12 Mart Muhtırası 41. yıl dönümünde Topkapı Eresin Otel’de düzenlenen panelde masaya yatırıldı. Dünya Ehli Beyt Vakfı ve Mazlumder’in düzenlediği programda 12 Mart Muhtırası’nın tanıkları yaşadıklarını anlattı. Dönemin tanıkları arasında yer alan Dünya Ehli Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun, muhtıranın toplumu perişan hale getirdiğini ve insanları robotlaştırdığını söyledi.
Konuşmasına, “Ne yaptı bu derin güçler, derin devletler, bu cuntacılar?” sorusuyla başlayan Altun, “Muhabbeti yasakladılar, diyalogu yasakladılar, ilmi yasakladılar, düşünceyi yasakladılar, inancı yasakladılar, ibadeti dayanışmayı, paylaşmayı, yasakladılar. Hak ve hukuku yasakladılar. İnsanı insan yapan değerleri insanların üzerinden aldılar. İnsanları robotlaştırdılar. Toplum perişan hale getirilerek yüzde 80-90 cahilleştirildi.” dedi.
KEŞKE 27 MAYIS’IN HESABI SORULSAYDI
27 Mayıs’ın hesabının sorulmadığını ifade eden Altun, “12 Mart zulmü, 12 Eylül’ü getirmiştir. 28 Şubat’ı getirmiştir. Bizi bu hale getirmiştir. Keşke 27 Mayıs’ın hesabı sorulsaydı. 12 Mart olmazdı. 12 Martın hesabı sorulsaydı.12 Eylül olmazdı.” şeklinde konuştu.
Altun, muhtıra zamanında 400 bin’e yakın insan gözaltına alınıp işkence edildiğini ifade ederek, “Bu sayı 12 Eylül’de de 650 bin’e çıktı. 12 Mart’ta 6 bin ton plak, basın-yayın yakılmıştır. İmha edilmiştir. 12 Eylül’de 10 bin ton, çok iyi bir gelişme(!) ve fişlenen insan sayısı 12 Mart’ta 6 milyon civarında. 12 Eylül’de de 10 milyon civarında. Evet onlara göre çok iyi gelişmeler.” dedi.
Siyasetçilerin darbecilere karşı duramadığını ve hesap soramadığını vurgulayan Altun, CHP’nin darbeyi yapanlardan biri olan dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur’u senatör seçtiğini söyledi. “Başka adamı mı yoktu?” diye soran Altun, Demokrat Parti’nin darbe yaparak kendisini al aşağı eden bazı isimleri milletvekili seçtiğini ifade etti. Konuşmasında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmasına değinen Altun, idam kararında bazılarının Adnan Menderes ve arkadaşlarının asılmasını işaret ederek ‘üçe üç’ dediğin hatırlattı. Altun, “Menderes asıldığında Gezmiş ve arkadaşlarının 5-6 yaşlarındaydı. Ne demek üçe üç, onlar mı astı?, Menderes’i asanlar ile Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını asanların zihniyeti aynı” dedi.
GEÇMİŞİMİZLE MUTLAKA HESAPLAŞMALIYIZ
Fermani Altun geçmişle mutlaka hesaplaşılması gerektiğini belirterek, “Geçmişimizi doğru analiz edip geleceğimizi ancak bu şekilde kurtarabileceğimize inanıyorum. Sevgide, muhabbette, diyalogda ilimde yarışan bir nesil arzu ediyorum. Geleceğimizin güzel insanlar yaratmak ve bu değerlere sahip olmakla olacağına inanıyorum. Sistem toplumsal dokumuzu bozdu sitem perişan etti bizi. Bu sistemin yenilenmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
12 Mart Muhtırası’nın konuşulduğu programda başkanlık yapan Dr. Nevzat Tarhan ise, siyasi ve sivil düşünürlerin darbeler karşısında cesur olması gerektiğini belirtti. 28 Şubat’ta TSK’dan 10 bine yakın personel tasfiye edildiğini kaydeden Tarhan, “Darbe yapılırsa karşısında durması muhtemel kadrolar uzaklaştırıldı. Müdahale etmeyecek kadrolar maalesef devam ediyor. Bu konuda uyanık olmak gerekiyor. Nasıl ki bir asker cephede cesur olarak duruyorsa o toplumun güvenliği için gerekli ise, Ankara’daki siyasetçilerin de aynı cesareti göstermesi gerekiyor. Cephedeki asker kadar cesur olmayan sevil düşünürler yoksa zulmü hak ediyoruz demektir.” şeklinde konuştu.