan'da daha önceki şiddet olaylarından kaçarak Bangladeş'e gelen Kemal Hüseyin, güvenlik görevlisi olarak çalıştığı yerin kapısında ağlayan bir çocuk bulduktan sonra derme çatma bir merkez kurdu.

Hüseyin, bir mikrofon kiralayarak bu merkezden yaptığı anonsla çocuğu annesiyle buluşturmayı başardı.

Son iki ay içinde çoğu çocuk bin 500 kayıp raporu aldığını belirten Hüseyin, fon ve para eksikliği nedeniyle kulübeyi kapatmadan önce bunlardan yaklaşık yarısını bir araya getirebildiğini söyledi.

Hüseyin, "Ben sadece bir gönüllüyüm, yalnızca bir bekçiyim. Eğitim görmedim. Okuma bilen insanların yardımına ihtiyacım var. Bir maaşa ihtiyacım var." diye konuştu.

Çaresiz kişilerin kayıpların isimlerinin kayıtlı olduğu defterine bakarak cevap beklediğini dile getiren Hüseyin, "Artık kendimi çok streste hissediyorum. Merkez açıkken ailesinden ayrı düşmüş herhangi biri gelebiliyordu. Şimdi bu kayıp insanlara ne olacak bilmiyorum." dedi.

"Ailem Myanmar'da öldü, öldürüldü"

Yeni gelenlerin yerleştirildiği Kutupalong'da en büyük kamptaki dört kardeşten yaşça en büyüğü 8 yaşındaki Sofara, 2 yaşındaki kardeşi Jikara'yı kucağında tutarak, "Ailem Myanmar'da öldü. Öldürüldü. Askerler saldırdığında evimizdeydik." dedi.

Amcaları Kabir Ahmed, askerlerin köylerini bastığını ve kardeşi Cafer'in öldürüldüğünü belirtti.

Cafer'in balık tutmak için gizlice dışarı çıkmaya çalışırken yakalandığını anlatan Ahmed, askerler eylül ayının ortasında gelip evleri yakmaya başladığında, çocukların annesi olan yengesinin yeni doğum yaptığını ve kaçmak için çok güçsüz olduğunu kaydetti.

Yaşanan kargaşada yengesinin geride kaldığı söyleyen Ahmed, daha sonra bütün köyün yıkıldığını ve kadınların tecavüze uğradığını duyduğunu aktardı.

Yeğenlerinin annelerini çök özlediğini ifade eden Ahmed, çocukların geceleri annelerini sayıkladığını dile getirdi.

"Ailemi çok özledim"

Bazı çocukların akrabalarının ya da komşularının yanına sığındığı vurgulanan haberde, Save The Children (Çocukları Kurtarın Vakfı) tarafından işletilen bir merkezde güvenlik nedeniyle adı "Fatıma" olarak değiştirilen 14 yaşındaki genç kızın anlattığı hikaye de yer aldı.

Maungdaw'da bir köyün muhtarı olan babasıyla evlerindeyken askerlerin geldiğini söyleyen Fatıma, askerlerin babasına, "Bizimle gel. Seninle bir şey görüşeceğiz." dediğini aktardı.

Evden kaçarak büyükannesinin yanına saklandığını belirten Fatıma, ilerleyen günlerde evine geri döndüğünde annesinin cesedini kapının önünde gördüğünü kaydetti.

Fatıma, Bangladeş'e giden Arakanlı Müslümanlar köye geldiğinde yolun kenarında ağladığını ve bir ailenin kendisini yanına alarak günlerce süren yolculuk sonrası Cox`s Bazar'a getirdiğini anlattı.

Günlerini yalnız başına geçiren Fatıma, "Sabah erkenden kalkıyorum, Kur'an okuyor ve namaz kılıyorum. Bir şeyler yiyorum." diye konuştu.

Gözyaşlarına hakim olamayan Fatıma, "Ailemi çok özledim." ifadesini kullandı.

Kaçakçılıktan endişe duyuluyor

Kamplarda kayıtlara geçmemiş çok sayıda kimsesiz çocuk bulunuyor. Yardım görevlileri, insan kaçakçılığından endişe duyuyor.

Haberde, yardım görevlilerin, bazı kişilerin Arakanlı Müslümanlara gidip çocukları satın almak istediklerini söylediği aktarıldı.

Arakanlı çocuklar arasındaki akut beslenme yetersizliği tahminlerin çok üzerinde

UNICEF, Myanmar'daki şiddet olaylarından kaçarak Bangladeş'teki kamplara sığınan Arakanlı çocuklar arasında akut beslenme yetersizliğinin tahminlerin çok üzerinde olduğu uyarısında bulundu.

UNICEF'ten 3 Kasım'da yapılan açıklamada, Arakanlı çocuklar arasında yetersiz beslenmenin acil eşiğin altında kaldığı, bu çocukların sağlık durumlarının Bangladeş'e yolculukları sırasında daha da bozulduğu vurgulandı.

Myanmar'daki zulümden kaçan yaklaşık 26 bin çocuğun Bangladeş'teki Kutupalong kampına sığındığı bilgisi paylaşılan açıklamada, bu çocukların su ve gıda yetersizliğinin yanı sıra ishal ve solunum yolu enfeksiyonları riski altında olduğu kaydedildi.

Öte yandan, BM Kadın Birimi (UN Women), Bangladeş'teki Balukhali sığınmacı kampında kalan toplum liderleri ve sığınmacılarla yaptığı görüşmelerden yola çıkarak "Bangladeş'teki Arakanlı Müslüman Sığınmacı Krizi Üzerine Toplumsal Cinsiyet Özeti" başlıklı rapor hazırladı. Raporda, kamptaki Arakanlı Müslümanların yüzde 51'inden fazlasını oluşturan kadın ve çocukların "korkunç" şartlar altında, yeterli gıda, su, hijyen ve tıbbi bakım olmadan yaşadığı vurgulandı.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

Myanmar ordusunun, Arakan'da sivillere düzenlediği saldırılarda, 25 Ağustos'tan bu yana binlerce Müslüman hayatını kaybetti. Myanmar yönetiminin bölgeye giriş çıkışlara izin vermemesi nedeniyle ölen sivil sayısı tam olarak tespit edilemiyor.

Etnik temizliğe dönüşen saldırılarda 300'e yakın köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edilirken, 600 binden fazla Arakanlı Müslüman dağlık bölgeler, nehir ya da deniz üzerinden Bangladeş'e kaçtı. On binlercesi de Bangladeş'e kaçmanın yolunu arıyor.

Arakan'da 1970'lerde yaklaşık iki milyon Müslümanın yaşadığı tahmin edilirken, sistematik saldırılardan kaçış nedeniyle bu rakam 200 binin altına geriledi.