Hak ile batıl arasındaki savaş kıyamete kadar sürecektir. Şeytan ve yandaşları hak taraftarlarını zayıflatmak, yenmek ve yok etmek için ellerinden gelen her şeyi yapmıştır ve yapacaklardır.

Fakat Allah`ın yardım ve zaferi  -şeytanın taraftarları ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar- daima hak taraftarları ile beraberdir. Çünkü hakka inanıp hakkı yüklenenler en yüce davaya, en ulvi mücadeleye ve en mükemmel hareket metoduna sahiptir. Zira onların yaşantılarını olduğu kadar mücadelelerini de ilahi vahiy düzenler.

Rabbi Zü`l Celal, Hz. Muhammed ‘e(SAV) indirdiği ve kıyamete kadar baki ve geçerli kıldığı mükemmel şeriatta, ilahi davetin Mekke döneminde izlenecek hareket metodunu da bildirmiş ve bunu Mekke benzeri tüm toplumlar için genelleştirmiştir.

Mekke müşrik toplumu ve Mekke benzeri toplumların yaşantısına, adetlerine, inançlarına, en önemlisi ilahi hakikate karşı takındıkları tavır ve bu husustaki düşüncelerine baktığımızda; bu dinin böylesi bir toplum içinde mücadele veren İslam davetçileri hakkında belirlediği hareket metodunun ne kadar gerçekçi ve ne kadar pratik olduğunu görürüz.

Bu davaya ve bu davayı yüklenenlere her taraftan çeşitli saldırıların geldiği toplumlarda, davetçilerin izleyeceği hareket metodunda gizlilik esas olmalıdır. İşte, İslami hareket metodunun pratikliği ve gerçekçiliği de buradan kaynaklanmaktadır.

Müşriklerin ve hak düşmanlarının, bu ulvi davaya karşı kin, düşmanlık ve saldırıları malumdur ve bir gerçektir. Bu gerçek asla göz ardı edilemez. Öyleyse İslam inancını toplumlarda hâkim kılmak için izlenecek metotta da bu gerçeklerin göz ardı edilmemesi ve metodun bu gerçeklere cevap verebilecek nitelik ve pratiklikte olması gerekir.

Her şeyi en iyi bilen Allah (CC) Mekke ve benzeri toplumlarda izlenmek üzere teşri kıldığı hareket metodunda gizliliği esas alarak bunu sağlamıştır. Ve her hususta olduğu gibi bu hususta da örnek olarak, Resulullah`ı(SAV) göstermiştir.

İslam tarihine baktığımızda Resulullah`ın(SAV) Mekke dönemi mücadelesinde gizliliğin yerini ve önemini gayet net olarak görebiliriz. Allah Resulü, ilahi direktifler dâhilinde organizeli ve planlı bir cemaat oluşturmuştu. Binaenaleyh, gizliliğin kapsamına öncelikle bu topluluk fertlerinin şahsiyetleri giriyordu.

Ve unutmayalım ki İslam düşmanlarına karşı zafer de ancak güvenilirliği ispat edilmiş kimselere yapılır.