Diyarbakır Barosu tarafından, cezaevlerinde bulunan bazı kişilere giydirilmesi düşünülen "tek tip kıyafet" uygulamasıyla ilgili basın açıklaması yapıldı.

Diyarbakır Barosu Adli Yardım Hizmet binasında yapılan açıklamada, cezaevlerinde bulunan bir kısım hükümlü ve tutukluların tek tip elbise uygulamasına tabi tutulacaklarına dair beyanat ve çalışmaların kaygı verici olduğu belirtildi.

Açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Av. Sertaç Buluttekin, kişileri ötekileştirici her türlü uygulamanın, modern ceza hukukuna ve adalet değerine aykırı bir uygulama olduğunu söyledi.

Buluttekin, "Yürürlükteki maddi hukuka ve infaz rejimine göre, haklarında kesinleşmiş cezası bulunan kişiler cezalarının infazı için bulundukları cezaevlerinde ıslah, eğitim ve öğretim gibi rehabilitasyon süreçlerine tabi tutulmakta olup, ceza adaleti ve rejimi gereği bu kişiler, topluma kazandırılma veya uyumlu hale getirilerek anti-sosyal yönlerinin rehabilite edilmeleri amaçlanmaktadır. Bilindiği üzere tutuklular, henüz haklarında bir mahkûmiyet kararı verilmeyen kişilerdir. Yani ceza veya tutukevlerinde tutuklu bulunan kişiler, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde somut şekilde yer alan masumiyet karinesi gereğince suçlu sayılamazlar. Usule ilişkin hukuk kurallarına ve maddi hukuk kurallarına göre bu kişiler tedbiren tutuklu bulunmaktadırlar." dedi.

Tek tip kıyafet uygulamasının temel hak ve hürriyetlerin korunması kurallarına aykırı olduğunu dile getiren Buluttekin, şunları söyledi: "Hem hükümlü hem de tutuklu kişiler yönünden, kişiliklerinin ve kimliklerinin zedelenmesi, kendilerini ifade etme güçlüğüne düşmeleri, dayatılacak veya mevzuata dönüştürülecek tek tip uygulama karşısında kendilerinin zaten kısıtlı bulundukları zaman ve mekân dâhilinde yeniden kısıtlanacak olmaları, insan ve adalet odaklı bir hukuk düzeninde çağdışı bir uygulama olacaktır. Tek tip elbise uygulaması, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10'uncu maddesinde düzenlenen 'eşitlik ilkesine', 36'ncı maddesinde düzenlenen 'adil yargılanma hakkı ilkesine', 38'inci maddesinde düzenlenen 'masumiyet karinesi' ilkesine ve 12'nci maddesi ve devamında düzenlenen 'temel hak ve hürriyetlerin korunması' kurallarına açıkça aykırıdır."

Örgütsel bağları münasebetiyle halen yargılanan veya hakkında hüküm verilip cezaları kesinleşenlerin, hukuk düzeni içerisinde kişilik hakları korunması gereken bireyler olduğuna değinen Buluttekin, "Bu uygulamaya tabi tutulacak kişilerin, cezaevlerinde başlayıp daha sonra bağımsız mahkemeler huzurunda tek tip kıyafetle yargılanmaları yolunun açılması halinde mahkemelerin de cezaevlerinin bir varyasyonu olacağı aşikârdır. Cezaevlerinin ve mahkemelerin böylesi uygulamalar içerisinde bulunması, adil ve bağımsız yargının ciddi anlamda zedelenmesi anlamına gelecektir. Guantanamo Askeri Hapishanesi'ndeki tek tip elbise görüntülerini hatırlatacak bu uygulamalar, sadece uygulandıkları kişileri değil aynı zamanda bu kişilerin maddi ve manevi ilişki içinde oldukları tüm kesimleri etkileyecektir. Böylesi bir durumun toplum barışını ve toplum huzurunu olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Darbe dönemlerinde dahi uygulanmayan bu uygulamaların bir hukuk devleti içinde cereyan etmesi asla kabul edilemez bir durumdur." şeklinde konuştu.

Son olarak Buluttekin, bu uygulama başlamadan vazgeçilmesi için Diyarbakır Barosu olarak hükümete, Adalet Bakanlığına ve Cumhurbaşkanlığına çağrıda bulunduklarını sözlerine ekledi. (Mehmet Çelik, M. Hüseyin Temel - İLKHA)