Bayramlar sosyal dayanışma, karşılıklı sevgi ve hoşgörü ile birlik beraberliğin tesis edildiği özel günlerdir. Her yıl ömrü yetenlerin şahit olduğu bu güzel günler küslerin barıştığı, sıla-i Rahim`in yapıldığı, fakirlerin hatırlandığı ve toplumda bir neşe havasının oluştuğu nadide günlerdir. Bu günler içerisinde kurban bayramının ayrı bir yeri vardır. Çünkü Kurban Bayramında kurbanlar kesilir, her evde ayrı bir tatlı telaş yaşanır, imkânı olanlar kurban ibadetini yerine getirmenin heyecanını yaşar, ihtiyaç sahipleri de zengin kardeşlerinin kendilerini hatırlamasını beklerler.
Bu açıdan Kurban bayramının bireye, topluma, sosyal alana bakan birçok yönü vardır. Kurban bayramının gelişiyle toplumda yaşanan havayı, bayramın nasıl geçirilmesi gerektiğini, bayramın önemini anlatan ilahiyatçı hocalar, bayramın bir ibadet şuuruyla geçirilmesi ve bu güzel günlerde Allah`ın yasak ettiği davranışlardan kaçınılması gerektiğini belirttiler.
“İNSANLIĞIN İSLAM`A İHTİYACI VAR”
Bayramların özelde insanlar olmak üzere toplum üzerinde büyük etkilerinin olduğunu belirten İlahiyatçı yazar Mahmut Toptaş, İslam`ın bir emri olan bayramların sosyal açıdan önemli günler olduğunu söyledi. Başından geçen bir olayla bayramların önemini anlatan Toptaş hoca şunları söyledi: “Bugün büyük kabul edilen bir köşe yazarımız bir gün bana, ‘İslam gelir mi gelirse ne olur` diye bir soru sordu. Ben de ona dedim ki, ‘Bak kurban bayramı yeni geçti İslam`ın birçok emir ve yasağı var bunlardan sadece bir emri yerine getirildi. O da farz olmayan vacip emri geldi. Sokaklar temizlendi, evler temizlendi, yeni elbiseler alındı, bayram şekeri dağıtıldı, ağızlar tatlandı, zenginle fakirin tenceresinde birlikte et kaynadı ve insanların somurtan yüzleri gülümsedi.` Oldu mu dedim, oldu, dedi.
Bir tek emir bunu yaparsa diğer emir ve yasalar yerine getirilirse 365 gün insanlarımız aynı şekilde yaşayabilir. Buna bir örnek daha vereyim dedim. En yakın emniyet müdürlüğüne sor, en az suç ramazan ayında işleniyor. Günlerden ise Cuma günlerinde en az suç işleniyor. İkisinde Rabbimizin birer emri yerine getirildiğinden dolayıdır. İnsanlığın İslam`a ihtiyacı var. Bunu engellemeyin.”
AKRABALARIMIZI MUTLAKA ZİYARET EDELİM
Kurban bayramında yapılması gerekenleri de anlatan Toptaş hoca, şu tavsiyelerde bulundu: “Kurban bayramı arefe gününde başlar. Sabah namazından itibaren bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar bu teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir. (Şafii Mezhebine göre sünnettir.) Bayram sabahı kalkıp ilk önce gusül abdesti alacak, dişlerini fırçalayıp en güzel elbiselerini giyip ağzına bir şey almadan çocuklarını yanına alıp yine teşrik tekbirleri getirerek camiye gidecek. Kurban bayramı namazını kıldıktan sonra camiye gittiği yoldan değil başka bir yoldan evine dönecek. Sevgili Peygamberimiz gidiş yoluyla dönüş yolunu değiştirirmiş.
Ondan sonra kurbanını kesip kurban etiyle iftarını açar. Ama günümüz şartlarında bunlar yerine getirilmeyebiliyor. Kurbanlar kurban kesim yerlerinde sırayla kesiliyor, ya da başka bir yerde kestirdiği için kurban eti ikinci ya da bayramın diğer günleri eline ulaşabiliyor. İlmihal kitaplarına bakıp da insanlar kendini aç bırakmasın. İlmihal kitaplarında sabahleyin bayram namazına giderken aç gider o açlığını kurbanın etiyle açar, der. Günümüzde bu şartları yerine getiremediğimizden dolayı yemeğini yer. Çocuklarına gücüyle orantılı her zaman verdiği paradan daha fazla para verir. Ondan komşu ziyaretlerini ve akraba ziyaretlerini yapar. Ulaşamadığı yakınlarına telefonla arayıp bayramlarını tebrik eder. Sesli olarak aramak daha güzel olur. Mesaj sesin yerini tutmuyor. Mesaj gönderilmesi gereken yerler olabilir ama sesli olması daha iyi olur. Gidebileceği tanıdıklarını mutlaka ziyaret etsin gidemediklerini de telefonla arasın.”