Din görevlileri Birliği Derneği (DİN-BİR-DER), Trabzon Kur'an Kursları Dernekler Federasyonu, Medrese Âlimleri Vakfı tarafından 'Doğu Karadeniz-Güneydoğu Anadolu Kardeşlik Projesi' adında başlatılan program çerçevesinde Karadeniz Bölgesinden çok sayıda âlim Diyarbakır'a geldi.
Büyükşehir Öğretmenevinde bir araya gelen âlimler, burada bir toplantı düzenledi. Toplantıda âlimlerin Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki kötü algının önüne geçilebileceği belirtildi.
Akşam yemeğinin ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan toplantıya Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, DİN-BİR-DER Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım, Diyarbakır Müftüsü Burhan İşliyen, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Akay ve çok sayıda âlim katıldı.
Programın açılış konuşmasını DİN-BİR-DER Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım yaptı. Diyarbakır'dan gelen âlimleri Karadeniz Bölgesinde gezdirdiklerini dile getiren Yıldırım, iadeyi ziyaret yapmak için geldiklerini söyledi.
Diyarbakır'ın üzerindeki kötü algının kaldırılması gerektiğin ifade eden Yıldırım, bu konuda âlimlere görev düştüğünü belirtti.
Diyarbakır'ın diğer illerden farklı olduğunu sözlerine ekleyen Yıldırım, "3-4 senedir Diyarbakır'a geliyorum, Diyarbakır'da medreseleri ziyaret ediyorum. Türkiye'nin çeşitli yerlerine görev icabı gidiyorum ama Diyarbakır bir başka. Bu şehrimizin Anadolu'nun diğer bölgelerinden bilhassa Karadeniz ve Batı Anadolu'da farklı bir imajla düşünüldüğü, algılandığı beni çok üzdü. Hocalarımız geldiler onlarla Trabzon ve Rize'mizde 26 program yaptık. Bu programlarda gözler yaşardı gönüller coştu rahmetler indi. Rabbim bize çok büyük inşirahlar, kalbi sekinetler nasip eyledi. Bunu yaşamayanlar bilmez. Bu bir kardeşlikte yok olmak gibidir. İki bedende ruh olmaktır. Şimdi Karadenizli Hocalar olarak iadeyi ziyaret gerçekleştirdik." dedi.
"Bu kardeşliği ancak âlimler mayalar." diyen Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
"Bu fitneyi ancak gönülden gönülle hitap edenler mayalayabilir. Bunu siyasilerimiz belli oranda destekler ama onların maya çalma şansı âlimlerden daha aşağıdadır. Çünkü onlar ülke işleri ile meşguldürler. Âlimler olarak vücudumunuz bir parçası olan Güneydoğu'muzun yarasına muhakkak merhem bulmalıyız. Batıda ve kuzeydeki o kötü imajı gerisin geriye çevirip bir kardeşlik havası içerisinde bütün Anadolu'ya yaymalıyız. Biz bu duyguları gittiğimiz yere taşıyacağız inşallah. Bu ülke hepimizin olduğu için Türk'üyle, Kürt'üyle bir ruh iki beden şeklinde çok önemli bir İslam kadrosudur. Bunları âlimlerimiz mayalayacaklar, devlet erkânımızda destekleyecekler, bu fitneyi buradan söküp atacağız, Kudüs yeniden fethedilince kadar bu böyle olacak. Bunu âlimlerimiz yapacak."
Yıldırım'ın ardından konuşan Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen ise bölgeye bakış açısının değişmesi için ziyaretlerde elde edilen gözlemlerin batıda paylaşılması gerektiğini ifade etti.
Programda konuşan Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu da başkasının acılarını hissetmekle insan olunabileceğini belirtti.
Kardeşlik projesini organize eden ve katılanlara teşekkür eden Güzeloğlu, kardeşliğin önemine değinerek şöyle konuştu:
"Bu kardeşliğini gelişmesi, güçlenmesi, kökleşmesi hepimiz için ortak bir gaye haline gelmesi noktasında bu buluşmaları ziyadesiyle önemsiyorum. Bunun çoğalmasın, bu seferlerin ve kucaklaşmaların artmasını, katılanlar ve katılanlar üzerinden kardeşliğimizin inşallah çok daha güçlü ve köklü bir şekilde geleceğe sağlam bir şekilde taşınmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Diyarbakır aziz ve özel bir şehirdir. Diyarbakır 639 yılından bu yana İslam'la şereflenmesinden bu yana İslam'ın muazzez bir şehri. Fetihte şehit olan ve sonrasında buraya yerleşip metfun olan sahabelerle burası bir sahabeler şehridir. Hz. Peygamberimizin sahabelerinin metfun olduğu ve fethettiği bir şehir çok özel ve çok güzel bir şehirdir, Peygamberler şehridir. Hz. Zülküf ve Hz. Elyesa, Harun Nebinin makamı ve mekânı, bunların ötesinde bilinen bilinmeyen binlerce hak aşığı, evliyanın, enbiyanın makamıdır. Diyarbakır kapılarından girilirken abdest alınarak girilen saygı ve hürmetle karşılanan bir şehirdir. Ulu Cami, İslam'ın 5. Haremi Şerifi ve 639 yılından bu yana her bir köşesi, her bir taşıyla Ezanın, Kur'an'ın, İslam'ın canlı şahididir. Bu mana ve anlam boyutunda Diyarbakır, yaşanması, gelinmesi, görülmesi, hissedilmesi gereken bir şehir. İlimin, irfanın, edebin şehri. İnsanlık tarihinde bulunan ve bilinen geçmişten bu güne gelen bütün medeniyetlerin neşvü neva olduğu insanlık tarihinin, kültürünün, edebiyatının, sanatının yeşerdiği bir şehir. El Cezeri'den başlayarak bilimin şehri."
"Diyarbakır'ın bu boyutunun görülmesi önünde ki engelleri, perdeleri ve zihinlerde ki yanlış düşünceleri inşallah bu ziyaretler silip atacak" diyen Güzeloğlu, "Bin yıldır devam eden kardeşliğimizin ve inşallah sonsuza kadar devam edecek birlik ve beraberliğimizin aslına ve özüne dönmesine bu buluşmalar katkı sağlayacaktır. İnsan olabilmek ötekini anlayabilmektir. Eğer insan acı duyarsa canlıdır ama insan kardeşinin acısını duyarsa ancak insandır. Allah hepimize kardeşliğin hukuku içinde olan ve kardeşlerinin acısını paylaşıp anlayanlardan eylesin. Bu büyük millet, büyüklüğünü buradan alır." ifadelerini kullandı. (M. Hüseyin Temel - İLKHA)