Birleşmiş Milletler (BM) 72. Genel Kurulu dolayısıyla bulunduğu ABD'de PBS kanalından Judy Woodruff'a konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya'yla yapılan silah anlaşması, ABD'nin PYD/YPG'ye silah yardımı, Irak Kürdistanı'ndaki bağımsızlık referandumu gibi konularda önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yapılan röportajın çevirisi şöyle:

Judy Woodruff: Şu anda Türkiye-ABD ilişkileri durumu hakkında Amerikalılar ne bilmeliler?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tabii Türkiye'nin ABD ile münasebetleri tarihi bir geçmişe dayanır. Bu stratejik ortaklık çerçevesinde tarih boyunca çok ciddi ilişkiler yaşamaktayız. Ve yıllarca süren bu süreç NATO ile zirve yaptı. Biz beraberiz. NATO içinde müttefikleriz. Türkiye, NATO'nun kurucu üyelerinden biridir. Ve daha sonra stratejik ortaklık bir model ortaklığa dönüştürüldü.

Judy Woodruff: Bunu soruyorum çünkü ilişkilerde şimdilik biraz gerginlik var. Bugün Trump yönetiminin aldığı bir kararla Cumhurbaşkanlığı korumalarına silah satmama kararı alındı. Bu bir sorun mu? Bu karar Türkiye-ABD ilişkisi hakkında bizlere neyi ifade ediyor?

"PYD veya YPG gruplarıyla DAEŞ'i Rakka'dan çıkarmanın doğru bir yol olduğuna inanmıyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ayın 21'inde Başkan Trump'la bir araya gelip söz edeceğim bir soru da budur. Bunlar söylentilerden ibaret. Bir açıklama yok. Ve bu söylentiler çok sağlıklı söylentiler değildir. Sadece izleyicilere hitap ederek ve açıkça belirtmek istiyorum ki, Suriye'de, PYD ve YPG terör örgütü var. Ve bunlar Türkiye'de ki PKK bölücü örgütünün uzantıları. Ve biz PKK'nın bu uzantılarıyla savaşıyoruz. ABD'nin resmi olarak PKK'yı bir terör örgütü olarak tanıdığını biliyorum. Bununla birlikte, PKK'nın uzantıları olan PYD veya YPG gruplarıyla DAEŞ'i Rakka'dan çıkarmanın doğru bir yol olduğuna inanmıyorum. Bu savaş bizimle beraber yürütülebilir. ABD'nin terörizmle mücadelede YPG veya PYD ile beraber savaşması yanlıştır. Bunu ABD'nin en üst düzey makamlarına ilettim. Bu teröristlerle ABD ile beraber savaşmamız gerekirdi. Biz bu silahları ABD'den alamıyoruz. Bu teröristlere neden silah veriyorsunuz? ABD'de ki dostlarımıza sorduğumuz soru bu.

Judy Woodruff: Çok iyi bildiğiniz gibi, ABD, DAEŞ ile mücadelenin Suriye Kürtlerine bağlı olduğunu ve onların DAEŞ ile mücadelenin önemli bir parçası olduğunu söylüyor. Yani, sizce ABD, Suriye Kürtleriyle çalışmayı bırakmazsa, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkide anlaşmazlık söz konusu olur mu ya da burada muhtemel bir uyum mu olacak?

"Bu konunun Kürtlerle hiçbir ilgisi yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Aslında bir şeyi başka bir şeyle karıştırmamalıyız. Her şeyden önce bu konunun Kürtlerle hiçbir ilgisi yok. Sadece terör örgütlerinden bahsediyoruz. Suriye'nin kuzey kesiminde yaşayan bazı Kürtler teröre bulaşmış durumda ve bunlara terörist denilmesi gerekir. Bazılarıysa ılımlı ve Türkiye ile olumlu ilişkileri var ve Türkiye üzerinden bu olumlu ilişkileri sürdürmeyi savunuyorlar. Bunlar birbirleriyle karıştırılmamalıdır. Bu gerçeği vurgulamak isterim, çünkü biz Kürtlere karşı değiliz. Biz terör örgütlerine karşıyız ve Kürtler bizim dostumuz.

Judy Woodruff:   Yani, mümkün bir uyumun olduğunu mu söylüyorsunuz? Rakka düştükten sonra ki bir çoğunun beklentisi bu, DAEŞ'ın Rakka'dan sürülmesi ardındanki süreç için Türkiye ile ABD arasında bir anlaşma var mı, bölgede kimin hakim olacağı konusunda YPG'nin ve bölgede faaliyet yürüten diğer grupların rolleri hakkında bir anlayış var mı? Mesela Suriye Demokratik Güçleri mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terör örgütlerine karşı küresel ölçekte benimsediğimiz tutum ne ise YPG için de aynı olacaktır. Ve özellikle DAEŞ'in ismi diğerleriyle karıştırılmamalıdır. DAEŞ ile kararlılıkla ve çok ciddi bir şekilde savaşıyoruz. 3 binden  fazla DAEŞ'li teröristi öldürdük. Ancak biz aşağımızda gördüklerimizden dolayı çok üzüldük. Bir terörist örgütünün kökünü kurutmak için başka bir terörist örgütün gemi olarak kullanıldığını gördük.Şimdilik, Amerika DAEŞ'i yok etmek için YPG ile çalışıyor. Amerika DAEŞ ile savaşta kara birlikleri olarak YPG'yi kullanıyor. Ancak onların yerine kendilerine orada yardımcı olabileceğimizi söyledik. Biz Türkiye olarak bunu yapabiliriz.

Judy Woodruff:   Kürtlerden bahsederken komşunuz olan Irak'ta, yakın gelecekte ayrılmış bir Kürt devleti olabilir. Görüldüğü kadar bir referandum olacak. Türkiye, Irak'ta bağımsız bir Kürt devletiyle yaşayabilir mi?

"Irak'ta bir referandumu nasıl kabul edebiliriz?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Açıklamalarımda çok açık konuşmama izin verin. Her şeyden önce, ilk günden beri, Irak'ın toprak bütünlüğünü her zaman savunduk kimse bunu yapmıyorken bile. Bu referandum yapılmamalıdır. Türkiye olarak 350 kilometrelik bir sınır çizgisine sahip olduğumuz Irak'ta bir referandumu nasıl kabul edebiliriz? İran'ın da bunu kabul etmediği gözüküyor. Federal Hükümetin de referandumu kabul ettiği gözükmüyor. Bu yüzden kendiniz tek başına Irak'ın kuzeyi olarak nasıl böyle bir karar alıyorsunuz? Bu kararı kabul etmiyoruz.

Judy Woodruff: Suriye. Rusya'nın Suriye'de önemli oyuncu olduğundan bahsediyorduk. Geçen hafta Rusya'dan karadan-havaya füze satın almak için milyarlarca dolarlık bir anlaşma yaptınız. Neden? Bu anlaşma, uzun süre üyesi olduğunuz NATO'ya bağlılığınızın bir ihlali değil midir?

Rusya'yla silah ticareti

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Başta ABD olmak üzere bu tip silahları birçok NATO müttefiklerinden istedik ama her defasında geri çevrildik. Bu yüzden diğer araçlara başvurduk, çünkü bu sistemler bizim savunmamız açısından çok önemlidir. Rusya ile görüşmeler yaptık ve görüşmeler sonunda bu tip füzelerin üretimi konusunda Rusya'dan destek aldık. Kendi savunma mekanizmalarımızla ilgili kararlar almak gayet normaldir. NATO genel sekreteri, her ülkenin gerekli önlemleri alma konusunda takdir yetkisine sahip olduğunu resmen ilan etmişti.

Judy Woodruff:  Bu, savunmanız için NATO'ya güvenemeyeceğiniz anlamına mı geliyor? Ki NATO kendisine muhalif olarak gördüğü Rusya'ya karşı kısmi savunma geliştirmişti. Peki, Türkiye şimdi Rusya'ya mı yoksa NATO'ya mı daha yakın?

"Biz meşru üye olmamıza rağmen bu silahları alamadık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye NATO'nun çok güçlü bir üyesidir. Peki, neden böyle bir NATO üyesi olan Türkiye'ye karşı duruyorsunuz? Bu silahların ücretlerini ödeyip onları satın alacağız. Fakat teröristlere bu silahlar ücretsiz veriliyor. Bu silahları taşıyan 3 bin araç bu teröristlere verildi. Biz meşru üye olmamıza rağmen bu silahları alamadık. ABD'den predator ve IHA almayı da talep ettik. Ve uzun yıllar boyunca onları hiç almadık. Biz İHA alamadık, ancak teröristlere bütün bu İHA'lar ve tüm silah yardımları sağlandı. Bu kabul edilemez ve biz de kendi durumumuza bakmak zorundayız.

Judy Woodruff:   Türkiye uzun yıllar Avrupa Birliği üyeliğine girmek için çabalıyor. Hâlâ katılmak istiyor musunuz? Bunu soruyorum çünkü son zamanlarda bir anlaşmazlık yaşandı. Almanya Başbakanı Merkel bunun olmaması gerektiğini söyledi. Türkiye hâlâ AB'nin bir parçası olmakla ilgileniyor mu?

"Oyalamaya ne kadar süre dayanabiliriz bilmiyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: AB, Türkiye'yi tam üye olarak kabul etmeye karar verdi mi? Bir açıklama yapmak zorundalar alacaklar mı almayacaklar mı? Ne yapmamız gerektiğini bize bildirdikleri sürece her şey yapmaya hazırız. Biz çok samimiyiz ve bu samimiyeti AB'den de bekliyoruz. Ancak bu oyalamaya ne kadar süre dayanabiliriz bilmiyorum. Buna belirli bir yere kadar dayanılacağını düşünüyorum. O eşikten sonra Türkiye'nin kendi kararını alma noktasında olacağını düşünüyorum.

Judy Woodruff: Türkiye-AB ve Türkiye-ABD arasındaki gerginliğin en büyük kaynaklarından biri de Türkiye'de ki demokrasinin direnci olmuştur. Geçtiğimiz yılın yazında yapılan darbe girişimi ve öncesinde Türkiye'de, hükümette, askeri alanda, gazetecilik alanında ve diğerler alanlarda birçok insan ya işlerini kaybetti ya da tutuklanıp hapse atıldı. ABD'den ve Avrupa'daki pek çok kişiden gelen soru şu: Bu gidişat Türkiye'nin sürekli rotası mı yoksa geçici bir süreç mi? Bu insanların terörist olduklarını, hükümetini devirmeye çalıştıklarını söylediniz. Ancak bunların çoğu okul öğretmenleri, düşük düzeyde devlet çalışanları, haber muhabirleridir.

"Üniformalarını giyiyorlardı, ama zihinlerinde terörist gündemleri vardı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Siz teröristlere niçin terörist demiyorsunuz? Ben de bunu merak ediyorum. Teröristlere terörist deyin. İkincisi, ülkemizde, nihai hedefleri hükümeti devirmek süreci içerisinde yer almış birçok birey hukuk çerçevesi içerisinde yargılanıyor. Bu kişiler emniyetin, ordunun içine sızmış kişilerdir. Üniformalarını giyiyorlardı, ama zihinlerinde terörist gündemleri vardı. Emniyet ve bakanlıklara sızmışlardı. Bu kişilerin hepsi kovuşturmaya tabi tutuldular. Şu an da bu kişiler yargının elinde ve yargı nihai kararını verecektir. Demokrasi Türkiye'de oldukça güçlüdür. Seçimler boyunca yapılan oyların sayısına bakıldığında katılımın yüzde 80 ila 85 arasında gerçekleştiğini göreceksiniz ki demokrasinin Türkiye'de oldukça güçlü olduğunu gösteriyor. Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzde 52 oyla Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı olarak seçildim ve bana diktatör diyorlar. Bununla birlikte, Batı'daki, ABD'de ki pek çok medya organında saygısızca hakarete uğradım. Halkımızdan tam destek alarak yolumuza devam ediyoruz.

Cumhurbaşkanlığı korumalarına dava açılması

Judy Woodruff: Başkan Trump altındaki bu yönetim, bu yaz Washington'da Türk Büyükelçiliği dışında meydana gelen bazı olaylar nedeniyle özel korumalarınız hakkında dava açtı. Siz bu davalara karşı çıktınız. ABD'de yargı sisteminin bozuk olduğunu söylemiştiniz. Bu temel bir anlaşmazlık. Böyle temel bir anlaşmazlık varken Trump ile yola nasıl devam edeceksiniz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bunun için çok üzgünüm. Aslında Başkan Trump beni yaklaşık bir hafta önce bu konuyla ilgili olarak aradı. Üzgün olduğunu söyledi ve bana, resmi ziyaret çerçevesinde ABD'ye geldiğimizde bu konuyu takip edeceğini söyledi.Protestocular bize hakaret ediyor ve çığlık atıyor ve bağırıyorlardı. Polis, düzgün müdahale etmeyi başaramadı. Elçilik binasının içinde olduğumuzda Beyaz Saray'da da benzer protesto gösterileri yapıldı. Protestocular arabama, aracıma çok yakındı.PKK ve FETO teröristleri birlikte protesto gösterileri yapıyorlardı. Bu polis memurları devletindi, federal hükümetin değil ve etrafımdaki güvenliği sağlamakla yükümlüydüler. Bunu başaramadılar. Ve tabii ki, şahsi güvenliğim benim yardımıma gelecek ve her şeyin benim için güvenli ve emin olmasını sağlayacaktı. Perşembe günü Başkan Trump ile bir araya geleceğim ve bu gelişmeler hakkında çok kapsamlı bir şekilde konuşacağım. Umarım adaletin tesisi en kısa sürede mümkün olur. Çünkü biliyorum ki ABD yargı açısından, hukukun üstünlüğü ve hukuki açıdan çok hassastır. Perşembe günü Başkan Trump ile görüşeceğimiz başka şeyler de olacak.

Judy Woodruff: Ve nihayet. Başkan Erdoğan, anlıyorum ki birçok Türk, Türkiye vatandaşı ABD'de yaşıyor. Sanırım bir milyondan fazla.Onlara bir mesajınız var mı? Birleşik Devletlerde yaşamak, burada çalışmak için doğru kararı verdiler mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Umarım ABD yönetimi ve buradaki Türkler aramızda bir köprü kuracak ve bu ilişkiyi devam ettirmeyi sağlayacaklardır.

Judy Woodruff: Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizimle konuştuğunuz için çok teşekkürler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ben teşekkürler ederim. (İLKHA)