Filistin toprakları üzerine Siyonist işgal çetesinin yerleşmesine neden olan, işgal ve katliamlara yol açan "Balfour Deklarasyonu"nun 100'üncü yılı dolayısıyla Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gaziantep Şubesi tarafından bir basın açıklaması yapıldı.
AGD binasında yapılan basın açıklamasında, "Balfour Deklarasyonu"nun bir utanç vesikası olduğuna vurgu yapıldı. Basın açıklamasını Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gaziantep Şube Başkan Yardımcısı Fatih Gülnar okudu. Gülnar, işgalci çetenin Filistin halkının topraklarındaki varlığının bir problem olduğunu söyledi.
Açıklamasına Siyonist terör çetesinin Gazze Şeridi sınırı yakınlarındaki bir tüneli havaya uçurması sonucu şehit olan 9 Filistinliyi anarak başlayan Gülnar, "Hafta başında terörist İsrail tarafından şehit edilen 9 kardeşimize de Allah'tan rahmet diliyoruz. İşgal rejimi Gazze sınırında Müslüman milletin direnişine ait bir tüneli füzeyle bombalayıp, ardından tünele gaz sıkarak 9 mücahidimizi şehit etmiştir. Bu haberler bizim azmimizi ve gayretimizi artırmaktadır. Filistin'e, direnişe ve şehitlere selam olsun. Terörist İsrail çok yakında nasıl bir yıkılışa uğrayacağını görecektir." dedi.
Birinci Dünya Savaşının emperyalist bir paylaşım savaşı olduğunu dile getiren Gülnar, "Demokrasi, insan hakları ve özgürlük kelimelerini dillerinden düşürmeyen İngiltere ve Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi yağma ve talandan aldıkları payı artırmak için savaş teknolojileri ile birer işgalci olarak topraklarımıza gelmişlerdir. 1492 coğrafi keşiflerle birlikte önce Amerika'yı, Afrika, Avustralya ve Asya Pasifik'i yağmalayan sömürgeciler, gözlerini en son İslam coğrafyasının kalbine, bugün adına Ortadoğu denilen topraklara dikmişlerdir. Dünyada para trafiğine, finans sistemine yön veren ırkçı emperyalizm, İngiltere hükümetini kendi hesabına kullanmaya başlamıştır. Irkçı emperyalizmin yani Siyonizm'in etkisinde kalan İngiltere Savaş Kabinesi, Filistin topraklarını Siyonistlere açma kararı almıştır." şeklinde konuştu.
Gülnar, Filistin halkının kendi topraklarına Siyonist Yahudilerin yerleştirilmesini asla kabul etmediğini belirterek şunları söyledi:
"2 Kasım 1917'de İngiltere Savaş Kabinesi'nde bakan olan Arthur James Balfour, ırkçı emperyalizmin önde gelen isimlerinden Rothschild'e bir mektup yazmıştır. Balfour, Rothschild'de yazdığı mektupta, 'Majestelerinin Hükümeti, Filistin'de Yahudiler için bir ulusal yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır, bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır.' demiştir. Bu deklarasyon ve akabinde İngiltere'nin Filistin topraklarındaki işgali hiç şüphesiz Müslüman Filistin topraklarında Siyonist İsrail'in kurulmasına temel teşkil etmiştir. İşgal altındaki Filistin toprakları ise İngiliz Manda Yönetimi'nin teşvikiyle Yahudi yerleşimine açıldı. 1922 yılında Filistin'deki Yahudi nüfusu 83 binden 467 bine çıktı. Yahudilerin elindeki arazi de 60 bin hektardan 155 bin hektara ulaştı. Filistin halkı asla kendi topraklarına Siyonist Yahudilerin yerleştirilmesini kabul etmedi. 1920, 1921 ve 1929 yıllarında 3 büyük direniş gösterdi. İngiltere bu direnişleri kanlı bir şekilde bastırdı ve ikinci Dünya Savaşı'nın bitiminde İngiltere 15 Mayıs 1948'de Filistin topraklarından çekilirken, bir gün önce 14 Mayıs 1948'de Siyonist Yahudiler, İngiltere'nin yardımıyla işgal ettikleri Filistin topraklarında İsrail adında bir devlet kurduklarını ilan etmişlerdir."
"Bu deklarasyon İngiltere'nin utanç vesikasıdır"
Bu deklarasyonun İngiltere'nin utanç vesikası olduğunu vurgulayan Gülnar, "Hangi inançtan, ırktan olursa olsun kalbinde zerrece merhamet olan herkes, aklıselim sahibi olan herkes Siyonist İsrail'in insanlığın baş belası olduğunun farkındadır. Aynı şekilde de Birleşik Krallık'ta yaşayan ve Siyonist sermayeyle çıkar ilişkisi olmayan hemen hemen herkes, İsrail'in bir terör örgütü gibi davrandığının farkındadır. Bir hükümete, hem insan haklarından, özgürlüklerden ve demokrasinden bahsedip hem de işgalci İsrail'e arka çıkmak ikiyüzlülük olarak yeter. Bugün 2 Kasım 2017. 'Balfour Deklarasyonu'nun 100'üncü yıl dönümüdür. Bu deklarasyon, İngiltere'nin utanç vesikasıdır. İngiltere bu deklarasyondan ötürü başta Filistin halkı olmak üzere tüm Ortadoğu halklarından ve bütün insanlıktan özür dilemelidir." diye konuştu.
Gülnar, "Siyonist İsrail'in bölgeye adım adım yerleşmesine yardımcı olan, dolayısıyla İsrail'in döktüğü kana ortak olan ve Filistinlileri kendi topraklarında adeta sığınmacı pozisyonuna düşüren ve birçok Filistinlinin o toprakları terk etmesinde başrolü oynayan İngiltere, bu sorumluluğun manevi bedelini ödeyemeyecektir. Ancak mutlaka bunun maddi bedelini ödemelidir. Filistin halkına yıkımın bedelini tazminat olarak vermelidir. İşgalci İsrail'i tanımanın bölgede çatışma ve kaosu durdurmadığı, kan ve gözyaşını dindirmediği aşikârdır. İngiltere, 100 yıl önce yaptığı bu büyük yanlıştan dönmek istiyorsa Filistin halkının haklı mücadelesine destek vermeli, Filistin devletini tanımalı, İsrail'in işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesini beyan etmelidir." çağrısında bulundu.
"Filistin sorunu çözülmeden bu coğrafyaya barış gelmez"
İşgalci İsrail'in Filistin topraklarındaki varlığının bir problem olduğunun altını çizen Gülnar, son olarak ise şunları söyledi:
"Filistin halkının yaşadığı dram; demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerden bahseden İngiltere'nin bir sorumluluğudur. Filistin sorunu çözülmeden bu coğrafyaya barış gelmez. Filistin halkı da özgürlüğüne kavuşmadan bu coğrafyaya barış gelmez. Filistin halkı topraklarına kavuşmadan bu coğrafyaya barış gelmez. Bu deklarasyonun 100'üncü yılında İngiltere, bu utanç vesikasının yükünü omuzlarından atmalıdır. Çünkü bütün insanlığa baş belası olan Siyonist İsrail'e hamilik yapan İngiltere'dir ve Filistin halkının topraklarının gasp edilmesinin hesabını önce İngiltere vermelidir. Filistin halkı yalnız değildir. Çünkü Kudüs yalnız değildir. İşgal ebediyen sürmeyecektir. Zulüm ebediyen sürmeyecektir." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)