Şükrü Gündüz / İstanbul
 
Mazlum-Der İstanbul Şubesi, dini inancı gereği vicdani reddini açıkladıktan sonra yargılanan ve hakkında 10 ay hapis cezası verilen vicdani retçi Muhammet Serdar Delice ile ilgili bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

ÜÇ AYDA 17 ASKER İNTİHAR ETTİ!
Muhammet Serdar Delice’nin de katılımıyla Mazlum-Der İstanbul Şubesi’nde yapılan toplantıda ilk olarak Mazlum-Der İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Muhammet Serdar Delice’nin avukatı Mahir Orak konuştu. Mahir Orak yaptığı açıklamada

2012 yılının daha ilk çeyreğinde 17 askerin intihar ettiği şüpheli bir birçok ölümün meydan geldiğini ve zorunlu askerliğe direnen vicdani retçilere yapılan zulümlerin devam ettiğini söyledi. Orak, “Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a sorulan bir soru üzerine “Askerlik sırasında gerçekleşen şüpheli ölüm kaydımız yoktur” cevabı herkesi şaşırtmıştır” diyerek askerde ki şüpheli intihar vakalarının görmezden gelindiğini söyledi.

Orak, ayrıca “Muhammet Serdar Delice davasında Malatya Askeri Mahkemesi kendisini “İslam Müçtehidi” olarak görmüş, temel olarak “Vicdani Ret Hakkını” kabul etmiş fakat “İslam’da Vicdani Ret yoktur” diyerek yeni bir oyalama metodu geliştirmiştir” dedi.

ASKERİ MAHKEMELER BİRBİRİYLE ÇELİŞKİLİ KARARLAR VERİYOR

Muhammet Serdar Delice’nin davasından sonra Isparta Askeri Mahkemesi’nin bakmakta olduğu vicdani ret davasında er Barış Görmez’e vicdani Ret Hakkının tanınmış olmasını çelişkili bir karar olarak değerlendiren Orak, Türkiye’nin taraf olduğu İHAS (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi) açısından bir zorunluluk olan bu hakkın tanınmamasını Türkiye’nin itibarını uluslararası alanda zedelediğini ifade etti.

“VİCDANİ RED” BİR HAK OLARAK KABUL EDİLMELİ
“Vicdani Ret Hakkına” ilişkin yasa tasarısının kamuoyundan neden hala sır gibi saklandığını merak ettiklerini belirten Orak sözlerini şöyle sürdürdü; “Öte yandan basına yansıyan bazı haberlere göre daha önce varlığı kabul edilen fakat Başbakan tarafından inkar edilen “Vicdani Ret Hakkına” ilişkin yasa tasarısının da hazırlıklarına devam edildiği yönündeki haberler bizi ümitlendirmiştir. Gelinen noktada “Vicdani Reddin” bir hak olarak kabul edilmesi gerektiği ortadadır. Asker Ölümlerini gösterir Rapor ve Muhammet Serdar Delice’nin beyanları “Zorunlu Askerliğin” artık kaldırılması gerektiğini göstermektedir. Köhnemiş askerlik sisteminin maliyeti hala canımızla ve malımızla finanse edilmektedir”

YEHOVA ŞAHİDİ OLANA VİCDANİ RET HAKKI VAR AMA MÜSLÜMAN’A YOK
Daha sonra konuşan vicdani retçi Muhammet Serdar Delice “Yehova Şahidi Barış Görmez’e vicdani ret hakkı tanınıp İslami inancı dolayısıyla vicdani rette bulunan ben ve benim gibi kişilere bu hakkın tanınmaması büyük bir çelişkidir” dedi.

TÜRKİYE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERİ İHLAL EDİYOR
Vicdani retçi Muhammet Serdar Delice’den sonra bir açıklama yapan Barış İçin Vicdani Ret Platformu Sözcüsü Oğuz Sönmez ise AİHM’in vicdani reddi ‘din ve vicdan özgürlüğü’ kapsamına alarak Avrupa Konseyi üyesi tüm ülkelerin bu hakkı tanıma zorunluluğu olduğunu belirttiğini, Hükümetin ise konuyu hala gündeme almayarak uluslararası sözleşmelere uymadığını ve anayasanın 90. Maddesini çiğnediğini ifade etti.

BU GENÇLER NELERE DAYANAMAYIP DA "İNTİHAR" EDİYORLAR
“Hükümetin bu tutumu elbette bir sürü haksızlıklara ve mağduriyetlere de yol açmaktadır” diyen Sönmez, “ Hükümetin de verdiği bilgilere göre kabaca bir milyonun üzerinde asker kaçağı vardır. Bu insanların yaşamı bir "sivil ölüm" şeklindedir. Yani tüm kamu haklarından mahrum bir şekilde yaşamaktadırlar. Ayrıca hepimiz Uğur Kantarın askeri "disko"da işkenceyle nasıl öldürüldüğünü ve askeri cezaevleri ve "disko"ların adeta bir toplama kampı gibi olduğunu biliyoruz. Vicdani retçi Enver Aydemirin işkence görmesi üzerine Meclis insan Hakları Komisyonu 2 yıl önce, Türkiye tarihinde bir ilki gerçekleştirmiş ve askeri cezaevlerini ziyaret etmiş ve "Askeri cezaevlerinde `ıslah` değil, `cezalandırma` var" demişti. Artık bu "intihar"lara başta aileler olmak üzere kimse inanmıyor. Bu nedenle TSK aileleri olay yerine götürüp ikna etmeye çalışıyor. Kaldı ki bu "intihar"ların gerçek olması bile vahim bir olaydır. Acaba gencecik erkekler nelere dayanamayıp da "intihar" ediyorlar” dedi.

VİCDANİ RET HAKKINI ASKERİ MAHKEMELER DEĞERLENDİREMEZ
Sönmez konuşmasının devamında “Vicdani ret bireyin dini, ahlaki ve pozitif nedenlerle askerliği reddetmesidir. Askeri Mahkeme Muhammet’in bu kararını inceleyip doğru bir şekilde değerlendirebilecek bir yer değildir. Avrupa ülkelerinde vicdani reddin yasalaşmasıyla her ne kadar böylesi uygulamalar ilk zamanlarda belli ölçülerde görülmüşse de sonrasında vazgeçilmiş, kişinin bu konudaki beyanı esas alınmıştır. Kimsenin Muhammet’in vicdanını yargılama, samimiyetini sorgulama hakkı olamaz. Umarız bu karar Askeri Yargıtay’dan döner” ifadelerini kullandı.

SON ÜÇ AYDA İNTİHAR EDEN ASKERLERİN LİSTESİ

2012 YILININ İLK BİR KAÇ AYINDA "İNTİHAR" EDEN ZORUNLU ASKERLER

1. İntihar: Lütfü ESMER, Elazığ-Poyraz Köyü Jandarma Karakolu, 1 Ocak 2012

2. İntihar: Doğukan KAHYAOĞLU, Kastamonu-İnebolu Jandarma Komutanlığı, 1 Ocak 2012

3. intihar: Semih ÇİFTÇİ, Gaziantep-İslahiye Jandarma Bölük Komutanlığı, 2 Ocak 2012

4. İntihar: Deniz YURTSEVER, Çanakkale-Gelibolu Topçu Birliği, 3 Ocak 2012

5. İntihar: Emrah ESER, Van-Başkale, 9 Ocak 2012

6. intihar: Abdülkadir GEDİK, Ardahan-Çamlıçatak Jandarma Komutanlığı, 11 Ocak 2012

7. intihar (basına yansımayan) intihar: Muhammed ERSUNGUR.İ zmir 19 Ocak 2012

8. İntihar: Faruk BUDAK, Muğla-Yatağan Eskihisar Köyü Jandarma Karakolu 23 Ocak 2012

9. İntihar: Emirnan SERTKAYA, Ankara Şereflikoçhisar Tatbikat Merkezi Tank Tabur Komutanlığı 26 Ocak 2012

10. İntihar: Gökay ÇİFLER, Gaziantep İslahiye 02 Şubat 2012

11. İntihar Ahmet Volkan EÇ, Samsun 06 Şubat 2012

12. İntihar Gökhan GÜLŞEN, Lüleburgaz, 08? Şubat 2012

13. İntihar Halil ÇAKIR, Kars, 23 Şubat 2012

14. intihar Çetin BORAK, Şanlıurfa, 24 Şubat 2012

15. İntihar Ramazan BULUT, Kilis, Şerif Kaya Hudut Karakolu, Piyade er, 02 Mart 2012

16. İntihar Emrah ŞAHAP, Gaziantep, 08. Mart 2012

17. İntihar Mazlum KARABULUT, Çerkezköy/Tekirdağ, 14. Mart 2012