Myanmar ordusu ve Budist çetelerin Arakanlı Müslümanlara yönelik katliamlarına tepkiler gelmeye devam ediyor. Katliamlara bir tepki de HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz'dan geldi.

Arakan'da yaşanan zulmün tarif edilemeyeceğini söyleyen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, İslam ülkeleri askeri, ekonomik güçleri olduğu hatırlatmasında bulunarak, bu güçlerin Arakan için seferber edilmesi gerektiğini belirtti.

İslam ülkelerinin katliamları sivil toplum kuruluşu gibi kınamakla geçiştirmemesi gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, İslam ülkelerinin zulme karşı seferber olması halinde dünyanın hiçbir yerinde Müslümanların zulüm görmeyeceğine dikkat çekti.

"Orada bu zulmün olması Müslüman ülkelerin ayıbıdır, bu bizim ayıbımızdır"

Arakan'da yaşanan vahşetin ana sebebinin Müslümanların birlik olmaması olduğunu dile getiren Yılmaz, "Büyük bir katliam ve zulüm var, yani tarif edilir gibi değil. Gerçekten tamamen çaresiz, silahsız, savunmasız Müslümanların evleri yakılıyor, yerinden yurdundan ediliyor ve komşu ülkeye sığınmasına dahi müsaade edilmiyor. Bu derece büyük bir zulüm, bu derece büyük bir felaket diyelim. Orada bu zulmün olması Müslüman ülkelerin ayıbıdır, bu bizim ayıbımızdır, bizim utancımızdır. Müslüman Hadis-i Şerifte geçtiği gibi doğudaki Müslümanın ayağına bir diken batsa batıdaki onu hissedecek. Şu an biz imanın en zayıfı olan kınama aşamasında bir tepkiyi ortaya koyabiliyoruz. Bunun sebebi de dünyada Müslümanlarının zulüm görmesidir. Arakan'da bu zulmün bu vahşetin devam etmesinin ana sebebi Müslümanların birlik olmamasıdır, beraber olmamasıdır, siyasi birliği yakalayamamalarıdır. Bugün Müslümanların en büyük ihtiyaç duyduğu şey siyasi birliktir. Siyasi birlik nedir: ümmet bilincidir. Biz İslam ümmeti olabilmeyi yakalayabilirsek, o siyasi birliği beraberliği yakalayabilirsek, zaten askeri ve ekonomik arkasından gelecek." dedi.

"Hükümetler sivil toplum kuruluşları gibi kalkıp da işi kınamayla geçiştirirlerse, Müslüman bir fert gibi kınamayla geçiştirirse bu olmaz"

İslam ülkeleri, katliamları sivil toplum kuruluşu gibi kınamakla geçiştirmesi gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

"Düşünün İslam coğrafyasında bir buçuk milyar Müslüman var ve bu Müslümanların ağırlığı Malezya ve Endonezya'da yaşıyor. Buna rağmen Malezya ve Endonezya'nın komşusu olan bir ülkede Müslümanlara bu zulüm yapılıyor. Sivil toplum kuruluşları çıkar kınamasını yapar, tepkisini dile getirir, hükümetleri bir şey yapmaya zorlar, 'Bu zulme müdahale edin' der. Eğer hükümetler sivil toplum kuruluşları gibi kalkıp da işi kınamayla geçiştirirlerse, Müslüman bir fert gibi kınamayla geçiştirirse bu olmaz. İslam ülkeleri askeri, ekonomik güçleri vardır ve hepsini seferber etmelidir. Sadece bir iki ülkeyle değil, bütün İslam coğrafyası bütün Müslümanlar bunu yapabilmelidir. O zaman dünyanın hiçbir yerinde bu zulüm olamaz, Müslümana kimse zulmedemez."

"Müslüman'ın tek düşmanı vardır; kendisine zulmeden, topraklarını işgal eden emperyalist ülkelerdir"

"En zengin topraklar İslam coğrafyasının toprağıdır ama açlıktan, susuzluktan, yoksulluktan ölen Müslümanlardır" diyen Yılmaz, "Bunu görmemiz lazım. Batının işgalini sömürüsünü bitirmemiz için 'illa birlik, illa vahdet, illa vahdet' diyoruz. Bunu bütün Müslümanların anlaması lazım. Müslüman ülkelerin bir araya gelmesi lazım ve o vahdeti İslam düşmanlarına karşı göstermesi lazım. Yoksa ismin 'İslam ordusu' deyip de bir grup Müslüman devletin, başka birkaç Müslüman devlete cephe almasıyla olmaz bu iş. Müslüman tek düşmanı vardır; kendisine zulmeden, topraklarını işgal eden emperyalist ülkelerdir. Müslüman Müslümanın dostudur, Müslüman Müslümanın düşmanı olamaz, Müslüman Müslümana düşmanlık edemez, kin besleyemez. Mezhebi meşrebi etnik kimliği ne olursa olsun kardeştir ve o kardeşliğin gereğini yerine getirmesi lazım, o birliği oluşturacak ve İslam düşmanlarına karşı yekvücut olacak. O zaman bu zulüm biter." ifadelerini kullandı.

"İslam ülkelerinin devlet başkanlarına söylüyoruz: bir araya gelin, en azından bu konuda bir ortak güç oluşturun"

Vahdet çağrısı yapan Yılmaz, "Evet, bugün Arakan önemlidir, Arakan'a bir an önce müdahale edilmesi lazım, Arakan'da Müslümanların gördüğü o zulüm en azından Müslümanların bir araya gelmesine bir sebep olsun. Buradan çağrımız budur.'Ben sorumlu bir Müslümanım' diyen,'Ben sorumluluk sahibiyim' diyen bütün İslam ülkelerinin devlet başkanlarına söylüyoruz: bir araya gelin, en azından bu konuda bir ortak güç oluşturun. Bu talebimizi biz sürekli yineleyeceğiz. İslami vahdetin oluşması, birliğin oluşması ve ümmetin yeniden teşekkülü en büyük problemimizdir ve temel gayemizin de o olması lazım." şeklinde konuştu. (M. Hüseyin Temel, Mehmet Çelik - İLKHA)