Mehmet Tahir Özsoy / DOĞRUHABER 

Fransa'da mahkeme, Eritreli 3 kadını aracına alarak hastaneye götürdüğü gerekçesiyle bir öğretim üyesi hakkında 2 ay ertelenmiş hapis cezası verilmesine hükmetti. Aix-en-Provence İstinaf Mahkemesi`nde görülen davada, geçen yıl 18 Kasım'da Turbie kenti yakınlarındaki otoyol gişelerinde Eritreli 3 kadını taşıdığı için gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan öğretim üyesi Pierre-Alain Mannoni'nin, salıverilmesine yapılan itiraz karara bağlandı. Mahkeme, Mannoni'yi "oturma izni olmayan birini barındırmak ve seyahatine yardım etmek" suçundan 2 ay ertelenmiş hapis cezasına çarptırdı. Batı`nın gerçek yüzü bu olayla bir kez daha ortaya çıktı. Her fırsatta insani değerlerden dem vuran Batı; savaş, kaos, ekonomik sorunlar nedeniyle Avrupa`ya sığınmış insanlara yardımcı olan vatandaşlarını cezalandırıyor.

BATI`NIN SAVUNDUĞUNU İDDİA ETTİĞİ DEĞERLER İÇİN KARARA İTİRAZ EDECEK

Yerel Nice Matin gazetesinde yer alan habere göre, Mannoni, suçlamayı ve kararı haksız bulduğunu belirterek, temyize gideceklerini açıkladı. Batı`nın savunduğunu iddia ettiği değerler için karara itiraz edeceğini belirten Mannoni, hasta, yaralı ve yardıma muhtaç kişilere kayıtsız kalmamanın bir vatandaşlık görevi olduğunu dile getirdi. Çiftçi Cedric Herrou da geçen ay aynı gerekçeyle 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

AP ARAKAN'I GÖRMEZDEN GELDİ

Öte yandan Strazburg'da AP Genel Kurulu'nun açılışında, İspanya ile Finlandiya'daki saldırılarda ölenler için saygı duruşunda bulunulurken Arakanlı Müslümanlar görmezden gelindi. Fransa'da toplanan Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nun açılışında, dünyada son dönemde yaşanan saldırılar ve doğal felaketlerde ölenler için saygı duruşunda bulunulurken, Arakanlı Müslümanların yaşadığı şiddetin görmezden gelinmesi dikkati çekti. AP Genel Kurulu'nun açılışında konuşan AP Başkanı Antonio Tajani, Genel Kurul'a seslenerek salondakileri, "İspanya'da ve Finlandiya'daki saldırıda hayatını kaybedenler ayrıca ABD ve Karayip adalarında etkili olan doğal afetlerde yaşamını yitirenler için" saygı duruşuna davet etti. Myanmar ordusunun Arakan'da sivillere yönelik saldırılarında 25 Ağustos'tan bu yana binlerce Müslümanın hayatını kaybettiği ortadayken, AP`nin bu tutumu ikiyüzlülük olarak yorumlandı. Arakan`da ki saldırılarda 150'den fazla köy, ordu ve Budist milliyetçiler tarafından yakıldı. On binlerce Arakanlı Müslüman can güvenliği nedeniyle halen bölgeden uzaklaşmaya çalışıyor. Ve Avrupa parlamentosu bunu görmezden geliyor.

DANİMARKA BU YIL DA MÜLTECİ ALMAYACAK

Batının bir diğer kirli yüzünü Avrupa ülkesi Danimarka gösterdi. Danimarka Göç ve Uyum Bakanı İnger Stöjberg, Berlingske gazetesine yaptığı açıklamada, BM kotasından sığınmacı alımını geçen yılki gibi bu yıl da askıya aldıklarını belirtti. Ülkesinin bu yıl da BM kotasındaki sığınmacıları reddedeceğini kaydeden Stöjberg, "Son yıllarda Danimarka'ya çok fazla sığınmacı geldi. Bu nedenle nefes alabilmemiz için bir ara gerekli." ifadelerini kullandı. Stöjberg, yürürlükteki zorunlu mülteci alma yasasını da değiştirmek istediklerini açıklayarak, kanunun değişmesi halinde BM kotasından sığınmacı kabul edip etmeme ve sığınmacıların sayısıyla ilgili kararın Göç ve Uyum Bakanı tarafından verileceğini anlattı.

ALMANYA'DA GEÇEN YIL 84 BİN ÇOCUK SÖZDE KORUMA ALTINA ALINDI

Sözde insanlık dersi vermeye kalkışan insanlık düşmanı batının şer icraatları saymakla bitmiyor. Batının kendi topraklarında gerçekleştirdiği kabul edilemez icraatlardan biri ise asimilasyon politikalarıyla ortaya çıkıyor. Sadece Almanya`da geçen yıl toplam 84 bin 230 çocuk çeşitli sebeplerle ailelerinden uzaklaştırılarak sözde devlet koruması altına alındı. Federal İstatistik Dairesinin açıkladığı rakamlara göre, koruma altına alınanların 23 bin 361'i Alman, 60 bin 869'u ise yabancı kökenli ailelerin çocuklarıydı. Ülkede faaliyet gösteren Umut Yıldızı Derneği Başkanı Kamil Altay, söz konusu rakamların, Alman hükümetinin uyguladığı asimilasyon politikasının bir kanıtı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Gençlik Dairesinin koruması altındaki çocukların ailelerine kavuşmaları için çalışmalar yürüten Altay, "Almanya'da yabancı kökenliler nüfusun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor fakat açıklanan rakamlara göre ailelerinden alınan yabancı kökenli çocukların oranı Almanlara göre neredeyse üç kat daha fazla." dedi.

Edinilen bilgilere göre ailelerinden zorla koparılan bu çocukların çoğu, resmi kılıfla evlat edindirme adı altında ahlaksız bireylere teslim edildiği belirtiliyor.