Hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklara giden hacılar, dün Siirt'e ulaştılar. Diyarbakır Hava Limanı'nda inen hacılar, otobüslerle kente geldiler.

Saatlerce Siirt İl Müftülüğünün önünde hacca giden yakınlarını bekleyen vatandaşların, sık sık hacıları telefonla aradıkları gözlendi.

Hacılar daha sonra kente ulaşırken, yakınlarıyla birlikte hasret gidermenin mutluluğunu yaşadılar.

Hac kafilesine başkanlık yapan Şirvan İlçe Müftüsü Hulusi Güner, Kâbe'ye yolculuğun, insanın kendisini anlamaya yolculuk olduğunu söyledi.

Güner, "195 hacı olarak Diyarbakır'a iniş yaptık, daha sonra hacılarımızı Siirt'e ulaştırmış bulunuyoruz. Cenabı Allah bütün hacılarımızın haccını makbul eylesin. Tabi, hac bütün Müslümanları buluşturan sosyal bir ibadettir. Aynı zamanda insanın kardeşine yolculuk, Kâbe'ye yolculuk, Rabbimize yolculuk ve nihayetinde insanın kendisini anlamaya yolculuktur. İnsan Arafat'ta bu şuura ulaşıyor. Mina'da şeytanı taşlarken içindeki kötü huyları, şeytani duyguları, içindeki şeytani hasletleri taşlamak suretiyle insan adeta melekleşiyor, Allah'ın affına mazhar oluyor ve bu şekilde hayatını dizayn etmeye, sürdürmeye söz veriyor." dedi.

"Müslümanların birleşmekten başka çaresi yoktur, insan hacda bunu anlıyor"

Allah'ın bütün müminlere hac ve umre ibadetini nasip etmesini temenni eden Güner, sözlerini şöyle tamamladı: "Özellikle orada Türkiye'miz için, bütün ümmeti Muhammed için, özellikle Arakan'da katledilen, şehit edilen kardeşlerimiz için, Gazze, Filistin, Suriye ve Irak gibi birçok Müslüman vilayette mazlum, mağdur, muhtaç kardeşlerimiz için dualar yaptık. Rabbim bütün İslam âlemine birlik, beraberlik, kardeşlik nasip eylesin. Müslümanların birleşmekten başka çaresi yoktur. İnsan hacda bunu anlıyor. Endonezyalısı, Malezyalısı, Çinlisi, Türkü, Avrupalısı vesaire bütün Müslümanlar aynı safta buluşabiliyor. Rabbimiz bunu bize gösteriyor. Neden bunu dünyevi hayatta gerçekleştirmeyelim?"

"Bir insan hacda ibadet havası içerisinde kendini kaybediyor"

Kutsal toprakların adeta bambaşka bir dünya olduğunu dile getiren eğitimci Halil Batur, "Bambaşka bir duygu... İnsan doymuyor. Çoluk çocuk ve insanın sevdikleri olmazsa yıllarca kalabilecek güzellikte bir yer. Özellikle uzun yıllardır bekleyip de gidemeyenler için Allah nasip eder inşallah. Hacda herkes o umumi dalgaya, ibadet havasına giriyor. Zaten bir insan o ibadet havası içerisinde kendini kaybediyor. Orada kulluk bilincini hissediyor, orada kul olduğunu tam anlamıyla iliklerine kadar hissediyor. Zaten orası kulluğun yaşandığı, anıldığı, hissedildiği zirve bir yer. Orada Çin'den, Amerika'dan, Afrika'dan, Sibirya'dan, her yerden insanlar bir araya geliyor ve kardeşliği, Müslümanlığı hissediyor. Allah'ın birliğinin her yerde aynı anda anıldığını gözleriyle görüp, bizzat o havanın içinde yaşıyor ve teneffüs ediyor. Tabi, herkes orada tüm Müslümanlara dua ediyor, yapılan dualara herkesin âmin demesi lazım." ifadelerini kullandı.

"Herkesin gidip oraları görmesini isterim"

Hacılardan Adil Baykal, "Herkesin gidip oraları görmesini isterim. Allah herkese nasip eder inşallah. Çok güzel duygular yaşadık orada, herkes bir kardeş gibi oldu. Haccımız sürekli ibadetlerle, tavafla geçti. Her gün Kâbe'ye cemaatle namaza gittik. Yetişemediğimiz zaman otelin mescidinde kıldık. Bütün İslam âlemine dua ettik. İnşallah Allah kabul eder." şeklinde konuştu.

Kutsal toprakları görmenin ve orada manevi atmosferi doya doya yaşamanın mutluluğunu yaşadığını anlatan Berhum Baltacı, şunları söyledi: "10 seneden beri yazılmıştık. Daha yeni bu sene nasip oldu. Ne mutlu bize, Allah'a şükürler olsun. Allah herkese nasip eylesin. Haccımız çok iyi geçti. Sevindik, özlem çektik, mutluyuz."

Allah'ın, bütün Müslümanların haccını kabul etmesini dileyen Abdullah Carlık, gidip gezdiği yerlerin çok güzel olduğunu söyledi.

"Her yıl umreye gideceğim"

Bundan böyle kendisine hac çıkmayacağını, bu sebeple mutlaka her yıl umreye gideceğini belirten yaşlı bir kadın ise "Çok güzel geçti, darısı oğlum ve gelinimin başına. İbadetlerimizi yaptık, hiçbir eksik bırakmadık. Hiç yorulmuyordum. Öyle güzel geçti ki anlatamam." dedi. (Murat Orhan - İLKHA)