Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) üyesi Molla Sinan Ünel, Muharrem ayının önemi ve Aşura günü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Muharrem ayı hatırlandığı zaman Müslümanların kalbine düşen acının akla geldiğini belirten Ünel, Aşura gününün öneminden bahsetti.
Tarihte ibret alınabilecek birçok önemli mucizelerin Muharrem ayında gerçekleştiğini belirten Ünel, Muharrem ayının önemini ve bu ayda gerçekleşen önemli mucizeleri İLKHA'yla paylaştı.
"Ramazan'dan sonra oruç bakımından en faziletli ay Muharrem ayıdır" hadisini hatırlatan Ünel, "Tarihte bize birçok önemli olayın, belki insanlık tarihinin içerisinde, İslam tarihi içerisinde, müminler açısından Müslümanlar açısından birçok önemli olayın bu muharrem ayı içerisinde gerçekleştiğine dair şahitlik yapıyoruz. Tarih bunu bize gösteriyor. Mesela Hz. Âdem'in tövbesinin kabul edilişi muharrem ayının 10. gününde gerçekleşmiş, Hz. Musa'nın firavunun zulmünden kurtulup, denizi yarıp selamete kavuşması da yine muharrem ayının 10. gününde gerçekleşmiş. Hz. Nuh'un gemisinin tufandan kurtulup Cudi Dağına istiva etmesi de yine Muharrem ayında gerçekleşmiştir. Bundan dolayıdır ki gerek Allah Resulünün bize bildirmiş olduğu hadislerle, gerek bu tarihi süreç bize muharrem ayının ne kadar önemli, faziletli bir ay olduğunun göstermiştir." diye konuştu.
Peygamber efendimizin Muharrem ayını oruç, ibadet ve şükürle geçirdiğini söyleyen Ünel, Tüm Müslümanların da bu ayını en güzel şekilde, Allah'ı hoşnut edecek ameller, özellikle peygamber efendimiz gibi oruç, ibadet ve şükürle geçirmelerini söyledi.
Muharrem ayının haram aylardan olduğunu hatırlatan Ünel, "Tabi Muharrem ayında savaş yapılması, kan dökülmesi haram sayılmıştır. Fakat maalesef günümüz dünyasında insanlık âlemi öyle bir hale gelmiş ki ne Muharrem'i dinliyorlar, ne Ramazan'ı dinliyorlar, ne de başka kutsal bir ayı dinliyorlar. Müminler birbirlerinin kanını akıtmakta, savaşlar yapılmaktadır. Bu da bizlere acı bir gerçeği gösteriyor. Bundan dolayı bizler muharrem ayına peygamberimizin göstermiş olduğu hürmeti göstererek, bu aya Allah'ın, peygamberin verdiği değer gibi değer verelim, bu aydan en güzel şekilde istifade edelim." ifadelerini kullandı.
Kerbela Katliamı'nın yıl dönümü münasebetiyle bir değerlendirmede bulunan Ünel, "Aşura denilince, Muharrem ayı denilince artık biz müminlerin zihin dünyasında biz müminlerin fikir dünyasında kalbimize düşen bir acı akla geliyor." dedi.
"Muharrem ayı denilince kalbimize düşen bir acı akla geliyor"
"Aşura denilince, Muharrem ayı denilince artık biz müminlerin zihin dünyasında biz müminlerin fikir dünyasında kalbimize düşen bir acı akla geliyor." diyen Ünel, şöyle konuştu: "Artık bizler belki Hz. Âdem'in tövbesinin kabul edilişi, Hz. Musa'nın firavunun zulmünden kurtuluşu Hz. Nuh'un gemisinin selamete ulaşmasından ziyade artık Muharrem denilince Kerbela aklımıza geliyor. Hz. Hüseyin'in Kerbela'da vahşice katledilişi bizim aklımıza geliyor. Özellikle muharrem ayının 10'una yaklaştıkça, o Aşura dediğimiz günün atmosferini teneffüs etmeye balayınca yüreğimizde ki acı bir kez daha artıyor, acılarımız tazeleniyor, bir nebze de olsa kalbimizde bir matem havası oluşuyor."
"Kerbala'yı iyi anlamamız ve ders çıkarmamız gerekiyor"
Müslümanların Kerbela olayından iki dersin çıkarılması gerektiğini ifade eden Ünel, sözlerine şöyle devam etti: "Bizim Kerbela olayına 2 açıdan bakmamız lazım. Birincisi, Hz. Hüseyin neden kıyam etti, Hz. Hüseyin'in kıyamının sebebi neydi? Bizim bunu özellikle 21. asrın Müslümanları olarak, bunu bizim iyi idrak etmemiz, oradan iyi bir ders çıkarmamız orayı iyi analiz etmemiz lazım. İkincisi de, Hz. Hüseyin'i katledenler, Hz. Hüseyin'in kanına girenler, Hz. Hüseyin'in başının gövdesini başından koparanlar, ehli beyti, ehlibeyt kadınlarını köle gibi ellerini bağlayıp diyar diyar gezdirenlerin gerekçeleri neydi? Bu iki konu anlaşılırsa bu iki konuya açıklık getirilirse, o zaman 21. asrın Müslümanları olarak, Kerbela'yı daha iyi anlamış olacağız."
"Hz. Hüseyin Allah ve Peygamber tanımaz bir toplum tarafından katledilmedi"
Hz. Hüseyin'i katledenlerin kâfir bir topluluk tarafından katledilmediğini bilakis namaz kılan orucu tutan, dillerinde Allah zikri düşmeyen, günde 1-2 cüz kuran okuyan bir topluluk tarafından katledildiğini belirten Ünel, şunları söyledi: "Hz Hüseyin kâfir bir topluma karşı kıyam etmedi. Hz. Hüseyin'in muhatapları kâfir değildi, daha vahiy sıcaklığını koruyordu, daha vahiy soğumamıştı. 5 vakit namazı kılan orucu tutan, hutbe veren, belki dillerinde Allah zikri düşmeyen, günde belki 1-2 cüz kuran okuyan bir topluluk tarafından Hz. Hüseyin katledildi. Böyle kâfir bir toplum tarafından, Allah'a isyan etmiş, Kur'an'a isyan etmiş, Allah ve Peygamber tanımaz bir toplum tarafından katledilmedi. Onun için Hz. Hüseyin'in kıyamı çok önemlidir. Hz. Hüseyin bir kâfire başkaldırmadı, Hz. Hüseyin'in kıyamı fasık bir insanın, hayatı günahlar içerisinde gezen bir insanın, Kur'an ile amel etmeyen, İslam ile amel etmeyen bir insanın Müslümanların başında halife olamayacağını kendisinden sonra gelecek olan ümmete bir mesaj olması açısından ona karşı kıyam etti." (Hüseyin Sayhar - İLKHA)