ANKARA - (AA) FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı belirlenen Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, Akıncı'da darbe bildirisi okuma provası yapan, eski İzmir 2. Ana Jet Üs Komutanı tümgeneral Kubilay Selçuk'un eski emir astsubayı sanık Mehmet Feyzi Ünal'ın savunmasıyla devam edildi.

Darbe girişiminin ardından kendi isteğiyle polise teslim olduğunu, gözaltı sürecinde psikolojik ve fiziksel baskı gördüğünü iddia eden sanık Ünal, görmediği ifadenin zorla imzalattırıldığını savundu.

Görev ve yetkisi olmadığı halde sivil kıyafetle Akıncı Üssü'ne gittiği, eski Akıncı Üs komutanı Hakan Evrim'in emir astsubayı tarafından ayarlanan üniformayı giydiği ve darbe faaliyeti sırasında, darbeciler tarafından verilen görevleri yerine getirdiği ileri sürülen Ünal, hakkındaki iddiaları reddetti.

"Akıncı'yı gez, çok güzel bir üstür' dedi"

Kubilay Selçuk'un İstanbul'daki düğüne gideceğinin planlandığını, bu nedenle hasta babaannesini ziyaret için Ankara'ya gitmek üzere Selçuk'tan 14 Temmuz'da izin istediğini savunan Ünal, "Komutanım Selçuk'a, İzmir'den Ankara'ya gideceğimi söyleyince, 'Ankara'da vaktin olacak mı? Birkaç eşya vereceğim, onları Akıncı'ya bırak, Akıncı'yı gez, çok güzel bir üstür' dedi. Emredersiniz diyerek, eşyaları aldım. Ankara'ya gelirken Akıncı'da 'kimler vardır, onları da ziyaret ederim' diye düşündüm, AŞTİ'ye indim, belediye otobüsüyle Akıncı'ya gittim." diye konuştu.

Akıncı Üssü'nde Kubilay Selçuk'un da bulunduğunu öğrendiğinde şaşırdığını, Selçuk'un gönderdiği eşyaları sorduğunu belirten Ünal, "Kubilay Selçuk generale neden İstanbul'a gidemediğini sordum, 'Eşimin bel fıtığı artınca gidemedik' dedi. Hakan Evrim'in odasına geçti, bana 'sen ayrılabilirsin' demeden oradan ayrılmamam. Emir astbuyalığının kuralıdır. Burada kaldığım için sivil olmam uygun değildi. 'Bana da bir kıyafet bulun' dedim, böylece üzerimi giydim." şeklinde savunma yaptı.

Ardından sabah saatlerinde Samsun'a gitmek üzere üsten çıktığını iddia eden Ünal, yolculuk sırasında gece yaşananlara dair her şeyi otobüsteki televizyondan izlediğini anlattı.

Sanık Ünal, darbe girişimini öğrendikten sonra İzmir'deki görev yerine gittiğini, ardından da emniyet güçlerine teslim olduğunu iddia ederek, FETÖ/PDY üyesi olmadığını, suç vasfının tanık olarak düzeltilmesini ve tahliyesine karar verilmesini istedi.

Sorular

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanığa "Komutanından 'Babaannem hasta, Samsun'dan babam getirecek, Ankara'da hastanede ona yardım edeceğim' diyerek izin istemişsin. İzin alıp yola çıkarken neden babanı aramadın?" sorusuna "Ben yoldayken hep telaşlanırlar, o yüzden aramadım. Ankara'ya gelince ararım diye düşündüm." şeklinde cevap verdi.

Başkan Giray'ın, "Götürdüğün eşyaların kıyafet olduğunu biliyor muydun?" sorusuna karşılık sanık Ünal, "Komutanımın bir hafta sonrası için Ankara'ya uçuşu vardı, jette kıyafetleri koyacak yeri olmadığı için daha önce götürülmesini istemişti. Biz de iki emir astsubayı aramızda kim götürür diye konuşuyorduk. Komutanın o gün geleceğini bilmiyordum. Üssü gezmek için ben zaten Akıncı'ya gidecektim, devre arkadaşlarımı görecektim. Kıyafetler de bahane oldu." diye konuştu.

Sanık Ünal, sorular üzerine, kamera çekimi yapılacağı, kamera aranması, şeref salonunun boşaltılması, komutanın bildiri provası yapması gibi olaylardan haberdar olmadığını iddia etti.

Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Hakan Evrim ve Kubilay Selçuk generaller komutan odasından çıkarken kapı açıldı, Genelkurmay Başkanı'nın 'yanlış yapıyorsunuz' diye bağırdığını duydum ama neden söylediğini bilmiyorum.' şeklinde ifade vermişsin. Bunu ne zaman duydun?" sorusuna Ünal, "Genelkurmay Başkanımız, 'yanlış yapıyorsunuz' diye, komutanlar çıkarken söyledi, ortada televizyon vardı, açıktı, oturduğu yerden konuşuyordu. Biz sürekli komutanlara çay çerez götürüyorduk." yanıtını verdi.

Sen hiç üsse başka birliklerden bu kadar askerin geldiğini gördün mü?

Bir başka soru üzerine sanık Ünal'ın, üssün dışındaki silah seslerini duyduğunu, ancak bir anlam veremediğini belirterek, "Yakınlarda düğün falan var zanettim" demesi üzerine Mahkeme Başkanı Giray, "Senin ifadeni birisi dinlese, 15 Temmuz günü hiçbir şey olmamış diyecek. Ne olursa olsun anormal bir durum olduğu belli. Havacı değil misin? Sen hiç üsse başka birliklerden bu kadar askerin geldiğini gördün mü?" diye sordu.

Bir terör operasyonu, bir harekat yapıldığını düşündüğünü, Akıncı Üssü'nde misafir olduğu için kimseye bir şey sormadığını ileri süren sanık Ünal, "Bir harekat var ama ne oduğunu anlamadım. 'Darbe yapılıyor, uçaklar bunun için kalkıyor' diye konuşmalar hiç duymadım." dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın, Başbakan Binali Yıldırım ile yaptığı telefon görüşmesinde, "Geleceğim, her şeyi anlatacağım, bir kalkışma var" gibi şeyler söylediğini duyduğunu belirten Ünal, "Bunları duydum, Kubilay Selçuk falan uğurladılar. Sonra ben komutanıma, Genelkurmay Başkanımızın neler söylediğini sordum, 'Senlik bir şey yok, sen çık, ben buradayım.' dediğini aktardı.

Sanık Mehmet Feyzi Ünal, üstte sabaha karşı biraz uyuduğunu, biraz tecrübesiz olduğu için kimsenin kendisiyle ilgilenmediğini, misafiri olduğu için bir şeye karışmadığını iddia etti.

"Zekeriya Kuzu komutanlık astsubayıdır

Avukatların sorularını da yanıtayan sanık Ünal, "Komutanınız general, Zekeriya Kuzu astsubay. Bir general ile astsubay arasındaki samimiyeti nasıl tarif edersin?" sorusu üzerine, "Zekeriya Kuzu komutanlık astsubayıdır. Komutanın astsubaylar açısından hesap sorduğu kişidir. Her astsubayla ilgili 'bilgin var mı' diye sorduğu kişidir." dedi.

Ünal, bir başka soruya karşılık, zaman zaman terörle ilgili ihbarlar aldıklarını, Selçuk'un ne şekilde eve bırakalacağı konusunda önlemler aldıklarını anlatarak, "Bazen sivil araçla çıkarıyorduk, bazen kendisinin de evine bıraktığı olmuştur, doğrudur." diye konuştu.

Duruşmaya, sanık Eren Çalışkan'ın sorgusuyla devam edilecek.