Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethederken bindiği belirtilen yerli ırk rahvan atları bugün özel olarak beslenilerek yarıştırılıyor. Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türklerle birlikte gelen Rahvan atları, adını, bir yürüyüş stili olan "rahvan"dan alıyor. Bakımları da dâhil olmak üzere her konuda sahiplerine büyük kolaylıklar gösteren rahvan atları, az yem ve az su ile uzun yol alma özelliğiyle ün yapmıştır.

Gaziantep'in Nizip ilçesinde 15 yıldır rahvan atı yetiştirerek yarışlarda birincilik elde eden Mustafa Kahraman, rahvan atını İLKHA'ya anlattı.

At besleyen kişinin insanlara bakış açısının farklı olduğunu ifade eden Kahraman, at besleyen kişinin aynı zamanda psikolojisinin her zaman iyi olduğunu belirtti.

Rahvan atçılığına ilginin az olmasından yakınan Kahraman, bu sporun nesilden nesile aktarılması noktasında yetkililerin duyarlılık göstermesi çağrısında bulundu.

Rahvan atının kendisinde bir merak olduğunu dile getiren Kahraman, "Ben küçük yaşta atları çok merak ederdim. 20'li yaşlarda ilk kez bir at sahibi oldum. İşte ortalama 15 yıldır at besliyorum. 10 yıldır belli bölgelerde olan rahvan at yarışlarına katılıyorum. Bu yarışlarda başarı elde ettik. Biz aslında çok bu işin başarı ve başarısızlığı derdinde değiliz, biz geleneksel spor dalları adına yarışmaya çalışıyoruz. Burada başarı bu sporu bizden sonraki nesle aktarabilmektir. Çünkü bu bir hobidir. Bu iş insanın boş vakitlerde daha farklı ve toplumsal hatalı işlere gitmesini engeller. Bu işle uğraşan insanlar biraz daha merhametli olur, insanlara bakış açısı daha farklı olur. Atlar, bize Allah Teâlâ'nın bir lütfudur. Birçok ayet ve hadiste atlardan bahsedilmiştir. Peygamber Efendimizin kendisi de at beslemiş ve binmiştir. Biz de o geleneği devam ettirip bizden sonraki nesillere aktarmak istiyoruz. Burada başarı elde etmek bizim için budur." dedi.

"Bu atalarımızdan kalan bir spor, bu sporun ilerlemesi yönünde Gaziantep Belediyesinden bize destek olmasını bekliyoruz"

Birçok ilde Rahvan atlarının yarıştırıldığını söyleyen Kahraman, "Mesela İzmir Belediyesi yılda 10, Bursa belediyesi 7-8, Gölcük belediyesi 3 defa rahvan yarış yapıyor. Aynı zamanda Ordu, Samsun belediyeleri de rahvan atı yarışı yapıyor ama bizim Gaziantep Belediyesi daha bugüne kadar bizim teklifimiz olmasına rağmen bir destekte bulunmadı. Geleneksel spor dalları adına birincisini 21 Nisan'da Nizip'te yaptık. Ondan sonra bize karşı bir talepte bulunulmadı. Biz Gaziantep Belediyesinden bu işe el atmasını istiyoruz. Bu atalarımızdan kalan bir spor, bu sporun ilerlemesi yönünde bize destek olmasını bekliyoruz. Ben bu işi tek başıma başaramam, bir yere kadar getiririm bir yerden sonra yetkililerin bu işe el atması lazım. Bu konuda belediyenin, yetkililerin bize yardımcı olması lazım." ifadelerini kullandı.

"10 yıl önce bu işe bir atla başladım şimdi çok şükür 5 atım var"

Türkiye'nin her tarafında Gaziantep'in rahvan atçılığıyla ismini duyurmaya çalıştıklarına vurgu yapan Kahraman, "Ben Gaziantep'in Nizip ilçesinde bu işi 10 yıldır tek başıma yapıyordum. Son birkaç yıldır rahvan atçılığında Nizip'in ve Gaziantep'in adını Türkiye'nin her tarafı duyuyor. Allah'ın izniyle biz birkaç arkadaşa bu işi aşıladık. Şu an Gaziantep'te hiç hesaba alınmaz 35-40 Türkiye'nin her tarafında yarışıp derece alan at var. Ben bu işe 10 yıl önce tek başıma bir atla başladım. Tek başıma bir atımla beraber mücadeleye gidiyordum, şimdi Allah'a şükür benim kendimin 5 atı var. İşte arkadaşlarımla beraber 35 kişilik bir grup olmuşuz. Türkiye'nin her tarafında Gaziantep'imizin ismini duyurmaya çalışıyoruz. Bunu bilmeyenlerin bilmesi için Gaziantep'te birkaç yarış yaparsak çok iyi olur." şeklinde konuştu.

"Rahvan atı üzerinde kahve iç derler"

"Arap ve İngiliz atçılığı bizim soyumuzdan gelen bir atçılık değil" diyen Kahraman sözlerine şöyle devam etti:

"Bunlara katrilyonlarca destek veriliyor hükümet ve devlet tarafından. Bizim derdimiz kimseyi eleştirmek değil ama bize Osmanlıdan kalan bir âdetin devam ettirilmesi için biraz destek çıkılmasını bekliyoruz. Mesela kunkurt atlama sporu var, atlarla engel atlanıyor bu bizim sporumuz değil, İngilizlerin sporu. İngiliz atı İngilizlerin, Arap atı Arapların atı. Bu ise bizim kendi atımız. Bizim özümüzden yetişmiş ve atalarımız ıslah ettiği attır. Rahvan atı deyip geçmemek lazım. Rahvan atları süvarisi ile beraber savaşmıştır. Sırtında rahvan yürüyüş sitili vardır. Bu stil bir yerden bir yere süvarisini yormadan uzak mesafe götürme sanatıdır. Osmanlının savaşlarda en çok başarı elde etmesinin sebebi süvarileri atla bir yerden bir yere götürürken yorulmamasıdır. 'Rahvan atı üzerinde kahve iç' derler. Çünkü rahvan atı sırtını yürürken çok fazla hareket etmiyor. Bu rahvan atının sırtında okçuluk daha çok başarılıdır, hedefe daha iyi nişan alınır ve vurulur. Bizim orta Asya'dan gelirken bize yardımcı olmuş, soyumuzu bu güzel yurdumuz Anadolu'muza yetiştirmek için mücadele vermiş, bizimle beraber buralara kadar gelmiş ve atalarımızı sırtında taşıyan bu atlara vefasızlık etmememiz lazım. Bizim onlara bir vefa borcumuz var. Bu atları en iyi şekilde yetiştirmek, bunları ıslah etmemiz lazım, bunların soyunun daha ileriye devam etmesi için elimizden geleni yapmamız lazım."

"Bu atlar insanı kendisiyle bir zanneder, insana zarar vermez, ısırmaz, sırtından düşürmez"

At besleyen kişinin psikolojisinin her zaman iyi olduğunu ifade eden Kahraman, "Rahvan atları cana yakındır. Bu atlar insanı kendisiyle bir zanneder, insana zarar vermez, ısırmaz, sırtından düşürmez, yormaz. Bu rahvan atlarını herkese öneririm. At besleyen insanın psikolojisi her zaman iyi olur. Dünyanın her tarafında şimdi bu kabul edildi, bizim ülkemiz hâlâ bunun farkında değil. Amerika'da her eyalette en az 10 tane atlı spor kulübü var. Bunlar zihinsel, ruhsal engellileri atlarla terapi ederek normal insan seviyesine getirmeye çalışıyor." dedi.

"Herkesin bin bir problemi var ama atçılık ile uğraşan insanlar çok fazla stres sıkıntı sahibi olmaz"

"Bilgisayar çağında yaşıyoruz, stres sıkıntı çok fazla, insanlar içinde bulunduğu durumdan razı değil" diyen Kahraman, "Herkesin bin bir problemi var ama atçılık ile uğraşan insanlar çok fazla stres sıkıntı sahibi olmaz. Çünkü atınla çıkar dağa gidersin, dağda kendini dinlersin, atınla aranda duygusal bir bağ olur, onu seversin. Düşünsene seni kardeşin ve eşin sırtında taşır mı? Bu atlar seni sırtında taşıyor. Bu bir vefa ve saygı örneğidir. Bu aslında insana çok şey katar. Onun için atlarla herkesin bir bağının ve merakının olmasını isterim. Boş vakitlerde işte daha kötü yerlere bir kahvehaneye, bir kulübe ya da birahaneye gideceğine atının yanına gelsin isterim, çocuklarını atla beraber büyütsün isterim, çocuklarına bu işi aşılasın isterim, çocuklarını da o psikolojiyle yaşatsın. Çünkü hayvanla uğraşan insan daha merhametli olur. Atçılık bambaşka bir şey herkese önereceğim bir spor dalı." ifadelerini kullandı.

"Rahvan atı bakmak çok kolay"

5 atı olduğunu ve rahvan atı bakmanın çok kolay olduğunu dile getiren Kahraman, "Benim 5 tane rahvan atım var. Ortalama rahvan atları piyasaya göre 5 bin liradan 100 bin liraya kadar değeri vardır. Bizim de işte 70-80 bin, 20-30 bin liralık atlarımız var. Rahvan atı bakmak çok kolay. Rahvan atının günlük bir kilo ota, 2 kilo samana, 5 kilo da arpaya ihtiyacı var. Bu benim bahsettiğim bir insanın sigara masrafı kadar. Rahvan atının diğer koşu atları gibi özel yemlere ve bakımlara ihtiyacı yoktur. Bunun günlük bir defa tımara yani temizliğe, yeme ve 2-3 günde bir gezdirilmesi dışında yapılacak bir şeyi yoktur. Bu gezdirme belli bir kondisyonda tutulması için yapılır." diye konuştu. (M. Hüseyin Temel - İLKHA)