Bitlis'te Hz. Hüseyin'in anma ve anlama etkinliği düzenlendi. Bitlis Eğitim Sağlık Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (BEST-DER) tarafından, dernek binasında düzenlenen programa çok sayıda vatandaş katıldı.
Ömer Işık hocanın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, derneğin çocuk ilahi gurubu tarafından seslendirilen ilahi ve sinevizyon gösterimiyle devam etti.
Programda günün anlam ve önemine binaen konuşan İttihad'ul Ulema Üyesi Emrullah Uysal, bugün ümmet coğrafyasının her yerinin Kerbela gibi olduğunu söyledi.
Uysal, "Her yerde kanımız akıyor. Her yerde namusumuz tarumar ediliyor. Dinimize hakaret ediliyor. Birileri kendi saltanatını korumak, ayakta tutmak, makam ve mevkilerine zarar gelmesin diye yüzlerce, binlerce insanın kanını akıtıyorlar. Oluk oluk akan kanlar, Fırat ve Dicle'yi dolduran bu kanlar, ümmetin kanı ve hiç kimse bu kanın durdurulması adına harekete geçmiyor." dedi.
"Ümmet birliğini sağlayıp, Müslümanlara sahip çıkmalıyız"
Bugün de Hüseyinlere ihtiyaç olduğunu, bunun yolu da ümmetin birliğinden geçtiğini belirten Uysal, şunları söyledi: "Bundan ders ve ibret almamız lazım. Demek ki bugün de Hüseyinlere ihtiyaç var. Yezidlerin yolunu sürdüren, Yezidler gibi makam mevkileri için, devletlerinin bekası için, kendi makamlarının ayakta kalması için, birilerinin kanını akıtan insanlara karşı Hüseyin'ce davranmamız lazım. Biz erkekçe meydanlara gelmezsek, Müslümanlara sahip çıkmazsak, ümmetin emanetine sahip çıkmazsak, vallahi Yezidler kanımızı akıtacaktır. Bu yüzden Hüseyin'i seviyorsak, onun davasına sarılalım. Onun davası buydu. Bugün bu emanet bize geldi."
Uysal, "Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi, Kuffe'de o insanların ihanetine uğraması, Yezid'in zulmü orada kaldı. O tarihin bir sayfasındaydı. Biz ondan sorumlu değiliz. Keşke olmasaydı. Fakat bugün vallahi akan kandan sorumluyuz. Biz bir güç olmazsak, bir cemaat olmazsak, küfre karşı tek yürek olmazsak, Müslüman kardeşlerimizi korumazsak, Müslüman kardeşlerimizi şemsiyemizin altına almazsak, ey Arakan'da canlı canlı yanan kardeşim! İffetini, izzetini, dinini muhafaza ettiği için bezin dökülerek Ashabım-ı Uhdud gibi yanan Arakanlı kardeşim! Gel sana sahip çıkacağım. Senin yerin ve mekânın benim yurdumdur, ya da ben ordularımı göndereceğim, senin intikamını alacağım. Böyle bir düşünce bizde olmazsa, vallahi hesabı ağır olacak. Bu düşünceye sahip olmak, tek vücut olmamız lazım. Ümmete düşmanlık etmememiz lazım. Düşman kapılarını açmamamız lazım. Irkçı, milliyetçi, faşist bütün görüş ve düşüncelere karşı Hüseyin'ce davranmamız lazım. Ümmetçi olmamız lazım. Ümmete sahip çıkmamız lazım. Ümmetin Filistin'ine, Irak'ına, Suriye'sine, Afganistan'ına, Çeçenistan'ına sahip çıkmamız lazım." diye konuştu.
"Peygamber Efendimizin davasına, gençlerimize, insanlığa, topluma sahip çıkmalıyız"
Ümmete sahip çıkmak için yekvücut olup çalışmaktan başka bir çözüm yolunun olmadığının altını çizen Uysal, Hüseyin gibi İslam davasına sarılmak ve her yerde İslami bir programla mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.
Uysal, "Evimizde ve mahallemizde İslami bir programımızın olması lazım. Camilerimize sahip çıkmamız lazım. Peygamber Efendimizin davasına sahip çıkmamız lazım. Gençlerimize, insanlığa, topluma sahip çıkmalıyız. Toplum bizi bir kale gibi görmeli. Sığınması lazım. Sığınması için de bizim Kur'an'a sığınmamız gerekir. Peygamberin çizgisine sığınmalıyız. Görev ve sorumluluklarımızı bilmeliyiz. Yükümüzün ağır, mükâfatının da cennet olduğunu bilmemiz lazım. Her sıkıntı ve zorluktan sonra mutlaka bir kolaylık vardır. Her zifiri karanlıktan sonra bir fecir vardır. İnşallah İslam'ın fecir güneşi doğacaktır." diye konuştu.
Aşura'nın insanlık tarihinin en önemli günlerden biri olduğunu hatırlatan Uysal, Aşura'nın tarihi sürecinden örnekler vererek, Hz. Hüseyin'in davasının ilahi bir dava olduğunu ve kendisinin bu şerefli davanın bir eri olduğunu sözlerine ekledi.
Program, duanın ardından aşure tatlısının ikramıyla sona erdi. (Şükrü Tontaş- İLKHA)