DOĞU GUTA/ANKARA – Suriye'nin başkenti Şam'da Beşşar Esed rejiminin ablukasındaki Doğu Guta'da, doktorlar, ilaçsızlık ve gıdasızlık nedeniyle 10 kiloya düşen 8 yaşındaki Rahaf Havva'nın yaşamından umudu kesti. Ölüm döşeğindeki çocuğunun bir de açlık çekmesi, anne Üm Betül'ün acısını ve çaresizliğini artırıyor.

Esed rejiminin ve destekçilerinin 5 yıldır ablukada tuttuğu Doğu Guta bölgesinde, yaklaşık 400 bin sivil yoksulluk, açlık ve zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.

Sivil yerel meclislerin verilerine göre, Doğu Guta'da binden fazla çocuk, besin ve ilaç eksikliği nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya.

Teşhisi konulamayan hastalığıyla mücadele ediyor

Bu çocuklardan biri de Doğu Guta'nın Duma ilçesinde yaşayan 8 yaşındaki Rahaf.

AA muhabirine konuşan annesi Üm Betül'ün anlattığına göre, Rahaf 4 yıl önce babaannesini, ablasını ve teyzesini kaybettiği bir rejim saldırısında evlerinin enkazından canlı olarak kurtarıldı.

Aynı yıl, Rahaf'ın babası Guta'ya insani yardım sokmaya çalıştığı sırada rejim ateşinde katledildi.

Annesi Üm Betül ve kız kardeşiyle kalan Rahaf'ın korku, titreme ve kusmaları devam etti.

İki yıl önce yatağa mahkum olan ve bir daha düzelemeyen Rahaf, kan tahlili ve MR çekimi yapılamadığı için teşhisi konulamayan bir hastalıkla mücadele ediyor.

10 kilograma düştü

İlaçsızlık ve gıdasızlıktan dolayı 25 kilo kaybeden Rahaf, 10 kilograma düştü. 

Rahaf'ı bir deri bir kemik bırakan hastalığı, bitkin, halsiz ve yatağa mahkum bir şekilde onu ölümün eşiğine getirdi.

Sık sık nöbetler geçiren Rahaf, ilaç verilemediği için tüm sinirleri gerilerek acılar içinde çığlık atıyor.

Nefes almakta zorlanan Rahaf'ın başından ayrılmayan annesi, çaresizce yakarıyor.

"Her an ölebileceğinin farkındayım"

Doktorların Rahaf'tan umudu kestiğini ve dua etmesini istediklerini anlatan Üm Betül, "Çocuğumun her an ölebileceğinin farkındayım" diye konuştu.

Üm Betül, göz yaşları içinde ve kısık bir ses tonuyla çaresizliğini şöyle anlattı:

"Kızıma antikonvülzan ilaçları lazım. Ağzı sürekli köpürüyor. Nöbet geçirdiğinde zorlukla konuşarak bana seslenmeye çalışıyor. Maalesef hiçbir şey yapamıyorum. Karşısındayım bir şey yapamıyorum. Antikonvülzan ilaçları lazım, pahalı olduğu ve bulunamadığı için elimden bir şey gelmiyor. Kuşatma yüzünden çok acılar çekiyor. İlk kızım bir defa öldü, Rahaf her gün ölüyor."

"Ölümü göze aldık"

Üm Betül, "Saldırılar oluyor. Binanın 5. katında kalıyoruz. Aşağı inmiyorum. Çünkü ölümü göze aldık. Çok yorulduk. Evsiz kaldık darmadağın olduk. Buna da çok şükür" şeklinde konuştu.

Eski günleri özlediğini kaydeden Üm Betül, "Çok acı çektim, artık dayanamıyorum, hastalığı yetmezmiş gibi bir de açlıkla acı çeksin istemiyorum. Dün ona yiyebileceği bir ekmek bulamadım, biraz şeker buldum su ile karıştırıp içirdim." sözleriyle içinde bulundukları durumu anlattı.