İnternette başörtülü bir kız çocuğu üzerinden yorumlar yapıldığını ifade eden Çınar, "Fotoğrafta, babalarının ellerinden tuttuğu görülen dört beş yaşlarında bir kız çocuğu, başının örtülü olması yetmezmiş gibi, bir de, kendisinden birkaç yaş büyük ağabeysi ile birlikte, üzerlerinde “özgür bir Türkiye için elele” yazısı olan, birer balon taşıyorlardı. “Anlam avcısı” bir fotoğrafçı da, bu gerici enstantaneyi kaçırmayarak; ilericilerin öfke küpüne, sirkelerini daha da keskinleştirecek bir katkıyı, taşımış oluyordu böylece. Neticede, özgür Türkiye’nin el kadar bir kız çocuğunun başı kapatılarak mı sağlanacağına getiriliyordu bütün lâflar ve ağız birliğiyle de kınanıyordu" dedi.
Bu tür düşünceleri eleştiren Çınar, cevap olarak şunları yazdığını belirtti:
“Küçücük bir kız çocuğunun başörtülü fotoğrafı üzerinde fırtınalar koparan kolektivistlerin, o çocuğu toplumsal mülkiyet metaı gibi görerek, her şeyden önce kendi anası babası dururken, nasıl giyineceğine burunlarını sokmaları, faşistik bir kültürün sonucudur ve onun başındaki bez parçasından daha tehlikelidir.
“Aynı şeyi, ne yiyip ne içtiği, nasıl bir evde yaşadığı, nasıl oyuncakları olduğu, vs. hususlarında dillendirmiyorlar ama. Varsa yoksa inançları. Yaşamsal konulara geldi mi, her koyun kendi bacağından asılıyor. Kolektivistlikleri orada istop ediyor. Hâlbuki insanları gelenekçi ya da yenilikçi kılan faktörler, maddenin tarih içinde aldığı yol ve rol kadar, bireyin özgürlük süreçlerinde biçimlenip biçimlenmediklerine de bağlıdır.
“Örneğin siz dahi, oldum olası özgürlük nedir bilmeyen bu toplumsal dokudan geldiğinize ve onun resmî ideolojisiyle bir örneklendiğinize göre, nasıl oluyor da iyiyi, doğruyu ve güzeli biliyor olasınız? Ya yanılıyorsanız? Hiç mi kuşku yok içinizde?”