Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada Kuzey Irak'taki referanduma değinerek, "Bir kez daha söylüyorum; Suriye'de ve Irak'ta yaşanan hiçbir hadise, bizden bağımsız değildir; hatta doğrudan doğruya içişlerimizle alakalıdır. Dolayısıyla, kimse bize 'Siz niye Irak'la, Suriye'yle ilgileniyorsunuz?' deme hakkına sahip değildir." dedi.

Fransa'da yaşanan kundaklama olayında vefat eden Türkler için Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Las Vegas şehrinde 59 kişinin ölümü, yüzlerce kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan katliamla ile ilgili ABD Başkanı Donald Trump'a taziyelerini ilettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu tür olaylarla ilgili bugüne kadar duruşumuz neyse, bundan sonra da bu duruşumuzu koruduğumuzu kendilerine ifade ettik." dedi.

Bölgede çok kritik ve gelecek yüzyılı biçimlendirecek önemde gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin; coğrafyası ve milletiyle, bu gelişmelerin merkezinde yer aldığını belirtti ve "Bin yıldır bu coğrafyada bizi yok etmek için sayısız teşebbüs olmuştur. Gördüğünüz gibi biz devlet ve millet olarak hâlâ dimdik ayaktayız, hâlâ bölgenin en önemli gücüyüz" diye konuştu.

"Bizi tehdit edenlerin, bize kefen biçenlerin, hele böyle kriz dönemlerini fırsat bilip sırtımızdan hançerlemeye kalkanların hiçbirinin ise bu topraklarda esamisi okunmuyor, okunmayacaktır" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aksi yönde gayretler içine girenlere, bu milletin bağımsızlığı ve geleceği için neleri yapabileceğini göstermek de boynumuzun borcudur." diye ekledi.

"Musul'un çevresindeki demografik yapıyı hiçe sayan bir girişim art niyetlidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: "Bizim kimseyi tehdit etmek gibi bir niyetimiz yok. Biz, tüm samimiyetimizle ikaz görevimizi yerine getiriyoruz. Bu da ancak bir dostun bir başka dosta göstereceği türden bir yaklaşımdır. Atalarımızın 'dost acı söyler' ifadesinde olduğu gibi, uyarılarımız acı olabilir ama hakikatin ta kendisidir. İşte burada bir kez daha tekrarlıyorum: Kuzey Irak'ta yaşanan referandum krizi, bölgemizin bağrına yeni bir hançer saplama girişimidir. Mesele Kürtlerin hakları meselesi değildir. Tam tersine mesele; Kürtlerle Arapları, Türkmenleri, diğer grupları ve çevredeki ülkeleri sonu gelmez bir kavga, çatışma, hesaplaşma sürecine itmek isteyenlerin oyununa düşüp düşmeme meseledir. Etnik hırçınlıklar ve mezhebi husumetler üzerinden yanı başımızda kazılan, ateşini kin ve nefretin beslediği bu çukura izin veremeyiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Irak ne tek başına Kürt'ün, ne tek başına Arap'ın, ne tek başına Türkmen'in değildir" vurgusunda bulunarak, Irak'ın; tüm bu kesimlerin binlerce yıllık ortak geçmişinden süzülüp gelen bir kardeşlik iklimi içinde ortak bir gelecek inşa edilmesi gereken bir yer olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka türlü bu topraklarda güvenlik, huzur, refahın tesis edilemeyeceğinin altını çizerek, "Kerkük türküleriyle büyümüş bir milleti, 'Kerkük'teki birkaç bin Türkmen için' diye başlayan cümlelerle tahkir etmek kimsenin haddine değildir." şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha düne kadar ayrı bir Sünni Arap bölgesel yönetimi kurulması tartışılan Musul'un çevresindeki demografik yapıyı hiçe sayan bir girişimin kesinlikle art niyetli olduğunu belirtti.

"Krizi uzlaşmayla çözmek için her yolu deneyeceğiz"

"Elbette bölgemizde yaşanan krizi suhuletle, akılla, uzlaşmayla çözmek için her yolu sonuna kadar deneyeceğiz. Devlet olmanın gerektirdiği vakardan, soğukkanlılıktan asla taviz vermeyeceğiz" açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdilik sadece belirli alanlardaki ambargolarla yetindiklerini, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin kendisine gelmemesi durumunda bu adımların artarak devam edeceğini, çok daha ileri adımları atmakta tereddüt etmeyeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili açıklamalarında sözlerini şöyle sürdürdü: "Gayet iyi giden bir ilişkiyi kendi elleriyle tahrip eden, bununla da yetinmeyip dillerini ülkemizi tehdit etmeye kadar uzatan Kuzey Irak yönetiminin, bir an önce aklını başına devşirmesini umut ediyoruz. Biz Kuzey Irak'taki tüm kardeşlerimizi; Türkmen, Arap, Kürt demeden, kökenine, meşrebine bakmadan sevdik, seviyoruz. Onların da bize aynı duygular içinde yaklaştıklarına inanıyoruz. Bizi seveni, biz de severiz. Bize saygı duyana, biz de saygı duyarız. Ama aksi olduğu zaman gereğini yaparız. Geçmişteki tecrübelerinden asla tutulmadığını kendilerinin de bildikleri birtakım sözlere kanarak, kardeşlerinin ve komşularının hukukuna riayet etmeyenlerin akıbeti, hiç şüphesiz hüsran olur. Yarın küresel bir çalkantı yaşandığında herkes dönüp kendi evine, yurduna, toprağına gidecek. Bizler ise burada yine yan yana yaşamaya, yüz yüze bakmaya devam edeceğiz. Bugün birilerine güvenerek aramızdaki birlikte yaşama hukukuna ihanet edenlerin, yarın dönüp bu kapıyı tekrar nasıl çalabileceklerini merak ediyoruz. Bu kapı tamamen kapanmadan uzatılacak her eli tutmaya hazır olduğumuzu, burada bir kez daha belirtmek istiyorum."

Türkiye'nin ileriye doğru adım attığında ya da bir hamle başlattığında hep aynı sıkıntıyla karşılaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu sıkıntı, kesinlikle dışarıdan karşımıza çıkan, bizimle rekabet eden, mücadele eden güçler değildir. Onlar zaten tabii olarak yapmaları gerekeni yapıyorlar. Biz de planlarımızı bunları hesaba katarak gerçekleştiriyoruz. Bizim asıl sıkıntımız sürekli içerden vurulmamızdır." diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 1950'li yıllarda girdiği sıçrama sürecinin 1960 darbesi ile kesintiye uğratıldığını; 1980 sonrası yeniden bir sıçrama dönemine girdiğinde ise PKK'nın büyük bir tehdit hâline gelmesi ve siyasi istikrarsızlık sebebiyle Türkiye'nin büyük krizlerin içine sürüklendiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında "AK Parti dönemiyle birlikte yeniden ve Cumhuriyet tarihimizin tamamında yapılanların katbekat üzerinde bir hamle başlattık. Bu defa da, önce vesayet odakları, ardından FETÖ ihanet çetesi, onu takiben bölücü örgütün yeniden alevlenen eylemleri vasıtasıyla ayağımıza tekrar prangalar vurulmaya başlandı." şeklinde konuştu.

"Suriye ve Irak'ta yaşanan hiçbir hadise bizden bağımsız değildir"

Allah'ın yardımı ve milletin desteğiyle tüm bu sıkıntıları aşıp bölgesel ve küresel hedeflere odaklanmaya çalışırken, Suriye ve Irak'taki gelişmelerle Türkiye'nin önüne yeni duvarlar örülmeye çalışıldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kez daha söylüyorum; Suriye'de ve Irak'ta yaşanan hiçbir hadise, bizden bağımsız değildir; hatta doğrudan doğruya içişlerimizle alakalıdır. Dolayısıyla, kimse bize 'Siz niye Irak'la, Suriye'yle ilgileniyorsunuz?' deme hakkına sahip değildir. Her meselede olduğu gibi, Irak ve Suriye'deki krizlerin ülkemize yansımalarının üstesinden de milletimizle birlikte geleceğiz, bundan hiç şüpheniz olmasın." sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Fakat bunun için formül bellidir; bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Mesele bu, başka çaremiz yok. Kendisini bu ülkeye, bu topraklara, bu millete, bu halka ait hisseden herkesin başka hiçbir duyguya, tahrike, hevese kapılmaksızın bayrağımıza ve ezanımıza sahip çıkma mücadelesini hep birlikte vermesidir. Ayrışırsak dağılırız, dağılırsak yok oluruz. Devir, ne köken ne meşrep ne cemaat ne cemiyet ne hizip hesabı yapma devridir. Beton gibi, çelik gibi sapasağlam durmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Parçalanarak büyümek, küçülerek güçlenmek, ayrışarak bütünleşmek diye bir durum olamaz, tam tersine birleşeceğiz, bütünleşeceğiz, kenetleneceğiz ve önümüze çıkan tüm engelleri aşarak gümbür gümbür hedeflerimizle devam edeceğiz." (İLKHA)