Batman'ın antik kenti Hasankeyf ilçesine bağlı Uzundere (Vezrinê) köyünde Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber İsmet İnönü döneminde saklanan onlarca Kur'an-ı Kerim, elifba, mevlit ve Arapça yazılı metinler bulundu.

Mağaralarda bulunan Kur'an-ı Kerim, elifba, mevlit ve Arapça yazılı metinlerle beraber Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber tek parti döneminde camii ve medreselerin kapatıldığı, Kur'an-ı Kerim ve Arapça alfabesinin yasaklandığı, şeyh ve âlimlerin darağaçlarında sallandırıldığı bir kez daha hatırlara geldi.

Tek parti döneminde Türkiye'de Kur'an-ı Kerim öğrenilmesi ve okunması 24 yıl boyunca yasaklandı. Arapça metinler ve ezan okuyanlar cezaevlerine gönderildi. 1936 yılında çıkarılan bir kanunla yüzlerce cami satıldı ve binlerce medrese kapatıldı.

"İslam düşmanları aramızdan Kur'an-ı Kerim'in kalkmasını istiyordular"

Dedelerinin İsmet İnönü zulmü döneminde Kur'an-ı Kerim'leri köydeki mağaralara sakladıklarını söyleyen Kemal Koç, "Aradan geçen onca zamana rağmen zulmüm kalıntıları var. Burada Kur'an-ı Kerim ve Arapça yazılı kitaplar var. Yaklaşık yüz yıl önce Kur'an-ı Kerimler bizim köyde 3 ayrı yerde var. Arapça yazılar hâlen duruyor. Dedelerimizin zamanında tüm Türkiye'de Kur'an ve İslam düşmanlığı vardı. İslam düşmanları İslam'ın kaybolmasını istiyordu. Elhamdülillah İslamiyet'te ilgi artıyor.  Medreselerde âlimler yetiştiriliyor. Gün geçtikçe Kur'an-ı Kerimi okuyanlar artıyor. İslam düşmanları aramızdan Kur'an-ı Kerimin kalkmasını istiyordu, bizleri de kâfiler gibi yapmayı amaçlıyorlardı." dedi.   

"Kur'an-ı Kerimlere hakaret edilmesin diye Müslümanlar tarafından mağaralara konulmuş"

Kur'an-ı Kerimlere hakaret edilmesin diye Müslümanlar tarafından saklandıklarını söyleyen köyün yaşlılarından Tahir Solak (72), "Uzundere köyündenim. Dedelerimizden duyduk Kur'anlar yakılıp hakarete uğramasın diye mağaralara saklamışlar. Büyüklerimize o Kur'an-ı Kerimleri sorduğumuzda 'İsmet İnönü zamanında Kur'an-ı Kerimler yakılıyordu. Kur'anlar yakılmasın diye mağaralara saklıyorduk.' diye belirtiyorlardı. O zamandan beri bu Kur'an-ı Kerimler oralardadır. Bildiğim kadarıyla 4 ayrı yerde var. Bu Kur'an-ı Kerimlere hakaret edilmesin diye Müslümanlar tarafından mağaralara konulmuş." ifadelerini kullandı.

"Asker korkusundan ahırda Kur'an dersi alıyorduk"

Çocukluğunda Kur'an-ı Kerimi okumak için ahırlarda gizli okuduklarını belirten Solak, "Çocuk iken Kur'an-ı Kerimin dersini imamın evinin önünde alıyorduk. Bir gün köy muhtarı hocamıza gelerek 'hocam bu çocuklar dışarıda ders almasınlar. Görseler Kur'an-ı Kerimlerini yırtıp yakacaklar' dedi. Biz ondan sonra dersimizi ahırlarda almaya devam ettik. Asker korkusundan ahırda Kur'an dersi alıyorduk. Bunu ben görüp yaşamışım." şeklinde konuştu.

"İsmet İnönü zamanında Kur'an-ı Kerimler yakılıp yok edilmek isteniyordu"

Yakın zamanda köylerine yapılan bir askeri operasyonu anlatan Solak, "Askeriye köyümüze operasyon yaptı. Dağlarda mağaralarda arama yaptılar. Kur'an-ı Kerimlerin olduğu bir mağaraya denk geldiler askerlerin amiri orada çürümeye yüz tutmuş 3-4 Kur'an-ı Kerimi bir bezin içinde sarıp aldı. Kur'an-ı Kerimlerin bu halde olmalarının nedenini sorduklarında köydeki ihtiyarlar 'İsmet İnönü zamanında Kur'an-ı Kerimler yakılıyordu. Yok, edilmek isteniyordu. Bizimde büyüklerimiz buralarda saklamışlar' dediler. O askerlerin amiri aldığı Kur'an-ı Kerimleri meclise götüreceğini söyledi. 'Meclise götürmeden durmam' dedi. Bunları gördük ve yaşadık. Yasak olduğu için Kur'an-ı Kerimlerin okunmaması gerektiğini söylüyorlardı. Yırtıp yakıyorlardı. Hatta adamların sarıkları ve bazı elbiselerini yırtıyorlardı." ifadelerini kullandı.  

"O baskılara rağmen dinimizi ve Kur'an-ı Kerimimiz bırakmadık"

Yasakçı zihniyetten sonra güzel bir dönemi de yaşadıklarına dikkat çeken Solak, son olarak şunları kaydetti: "Günümüzde camiler medreselere çok önem veriliyor. Dini rahatça yaşayabiliyoruz. Tesettür serbest oldu. Millet her yönüyle serbest olmuş. Bu kadar serbestlikte dahi İslamiyet hakkıyla yaşanmıyor. Eskiden o sıkı dönemde daha çok dinimize bağlılığımız vardı. O basılara rağmen dinimizi ve Kur'an-ı Kerimimiz bırakmadık. Bugün her şey serbest gençlerimiz yapmıyor."

Dedelerinin hakaret edilmemesi için Kur'an-ı Kerimleri mağaralara sakladıklarını belirten köy sakinlerinden M. Sait Maviş, "Babamızdan duyduğumuz kadarıyla 1923 yılından sonra İsmet İnönü döneminde getirilen Kur'an-ı Kerim yasağından sonra camileri harabeye çevirdiler. Müslüman halkımız o zalimlerin Kur'an-ı Kerime hakaret etmemeleri için rejim ve asker korkusundan Kur'an-ı Kerimleri belli bazı mağaralara sakladılar. Aradan gecen yıllar rağmen günümüzde de kalıntıları var. Onların zulmü şimdi de bellidir. O denemdeki Müslümanların üzerine ne kadar baskı uygulandığı ve zalimane bir yönetimle yönetildikleri yıpranmış Kur'an-ı Kerim kalıntılarından bellidir." diye konuştu.

"Bugün 100 binlerce Kur'an hafızı var"

1923'ten sonra Cumhuriyetin kuruluşuyla Müslümanlara zülüm yapılmaya başladığını ifade eden Maviş, şunları kaydetti: "1938 yılında İsmet İnönü döneminde Kur'an-ı Kerimler oralara saklanmış. Küfrün ve tağutlar Kur'an-ı Kerimi yasaklamakla bitirmeyi hedefliyorlardı. Ama bilmiyorlardı Kur'an-ı Kerimin Allah-u Teâlâ'nın muhafazasındadır. Bugün Allah'a şükürler olsun 100 binlere Kur'an hafızı var. Her yerde Kur'an kerim sesi geliyor. Her yerde Muhammedi sevda var. Demek ki onların çabaları boşaydı ve işe yaramadı. Bugünkü tağutlarada söyleyeceğimiz söz, bunlardan ders alsınlar. Ne kadar çabaladılarsa çabaları boşa gitti. Allah'a şükürler olsun en gür ses İslam'ındır. O denemler de Müslümanları ne kadar sömürdüler ve zulüm yaptılar hepsi boşa gitti. Tüm çabalar ümmetin uyanışına sebep oldu. Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır."

"İslam dinini kaldırmak İsmet İnönü ve arkadaşlarının elinde değildir"

O dönemde İslam'ın tüm şiarlarına yasaklar getirildiğini hatırlatan Necat Takak, "Zalim İsmet zamanında Kur'an-ı Kerim'leri mağaralara attılar. O dönemde camileri atların ağırı yaptılar. Camiler tahrip edilip bozuldular. İstekleri İslam dinini kaldırmaktı. İslam dininin kaldırmak İsmet ve arkadaşlarının elinde değildir. Allah nurunu çoğalttı ve yaşananlardan sonra Allah nurunu çıkardı. Elhamdülillah çok şükür bugün bu dağlarda tekbir ve ilahilerin sesi geliyor. 3 tane mağarada halen Kur'an-ı Kerimlerimiz duruyor. Âlimlerimizin sarıklarını başlarından indirdiler ve cübbelerini çıkardılar. Bu millete yapılmayan bir zulüm kalmadı. Allah'a çok şükür Allah'ın nuru gene doğmuştur. İnşallah amaçlarına ulaşmamışladır. Zarar edenler zalimler, kar edenler de müminlerdi." ifadeleri kullandı. (M.Sait Çelik - İLKHA)