Şanlıurfa'nın Dergâh (Mevlid-i Halil) Camii'nde okunan hutbede Budist çeteler tarafından zulüm altında olan Müslümanlara dualar edildi.
"Mazlumun yanında yer almak" adıyla okunan hutbede Budist çeteler tarafından Müslümanlara uygulanan katliamlara sesiz kalınmaması gerektiğine vurgu yapıldı.
Arakan'da yaşanan vahşete değinen Şanlıurfa Dergâh Camii İmam-Hatibi İbrahim Onat, "İslam dünyası olarak ne yazık ki yine hüzünlü bir bayram geçirdik. Gönüllerimiz mahzundu, gözlerimiz yaşlıydı. Bayramın sevincini yüreğimizin derinliklerinde hissedemedik. Haccın manevi iklimini tam anlamıyla yaşayamadık. Kurbanın heyecanını doyasıya tadamadık. Zira bir taraftan İslam coğrafyasındaki kısır çekişmeler, şiddet ve çatışmalar, bizleri üzmeye devam ediyor. Diğer taraftansa Arakan'daki kardeşlerimizin maruz kaldığı baskı, zulüm, vahşet ve katliamlar yüreğimizi dağlıyor. Masum ve mazlumların uzak diyarlardan yükselen çığlıkları bizleri derinden yaralıyor." dedi.
Arakanda yaşanan vahşete insanlığın büyük ölçüde duyarsız olduğunu söyleyen Onat, "Bugün Müslümanların maruz kaldığı haksızlıklar, asılsız ithamlar, şiddet ve zulümler hepimizi sarsmaktadır. Lakin bundan daha acısı ise bütün bu yanlışlıklar karşısında büyük ölçüde insanlığın sergilediği duyarsızlıktır. Varlık amacı yeryüzünde kötülüğü, zulmü, haksızlığı önlemek olan kuruluşların sessizliğidir. Mazlum ve masumların arşı titreten feryatlarına dünyanın kör ve sağır kesilmesidir. Karaya vuran bir balina için seferber olunurken, kıyıya vuran cansız minik bedenlerin görmezden gelinmesidir. İnsanların açlıktan hayatını kaybetmesi; çocuk, kadın, yaşlı demeden evinden, yurdundan sürülmesi karşısında insaf ve vicdanın yitirilmesidir. Müslümanların maruz kaldığı katliamlara farklı dünyaların, gözünü kapamasıdır." ifadelerini kullandı.
Arakan'da yaşanan zulme sessiz kalınmaması gerektiğini ifade eden Onat, "İnancımız gereği asla ümitsizliğe kapılamayız. Bizler inanıyoruz ki zalimler er ya da geç hak ettikleri cezayı göreceklerdir. Bizler biliyoruz ki bütün bu olumsuzluklar elbette son bulacaktır. Yeter ki, insanlığa tarih boyunca umut olmuş bir milletin evlatları olarak bizler, birlik ruhuyla mazluma, masuma ve mahruma el uzatmaya devam edelim. Dil, din, renk, coğrafya ayrımı gözetmeksizin geçmişte olduğu gibi bugün de zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alalım. Yalnız kalsak da en büyük yardımcımızın Rabbimiz olduğu inancıyla zulmün her türlüsüne karşı duralım. Şer odakları topyekûn üzerimize gelse de en büyük gücümüzün mazlumların duası olduğu şuuruyla her daim hakkı ve haklıyı savunalım. Haksızlıklar karşısında asla susmayalım." şeklinde konuştu.
Arakan'da Budist çeteler tarafında zulüm altında olan Müslümanlara yapılan dua ile hutbe sona erdi. (İLKHA)