Önümüzdeki hafta cuma günü kutlanacak Kurban Bayramı dolayısıyla kırmız et ve tatlı tüketimi hakkında İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Özel Kızıltepe İpekyolu Hastanesinde görevli Diyetisyen Fatime Unal, özellikle kronik hastalıklara sahip kişilerin dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

Yüksek risk grubunda bulunan çocuklar ile yaşlıların bayramda aldıkları gıdaya dikkat etmeleri gerektiğini belirten Unal, önemli uyarılarda bulundu.

Kurban Bayramı'nın yılda bir defa olmasından dolayı et tüketimi ile tatlı tüketiminin arttığına dikkat çeken Unal, "Önümüzde kurban bayramı var. Kurban Bayramı'nda et tüketiminin yanı sıra tatlı tüketimine de dikkat edilmesi gerekiyor. Özellikle bu dönemde kronik hastalıkları olan kişiler ve yüksek risk grubu olarak nitelendirdiğimiz çocuklar ve yaşlıların beslenmelerine dikkat etmeleri gerekiyor. Beslenme düzeninde belli dönemlerde meydana gelen değişikliklere karşı tedbir alınmazsa bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Bunları mide bulantısı, kabızlık ve sindirim bozuklukları olarak nitelendirebiliriz." diye konuştu.

"Kurban etinin belli bir zaman bekletildikten sonra tüketilmesi gerekiyor"

Kırmızı etin özellikle bol sebze ile tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Unal, "Etler vücudumuzun yapı taşı olan proteinlerin en önemli kaynağıdır diyebiliriz. Aynı zamanda bu protein kaynağının yanı sıra minerallerden ve B grubu vitaminlerden zengin bir kaynaktır. İçerdiği minareller olarak en önemlisi demir, bunun yanında fosfor, çinko ve magnezyum içermektedir. Etin sindirimi diğer besinlere göre daha zordur. Özellikle yeni kesilmiş bir kurban etinde ölüm katılığı olarak nitelendirdiğimiz sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluklar ortaya çıkarabiliyor. Bu yüzden kurban etinin belli bir süre bekletildikten sonra tüketilmesi gerekiyor. Etler E ve C vitamini içermezler. Bu yüzden genelde eti etli bir sebze yemeği olarak ya da et tek başına tüketilecekse bile bunun yanında bol çiğ sebze tüketerek etin içerisinde bulunan demirin sebzelerde bulunan C vitamini tarafından daha iyi emilmesini sağlayacaktır. Bu yüzden, eti tükettiğimiz zaman yanında mutlaka bir sebze yemeği bulundurulmasını öneririz." dedi.

"Kurbanlığınızı satın almadan önce veteriner kontrolünden geçtiğinden emin olmalısınız"

Veteriner kontrolünden geçmeyen ve uygun koşullarda büyümeyen hayvanların etinin birçok hastalık riski taşıdığına dikkat çeken Unal, sözlerine şöyle devam etti:

"Alınan kurbanlık hayvanın veteriner kontrolünden geçmiş olması ve uygun koşullarda büyümüş bir hayvan olması gerekiyor. Aksi takdirde bu tür hayvanlardan insanlara tenya, salmonella, tüberküloz, şarbon gibi hastalıkların bulaşmasına sebebiyet verir. Bu yüzden kesinlikle veteriner kontrolünden geçmiş olduğuna emin olmamız gerekmektedir.  Aynı zamanda etlerin kesildikten sonra saklama koşulları olarak etleri büyük parçalar halinde saklamayın. Küçük parçalara ayırın, temiz buzdolabı poşetine sarın ve buzdolabının buzluk kısmında ve derin dondurucuda saklayın. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta (- 2 ºC) birkaç hafta, derin dondurucuda ise (-18 ºC) daha uzun süre ile saklanabilir. Eti çözdürmek istediğinizde ise ilk olarak buzdolabının alt bölmesinde çözdürün. Çabuk çözülmesi amacıyla uygulanan fırınlama, ocak üzerinde çözdürme, güneşte bekletme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler sakıncalıdır. Kesinlikle bunu yapmamamız gerekiyor."

"Kömürleşen etler her zaman kanser riski taşır"

Etlerin haşlama ve ızgara yöntemi ile pişirilmesinin sağlıklı beslenme açısından önemli olduğunu belirten Unal, "Etin dışına yüksek ateş verildiğinde yüzeydeki proteinlerin katılaşmasına, sertleşmesine ve buna bağlı olarak etin iç kısmına suyun girmemesine sebep olacağı için ette sertlik oluşmasına sebep olacaktır. Bu da sindirim problemlerini ortaya çıkaracaktır. Et pişirme yöntemi olarak da daha çok haşlama ve ızgara yöntemini tercih etmeliyiz. Yani yüksek dereceye maruz kalacak şekilde kızartma yöntemlerine kesinlikle başvurmamamız gerekiyor. Eğer et ızgara yapılacaksa da ateşle direk temas etmemesi gerekiyor. Çünkü ateşe temas ettiği zaman ette sertlik oluşuyor ve kanserojen madde üretimini tetikleyebiliyor." diye belirtti.

"Et ile yapılan yemeklere ekstra yağ eklemeyin"

Kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyonu olan vatandaşların kurban bayramında, yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeleri gerektiğine vurgu yapan Unal, şu uyarılarda bulundu:

"Et hazırlamada kullanılan kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyveleri doğrama işlemi yapılmamalıdır. Et ile yapılan yemeklere ekstra yağ eklemeyin, kendi yağıyla pişirmek hem lezeti hem de pişmesi için yeterli olacaktır. Genel olarak bu dönemde sakatat tüketimi de artmaktadır. Fakat kronik hastalığı olan kişilerde kalp hastalığı, kolesterol hastalığı olan kişilerde kesinlikle bunların tüketimine dikkat etmesi gerekiyor."

Bayramda şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıların tercih edilmesinin sağlık açısından daha iyi olacağına değinen Unal, "Bu bayramdan itibaren artık şerbetli tatlılar, baklava ve ağır hamur işleri yerine bir sütlü tatlıyı kullanabiliriz. Buna yer vermemiz daha sağlıklı bir tercih olacaktır. Bayram ziyaretlerinde şekerlerden ve çikolatalardan uzak durulması gerekiyor. Aynı zamanda bayram döneminde yapacağımız öğünlerde etlerin yanında rafine edilmiş pirinç-makarna yerine bulgur-esmer pirinç; asitli-gazlı içecekler yerine ise ayran-yoğurt-cacık tüketilmelidir. Günlük olarak da 2-2,5 litre su tüketimi gerekiyor." tavsiyesinde bulundu.

Unal, son olarak, "Bayram menüsünde dikkat edilmesi gereken şey bir öğünde hem sebze grubu hem et grubu,  hem süt grubu, hem ekmek grubu olacak şekilde çeşitlilik oluşturmamız sağlık açısından faydalı olacaktır." dedi. (Mehmet Aslan - İLKHA)