Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un da hazır bulunduğu şûrada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, turizm sektörünün temsilcilerine hitaben bir konuşma yaptı.
İlki 1998, ikincisi 2002 yılında yapılan Turizm Şûrası'nın üçüncüsünün hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şûranın düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik etti.
Türkiye'yi bugüne kadar getiren turizm politikasının artık tıkandığını, yeni bir vizyona, yeni bakış açılarına ve yeni yaklaşımlara ihtiyacın olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şûrada ortaya konacak görüşlerin, yapılacak tartışmaların, geliştirilecek önerilerin, Türkiye'nin turizm sektöründeki hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamasını dilediğini söyledi ve Türkiye'nin turizmde çok zengin bir arşive sahip olduğuna değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, turizmin doğrudan ve dolaylı etkileriyle dünya ekonomisine yaklaşık 7,5 trilyon dolar katkı ve 300 milyona yakın istihdam sağlayan sektör olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki 10 yıl boyunca turizm sektörünün dünya ortalamasının üzerindeki büyüme eğiliminin süreceğini belirtti.
Turizmin neredeyse tüm alanlarını kapsayan, geniş bir potansiyele sahip Türkiye'nin, bu süreci yakından takip etmesi gereken ülkelerin başında geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yanı sıra bölgesel ve küresel tüm gelişmelerin turizm sektörünü derinden etkilediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gerçeği Türkiye'nin son yıllarda çok yakından bizzat yaşamış bir ülke olduğunu hatırlattı ve şunları ekledi: "Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan gelişmelerle ülkemizdeki terör eylemleri ve darbe girişimi turizmimize çok ciddi bir darbe vurmuştur. 2015 yılında 40 milyona yaklaşan turist sayımız geçtiğimiz yıl 25 milyona kadar gerilemiştir. Bu yılın ilk 8 ayında 22 milyon rakamını yakalayarak, az önce Sayın Bakanımızın da ifade ettiği gibi 9 aylık rakamın da 26 milyona çıkmış olması bizler için ayrıca umut vesilesidir. Demek ki olumlu istikamette gelişiyoruz. Artık sektörün yaşadığı kötü dönemi geride bırakmaya başladık. Bu tablo aynı zamanda Türkiye'nin turizm alanında da kendi kendine yetebilen, aldığı yaraları tedavi edebilen, hemen ayağa kalkıp hedeflerine yürümeyi sürdürebilen güçlü bir ülke olduğuna işaret etmektedir."
Gastronomi turizmi ile inanç turizminin de insanların yoğun ilgisini çektiğini, sağlık ve termal turizmin de geliştiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Görüldüğü gibi insanlar artık sadece dinlenmekle, sadece gezmekle yetinmiyor, gittikleri yerlerde hayatın her alanına ulaşmak, tanımak, tecrübe etmek istiyorlar. Bir başka ifadeyle, insanlar hediyelik eşyalar kadar unutulmaz hatıralara da biriktirmeye önem veriyorlar. Elbette bu büyük bir değişimdir, şayet doğru şekilde değerlendirebilirsek bu yeni turizm anlayışından en kârlı çıkacak ülke de biziz. Bizimle aşık atabilecek, denizi bir başka, yayları bir başka, dağları, ovaları bir başka, hele hele insanı daha bir başka güzelliğe sahip kaç ülke bulunabilir?"
"Biz İstanbul gibi mücevher değerinde bir şehrin potansiyelini dahi tam olarak kullanabilmiş değiliz. İstanbul, ülkemize gelen turist sayısını tek başına ağırlayabilecek potansiyele sahip bir şehrimizdir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'den Bursa'ya, Hatay'dan Erzurum'a, Konya'dan Edirne'ye kadar hakkıyla değerlendirilemeyen pek çok şehrin olduğunu ve şehirlerin potansiyellerinin değerlendirilmesi için turizm politikalarını geliştireceklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Son dönemde karşımıza çıkan veya çıkartılan engeller, bizim için geleceğimiz inşa ederken dikkate alacağımız birer tecrübedir. Turistlerin beklentileriyle elimizdeki imkânları en ideal şekilde bir araya getirdiğimizde üstesinden geleceğimiz hiçbir sorun olmadığına, olmayacağına inanıyorum."
"Seyahat uyarıları ciddiyetini kaybetti"
Konuşmasında, ekonominin diğer alanlarıyla birlikte turizmin de ülkeler arasındaki ilişkilerde gerektiğinde bir silah olarak kullanıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son birkaç yıldır güvenlik sorunları yanında, ekonomik saldırılara da maruz kaldığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kredi derecelendirme kuruluşlarının tamamen siyasi ve art niyetli notlarını artık kimsenin ciddiye almadığını; bu kuruluşlar tarafından yapılan olumsuz bir açıklamanın, aradan birkaç ay geçtikten sonra siyasi amaçla yapıldığının anlaşıldığını ifade etti ve "Onun için biz işimize bakacağız, yolumuza devam edeceğiz. Türkiye güçlü bir ülke ve güçlenerek de yoluna devam ediyor." diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Turizmde de ülkemize yönelik seyahat uyarıları giderek ciddiyetini kaybetti, kaybediyor. Ülkemizi ziyaret eden insanlar burada gördükleri manzara ile kendi devletlerinin uyarılarını, medya kuruluşlarının yayınlarını yan yana getirdiğinde gerçeği çabucak kavrayıveriyorlar." dedi.
İstanbul'da yapılacak yeni opera binası
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda İstanbul Taksim Meydanı'nda bulunan Atatürk Kültür Merkezi'nin yıkılarak yerine yapılacak opera binasıyla ilgili bir tanıtım toplantısı düzenleyeceklerini açıkladı.
Farklı ve modern bir mimariyle yapılacak olan opera binasının 2019'un sonuna kadar İstanbul'a kazandıracaklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten proje çok çok güzel ve muhteva itibariyle bugünkü mevcut projeyle mukayese edilemeyecek derecede zengin. Birçok ihtiyaca cevap verecek çok amaçlı ve İstanbul'da turizm faaliyetlerinde Türkiye'nin bu alandaki gücünü ortaya koyabilecek bir imkân, bir zemin hazırlıyoruz. 2019 sonuna kadar da inşallah onu bitirecek, belki de 2019 seçiminden önceye yetiştireceğiz. İstanbul'umuza, ülkemize şimdiden hayırlı olsun diyoruz." açıklamasını yaptı.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ile birlikte, şûra için özel hazırlanan pulu imzaladı. Bakan Kurtulmuş günün anısına, resim dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen Selahattin Kara'nın bir eserini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim etti. (İLKHA)