Mehmet Erkan Yavuz-Muhsin Şenol/DOĞRUHABER
Türkiye`de faizin büyük bir sömürü aracı olarak kullanıldığı herkesin malumu. Zaman zaman hükümet yetkililerinin dile getirip şikayet ettiği yüksek faizlerden iş dünyası ve yatırımcılar da oldukça rahatsız. Konuyu gazetemize değerlendiren İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinden Doç. Dr. Abdulmuttalip Arpa ve Ekonomist Sinan Bayraktar; faiz düşüşünün, Bankacılar ve finans sektörü hariç, yerli ve uluslararası yatırımcı için istikrar algısını güçlendireceğini ve ülkeye para girişini sağlayacağına dikkat çekti.
“FAİZ MALİYETİ ARTIRIYOR”
Faiz`in sadece ekonomik yönden değil toplumsal açıdan da zararlı olduğuna değinen Doç. Dr. Abdulmuttalip Arpa, “Faizlerin yüksek tutulması ise ekonomiye çok daha fazla zarar veriyor. Faiz`in yüksek olması küçük ölçekte maliyetleri artırıyor. Özellikle de özel sektör bu konuda çok şikâyetçi. Büyük ölçekte ise yatırımların önünde bir set oluyor. Türkiye ekonomisi bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5`in üzerinde olması çok olumlu. Fakat faizlerin yüksek tutulması ekonomik büyümenin önündeki en büyük engel olarak görünüyor. Faizlerin düşürülmesi maliyeti düşürür bu da olumlu manada ekonomik büyümenin önünü açar. Bankacılar ve finans sektörü hariç; faizin düşüşü, yerli ve uluslararası yatırımcı için istikrar algısını güçlendirir ve ülkeye para girişini sağlar.” dedi.
“YATIRIMCIYI FAİZDEN KORUMAK EKONOMİNİZİ GÜÇLÜ TUTACAKTIR”
Faizli bir sistemin olmaması ekonomiyi daha çok geliştireceğini belirten Arpa, “Büyümenin sürekliliği için ürün maliyetleri düşürmek gerekir. Bundan dolayı faizleri sıfırlamak en ideal sistemdir. Eğer faizsiz bir sistem olursa böylece kredi kullanımı da artacaktır. Yerli ve uluslararası yatırımcılarının faizden etkilenmelerinin önüne geçmek, onları korumak lazım. Esnaflara sıfır faizle krediler verilmesi yatırımcıyı faizden korumak her anlamda ekonominizi güçlü tutacaktır.” şeklinde konuştu.
“İSTİHDAMIN ARTMASI İÇİN FAİZLERİN DÜŞÜRÜLMESİ GEREKİYOR”
Ülkede yatırımların artmasının istihdamı da artıracağını ifade eden Arpa, Şöyle konuştu: “Faizlerin düşük olduğu veya olmadığı sistemde yatırım olur. Sermaye sahipleri faizden korkmadığı zaman daha fazla yatırım yapar, maliyeti de düşük olur. Bunun neticesinde istihdam da artar. İşsizliğin çok olduğundan yakınıyoruz. Bir istihdam seferberliği de başlatıldı. Bir milyondan fazla kişi istihdam edildi, hem de kısa sürede. Fakat eğer siz faizi düşürmezseniz bunun sürekliliğini de sağlayamazsınız. Tabi Reel ekonomi deniyor. Merkez Bankası da kararları da buna göre alıyor. Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın da faizin düşürülmesi yönünde ısrarları var.”
“MERKEZ BANKASI`NIN ALDIĞI TEDBİRLER YETERSİZ”
Faizden kurtulmak için sistemin baştan aşağı değişmesi gerektiğini dile getiren Ekonomist Sinan Bayraktar ise, “Zaten bankacılık sisteminde dünyada en kârlı olan ülkelerden biri de Türkiye`dir. Sistemin tamamen alt üst olması lazım. Yani Merkez Bankası bir takım tedbirler alıyor para piyasasında, ama yeterli değil ki. Faizleri düşürseniz bir etkendir ama ekonomi öyle bir şey ki, her değer birbirini tetikler. Dövizi piyasada ballayabilirseniz fiyatı düşürebilirsiniz, ama elinizde bol miktarda döviz rezervi olabilmeli. Dövizi toplamaya başlarsanız döviz fiyatı artar, dövizler elden çıkar kârlılık nedeniyle, nereye dönecek, kâr ya faize dönecek ya borsaya dönecek. Bankalar olarak elinizde yeterli mevduat yoksa kredi verecek gücünüz olmaz, ne yapmanız lazım banka olarak, mevduat toplayacaksınız, bu da rekabetçi piyasada yüksek fiyatlama yaparak elde edilmelidir. Bu hususun da yüksek faize sebep olduğu bilinmektedir.
Ne yapılması lazım dendiğinde, bankalar ve merkez bankasının bir takım tedbirlerin yanı sıra yüksek karlılıklarını gözden geçirmeleri gerekir. Aşırı kar hevesi faizleri halen daha yüksek tutmaya devam ediyor.” dedi.
“HEM ENFLASYON VAR HEM YÜKSEK FAİZ VAR”
Bankaların halkı sömürerek aldığı yüksek faizlerin enflasyonu da tetiklediğini ifade eden Bayraktar, “Piyasaya çıkan para satın alma gücü oluşturuyor. Satın alma gücü oluşturması demek, fiyat endeksinde artışa sebep olmak demektir. Para çıktığı zaman vatandaşın eline biraz daha para kredi, ev araba almaya başlıyor ne oluyor bu sefer talep geldikçe fiyatını yükseltiyorlar, ürünün fiyatı yükseliyor enflasyon da yükseliyor. Zaten Türkiye`de Stagflasyon yok, Stagflasyon dediğimiz şey ekonomide durgunluktur. O yok şu anda hem enflasyon var hem yüksek faiz var. Yani dolaysıyla yüksek faizin getirisi bireysel işlemlerin çoğunluğu, bireysel işlemlerde kredi kartı ağırlıklı olması kredi kartındaki küçük kredi kullanımları bireysel kredi kullanımlarıyla yüksek faiz ortaya çıkarıyor.” şeklinde konuştu.