HÜDA PAR Şanlıurfa Birecik 2'nci Olağan Kongresinde açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, iç ve dış gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Başta Birecik ilçesinde artarak devam eden hırsızlık ve madde bağımlılığı olaylarına değinen Yavuz, daha sonra Suriye, Irak meseleleri konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Dünya imparatorluğuna soyunan Siyonizm'in, elindeki güç dengeleri ve özellikle her türden kitle iletişim araçlarını kullanarak herkesi tek tip dünya vatandaşı haline getirmeye çalıştığını, dünya Müslümanlarının buna tedbir bulmakta güçsüz kaldığını söyleyen Yavuz, "Bu düşmanlığı bildiğimiz halde onlar gibi davranmaktan, onlara benzemekten kendimizi alıkoyamıyoruz!" ifadelerini kullandı.
Birecik'te yaşanan sorunlara değinen Yavuz, "Birecik'te hırsızlık ve madde bağımlılık oranlarının arttığını görüyoruz. Peki, soruyorum neden böyle oluyor? Bu sorunun cevabını bilmemiz gerekiyor. Ters giden bir şeyler var. 15 yıldır memleketi yöneten, aramızdan çıkan, Müslüman olduklarından şüphemiz olmayan çok iyi niyetli insanlar var. HÜDA PAR her şeyi açık söyler. Peki, neden sürekli bu suç oranları artıyor. Neden sürekli bu sorunlar artarak devam ediyor. Daha başka sorunlar var. Hepsini tekrar etmemize gerek yok." dedi.
"Dünyevi çıkarları birbirinden görmeyince, evlilikte bitiyor"
Son zamanlarda artan boşanma vakaları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Yavuz, "Boşanma oranlarında korkunç derecede bir artış var. İnsanlar birbirlerini beğenmiyorlar artık. Sadakat ortadan kalkmış. Hürmet, merhamet, şefkat ortadan kalkmış. Her şey sadece dünyevi çıkar ve değerlerle değerlendirildiği gibi evlilik kurumu da bu şekilde değerlendiriliyor. Dünyevi çıkarlar çatışınca evlilik de bitiyor. Ortada kalan çocukların sayısını size söylesem dudaklarınız uçuklar. Birecik'i konuşalım. Birecik'in her sokağının başında mobese kamerası var. Emniyetin elinde ise geçmişe göre çok iyi teknolojik imkânlar var. Ters giden bir şey yok mu? Bu durumda suç oranlarının düşmesi gerekmiyor mu? Yani bir huzur havasının hâkim olması gerekmiyor mu? 15 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın hassasiyetleri ve emniyetin bu kadar imkânı varken neden bizim gönlümüzden geçen rahatlık ortamı, huzur ortamı, izzet-iffet ortamı, helal ortamı, adalet ortamı oluşmuyor? Bu sorunun cevabı bizde var. Esasen HÜDA PAR olarak ortaya çıkmamızın asıl gayesi de budur. Kirlenmiş olan bu sistem borusuna iyi niyetli olarak temiz su akıtsanız bile su, kirlenerek çıkıyor. Sorun burda ve budur. İşte göstergeler ortada. Toplumsal çözülme, manevi ve ahlaki boşluk ve çöküntü, aile ve eğitim kurumunun hali, maddi ve manevi donanımdan yoksun bırakılan gençliğimiz, artan suç oranları ve gelecekten ümitsiz milyonlarca insan... Gelin bu sistemi değiştirelim. Boruyu temizleyip ıslah edelim. Adalet temelindeki yeni bir anayasa ile bu sistemi kavmiyetçilik ve laikçilik hastalığından kurtaralım. Başka çözüm yok. " ifadelerini kullandı.
"Siyonizm ve modernizm, düşmanlarını bile kendisine benzetiyor"
Siyonizm ve modernizmin tehlikesine de değinen Yavuz, "Dünya imparatorluğuna soyunan siyonizm, ele geçirdiği sistemler üzerinden herkesi ve özellikle genç nesli dünya vatandaşı haline getirmeye çalışıyor. Biz buna tedbir bulmakta güçsüz kalıyoruz. Aciz kalıyoruz. Öyle bir şey ki, düşman olduğumuz halde, bu düşmanlığı bildiğimiz halde onlar gibi davranmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. İşte siyonizmin ve modernizmin en büyük tehlikesi burada. 'Ben siyonizme ve modernizme düşmanım' demek yetmiyor. Bu öyle bir meret ki, düşmanını bile kendisine benzeterek pasifize ediyor. İşte buyurun, toplumumuzun haline bakın" dedi.
"Bizi, insan olmamızdan utandıracak manzaralar yaşandı"
Suriye meselesindeki siyasetin yanlış yansımalarının ortaya çıktığına dikkat çeken Yavuz, sözlerine şöyle devam etti: "Suriye meselesinde ortaya konulan yanlış siyasetlerin sonuçları ortaya çıktı. Yapmayın arkadaşlar etmeyin! Şam'a gidip namaz falan kılamazsınız. Bu rüyalarla devlet yönetilmez. Esad'ın arkasındaki güçleri görün! Rusya'yı, Çin'i, İran'ı görün, öyle kolay bırakmazlar. Ve beraber yola çıktığınız bu güya Suriye'nin dostlarını görün. Adamların size nasıl ihanet edeceklerini bilin artık. 'Amerika'dan size dost olmaz' dedik. 'Bakkal dükkânı işletmiyoruz kardeşim! Biz büyük işler yapıyoruz.' dediler. Buyurun! bir milyon insan katledildi. Amma o taraftan amma bu taraftan. 13 milyon insan yerinden, yurdundan ayrıldı. Bizi, insan olmamızdan utandıracak manzaralar yaşandı. Ve Bilad-ı Şam, İslam'ın medeniyet şehirleri yerle bir oldu."
Milliyetçiliğin bize verdiği zararları hep beraber görüyoruz"
Askeri yöntemlerin beraberinde getirdiği vahim duruma dikkatleri çeken Yavuz, Irak ve Kerkük'te takınan yanlış siyasete de değinerek, "Zararın neresinden dönülürse kardır. Bu coğrafyada askeri çözüm olmaz, siyasi çözüm olur dediğimizde bizi bakkal dükkânı işletmekle suçluyorlardı. Bakıyoruz ki gelinen aşamada aynı cümlelerimiz tekrarlanarak çözüm üretmeye çalışılıyor. İyidir. Suriye meselesi ne ile çözülecekmiş? Siyasi olarak çözülecekmiş. Güzel. Ama sevincimizi kursağımızda bırakacak gelişmeler yaşanıyor. Kerkük üzerinden koparılan fırtınaya bir bakın, yine aynı meseleye gelip tıkanıyor. Kerkük Türk'tür, Kerkük Arap'tır, Kerkük Kürt'tür. Yav Allah aşkına bırakın bunları artık! Kerkük Kerkük'tür ya! Yani Kerkük'te Türkler var, Kerkük'te Kürtler var, Kerkük'te Araplar var. Allah yeryüzünü böyle formatlamış. Böyle arzu etmiş, meşiet-i ilahiye böyle irade etmiş. Saygı duyun ve buna göre Allah'ın da iradesine uygun bir anlayış ve çözüm geliştirin. Kavmiyetçiliğin bu coğrafyayı ne hale getirdiğine bakmayacak mıyız? İbret almayacak mıyız?" şeklinde konuştu. (Ramazan Casuk, Hüseyin Sayhar-İLKHA)