Lezzetli ve iştah açıcı gıdalar gibi görünen ancak hiç de o kadar masum olmayan işlenmiş gıdaların sağlığa olumsuz etkileri her geçen gün artmaya devam ediyor. Başta obezite olmak üzere kanser, kalp-damar hastalıkları gibi birçok rahatsızlığın nedeni olabilen bu gıdalar, içerdiği bazı katkı maddeleri ile beyni uyararak, mutluluk hormonu salgısını artırıyor ve ürünü yeniden tüketme isteği duymaya, yani gıda bağımlılığına neden oluyor.

Bu maddelerin yaygınlaşmasıyla birlikte zararlarının da daha çok görülmeye başladığını belirten Diyetisyen Kübra Öztürk, sofralara kadar gelen her 10 gıda maddesinden 7'sinin işlenmiş gıda olduğunu söyledi.

Öztürk, "Doğal gıdaların içinde de karbonhidrat, yağ, lif ve protein bulunmaktadır ancak işlenmiş gıdaların içinde bu maddeler değiştirilmiştir. Ürünü çekici hale getirmek adına ürüne boya, tatlandırıcı katıldığı gibi raf ömrünü uzatmak için de koruyucu katkı maddeleri uygulanır. Bugün marketlerde satılan paketlenmiş ürünlerin birçoğu işlenmiş gıda grubundadır ve günümüzde normal bir insanın tükettiği her 10 gıda maddesinin 7'si işlenmiş gıda olarak tüketilmektedir." dedi.

"İşlenmiş gıdalar aşırı kilo almaya sebebiyet veriyor"

İçerdiği mısır şurubu, yüksek yağ ve tuz nedeniyle sık tüketilmesi sonucu aşırı kilo almaya sebep olan işlenmiş gıdaların lezzetinin aldatıcı olduğuna değinen Öztürk, şunları söyledi: "Bitkisel veya hayvansal hammaddelerin belirli kimyasal, fiziksel ve benzeri işlemlerden geçerek raf ömürlerinin daha dayanıklı hale getirilmesi ile elde edilen ürünlere 'işlenmiş gıda ürünü' adı verilmektedir. İşlenmiş gıdalar kullanıma hazır hale getirilmiş ürünlerdir. Kahvaltılık gevrekler, konserve meyve ve sebzeler, cipsler, çikolata ve türevleri, salam ve sosis gibi işlenmiş etler, donmuş gıdalar, çabuk çorbalar, hazır kahveler, çabuk makarnalar ise günlük hayatta sıkça tükettiğimiz işlenmiş gıdalardan sadece birkaçı. Bu gıdalarda kullanılan mısır şurubu, yüksek yağ ve tuz bu maddelerin sık tüketilmesi sonucu aşırı kilo almaya sebebiyet veriyor. Yine kalp-damar rahatsızlıkları, kanser gibi görülme sıklığı artan hastalıklarda insanların doğal besinlerden uzaklaşması sonucu işlenmiş gıdaların yan etkileri olarak karşımıza çıkmaktadır."

"Günlük tüketilen besinlerin en az yüzde 90'ının tam doğal besinler olmasına dikkat etmeliyiz"

Günlük tüketimde işlenmiş gıdaların yüzde 10 ile sınırlanması gerektiğini sözlerine ekleyen Öztürk, "Gıda bağımlılığının önüne geçmek ve sağlığınızı korumak için günlük tükettiğiniz besinlerin en az yüzde 90'ının tam doğal besinler (işlenmemiş sebze, meyve, et vesaire gibi) olmasına dikkat etmeli ve işenmiş besin oranını en fazla yüzde 10 ile sınırlamaya özen göstermeliyiz. Unutmamalıyız ki işlenmiş gıdaları sürekli tüketmek, obeziteden diyabete kadar pek çok hastalığın altında yatan 'insülin direnci' geliştirme riskinizi arttıracaktır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)