Midede yanma, ekşime, ağız içine acı-ekşi su gelmesi, ses kısıklığı ve uykuda solunum bozukluğu ile kendini gösterebilen mide fıtığı, doğru tedavi planlaması ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabileceğini belirten Memorial Diyarbakır Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Prof. Dr. Ercan Gedik, mide fıtığı hakkında önemli bilgilendirmede bulundu.
Prof. Dr. Gedik, anatomik nedenlerden dolayı, midenin yemek borusuna doğru sarkması olarak tanımlanan mide fıtığının, organın üst tarafındaki kasların gevşemesi sonucu ortaya çıktığını belirterek, 50 yaşını geçen kişilerin yüzde 65'inde görülebilen bu rahatsızlığın, bazen hiçbir belirti vermediğini, bazen de çoğunlukla reflü şikayetleri sonrası anlaşıldığını söyledi.
"Ağır yük kaldırma, şiddetli öksürük mide fıtığı nedeni"
Ağır yük kaldırma, şiddetli öksürük gibi nedenlerle karın içi basıncın yükselmesiyle ortaya çıkan mide fıtığı, obezite ve hamilelik döneminde batın içerisinde bulunan serbest sıvı nedeniyle de oluşabileceğini belirten Gedik, "Hastalığın, kayma ve paraösefagal fıtık olmak üzere iki türe ayrılır. Kayma tipi fıtık, mide bölgesinde bulunan yemek borusunun göğüs bölgesindeki boşluğa doğru kayması sonucu görülür. Paraösefagal tip fıtık ise çoğunlukla kadınlarda ortaya çıkmaktadır. Nadiren de görülse beraberinde ciddi sorunlara yol açabileceğinden dikkatli olunması gerekmektedir." dedi.
"Mide fıtığı hastaları sigaradan uzak durmalı"
Gedik şöyle devam etti: "Mide fıtığı, mideden yukarı göğse yayılan yanma ve midede ekşime, ağız içine acı-ekşi su ya da yiyeceklerin gelmesi, ses kısılması, tedavi edilemeyen boğaz enfeksiyonları, dişlerde erozyon, boğazda dolgunluk hissi, sık sık boğaz temizleme ihtiyacı, ses kısılması ve ses tellerinde polip ya da nodül, müzmin öksürük, tedaviye iyi yanıt vermeyen astım, tekrarlayan zatürre ile uykuda solunum bozukluğu şeklinde kendini gösterebilir. İlaç tedavisiyle hastalık tamamen iyileşmez ancak hastalara birtakım beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilerinde bulunulabilir. Mide fıtığı olan hastaların çikolata, tereyağı, kahve ile çok asitli yiyeceklerden uzak durması ve kesinlikle sigara kullanmaması hastalığın seyri açısından önemlidir."
"Cerrahi yöntemler hastayı rahatlatıyor"
Cerrahi yöntemlerin hastayı rahatlattığını sözlerine ekleyen Gedik, "Günümüzde modern ameliyat teknikleri hastaların büyük oranda iyileşmesine olanak sağlar. Yapılan endoskopi ve kan tetkikleri sonucu tanısı konulan, medikal tedaviden sonuç elde edilemeyen ya da kaslarda aşırı bozulma ve yırtılma olan hastalara ameliyat önerilebilir. Mide kaslarında yırtılma söz konusu olduğunda mide fıtığı ameliyatıyla eş zamanlı olarak bu kaslar da onarılır. Eğer hastalık çok ileri evrede değilse, kişide mide yanması şikayeti varsa, bu ameliyatla birlikte midenin yanmaya yol açan bölümü yemek borusundan aşağı doğru alınır. Bu sayede hastanın şikayetlerinde büyük oranda rahatlama sağlanır. Ameliyattan sonra hastanın aynı sorunları yaşamaması için mide ile yemek borusunun birleştiği alana da koruyucu bariyerler yerleştirilir." ifadelerini kullandı.
Ameliyattan sonraki süreç de çok önemli
Genellikle laparoskopikyanin kapalı yöntemle yapılan mide fıtığı ameliyatından sonra hastanın aynı gün taburcu edilebilenini söyleyen Gedik son olarak, "Ameliyat bölgesi nedeniyle duruş bozukluğu kaynaklı birkaç gün omuz ağrısı yaşayabilen hastalar, ortalama bir hafta dinlendikten sonra gündelik yaşama dönebilir. Ameliyattan sonra kişiler yaşam biçimini değiştirmez ve doktorun uyarılarını dikkate almazsa mide fıtığının tekrarlama riski olabilir." dedi. (İLKHA)