Mehmet Erkan Yavuz/DOĞRUHABER
Kur'an Nesli Platformu ile Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından, 30 ilde ve yüzlerce ilçede 6-10 yaş grubu çocuklara 15 gün namaz eğitimi verildi. Platform tarafından il ve ilçelerde düzenlenen etkinlikleri gazetemize değerlendiren Kur`an Nesli Platformu Başkanı Molla Beşir Şimşek, Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Mehmet Emin Yıldırım, Namaz Gönüllüleri Platformu kurucularından Ahmet Bulut ve yazar Mehmed Göktaş, bu anlamlı ve güzel etkinliklerde emeği geçenleri tebrik ederek, etkinliklerin atılan birer tohum olduğunu ve atılan bu tohumların daha fazla güzelliklere vesile olacağını ifade ettiler.
Kur`an Nesli Platformu Başkanı Molla Beşir Şimşek
“ÇOCUKLARIMIZ, NAMAZLI OLURSA HIRSIZ OLMAZ, MADDE BAĞIMLISI OLMAZ”
Namazsız bir hayatın bütün güzelliklerden uzak olduğuna vurgu yapan Kur`an Nesli Platformu Başkanı Molla Beşir Şimşek, “‘Hayat Namazla Güzeldir` temasıyla, namazsız bir hayatın tüm güzelliklerden uzak bir hayat olduğuna inanıyoruz. Bugün İslam coğrafyasında namazsız yaşanan bir hayatın çirkinliklerini hepimiz görüyoruz. Bunun getirdiği neticelerin katliam, gözyaşı, talan, iffetsizlik olduğunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Kur`an`ın ifadesiyle ‘Kardeş olması gereken bir toplumun` bu hale gelişinin, bir bedenin organları olması gereken bir toplumun bu hale gelmesinin; Allah`tan uzaklaşmanın, ibadetten mahrum kalmanın, namazsız bir hayatın neticesi olduğuna inanıyoruz. Çünkü eğer toplumun fertleri camide, cemaatte ve kıblede bir olsaydı, bu kadar büyük fitne ve musibetleri görmeyecekti. Dolayısıyla biz, Kur`an Nesli Platformu olarak diyoruz ki; bütün bu ahlaki, manevi sorunlar ve musibetlerin son bulmasının yolu, tüm Müslümanların gerçek anlamda Allah`a kul olmasından geçer. 124 bin peygamber, toplumları, Allah`a kullukla kardeş hale getirdiler. Huzur ve saadet dönemlerini onlara sundular. Dolayısıyla bugün de biz, çaremizin Allah`a kulluktan geçtiğini ve bu kulluğun başında da kelime-i şehadetten sonra dinimizin ikinci rüknü olan namazla mümkün olacağını düşünüyoruz. Çocuklarımız, namazlı olursa hırsız olmaz, madde bağımlısı olmaz, anne, babasına, ailesine, topluma ve kendisine faydalı olur. Tüm bu ve benzer sebeplerden dolayı ne yapıp edip bu nesli namazla büyütmemiz gerekir. Bunun ilk adımı da şüphesiz bu masum çocuklarımızı namaza teşvikle başlar.” diye konuştu.
“RABBİMİZ KURTULUŞUN NAMAZLA OLDUĞUNU İLAN EDİYOR”
Şimşek, Çocukların temiz ve saf olduğuna, hiçbirinin kalbinde kin ve nefret olmadığına işaret ederek sözlerine şöyle devam etti: “Bu çocuklar bugün, camide Kur`an dersi alırken, namazda saf dururken, hiçbirinin kalbinde bir kin ve nefret yoktur. Bu çocuklar bugün, bu ortamda, bu kardeşlikle camide cemaatle beraber büyürlerse, büyüdüklerinde de birbirlerinin kardeşi olurlar, omuz omuza olurlar. Ama bu kardeşliği oluşturan bu mekânları insanların hayatından uzaklaştırırsanız, bunları bir araya getirecek bir etken kalmaz. Dolayısıyla bugün yaşadıklarımız şeyler ortaya çıkar. Rabbimiz 70`i aşkın ayette bize namazı emrediyor. Anne babaların görevi olduğunu hatırlatıyor. Günde 5 vakit ezan okuyor, namaza ve kurtuluşa çağırıyor. Kurtuluşun namazla olduğu ilan ediliyor. Dinimizin direği olan namazı terk edersek, dinimizi terk ederiz, dinimizi yıkarız.”
“ÇOCUKLARIMIZIN BAŞINDA TAKKE VARSA, ELİNDE MOLOTOF OLMAYACAK”
Çocuklarımızın başında takke varsa çukurlarda elinde silah, sokaklarda uyuşturucu, bomba, Molotof, ve benzeri zararlı maddelerin olmayacağına dikkati çeken Şimşek, “Bu mesajları toplumumuza vermek, bu masum çocuklarımız yarın çukurlarda toplarla tanklarla öldürülmesin diye, ellerine Molotof verilip tehlikeye atılmasın diye, birbirine düşman edilmesin diye, bu hakikatin birileri tarafından bunlara anlatılması lazım. Çocuklarımızın başında takke varsa, elinde Molotof olmayacak, çukurda elinde silahla başkasını öldürmeyecek, kendisi ölmeyecek. Bu bir kabahat mıdır. Bir Müslüman evladında olması gerekendir bu. Bundan kim rahatsız oluyorsa, dinin düşmanı olan, toplumu sürekli birbiriyle öldürtmek isteyen zihniyetin ürünüdür. Ama biz tüm bunları duyar ve görürken, işimizin doğru olduğuna daha çok inanıyoruz. Çünkü bunu kim eleştiriyor? Bu zihniyet eleştiriyor. Toplumu bu hale getiren bu zihniyet değil midir? Biz anne babamıza, yetkililere, devlet yetkililerine, tüm Müslümanlara Allah`u Teâla`nın emir ve yasaklarını hatırlattık. Bunu teşvik etmeye çalıştık ve halkımız buna ilgi gösterdi. Dolayısıyla halkımızın ne söylediği önemlidir. Bu tür ulusalcı ve laiklerin ne dediği önemli değil. Bizim için önemli olan Müslüman halkımız, anne babalar, velilerimizin gösterdiği teveccühtür. Bunda doğru ve isabetli adımlar attığımızı düşünüyor ve mutluluk duyuyoruz. İnşallah bu mesajımız tüm bir toplum tarafından görülecek, duyulacak ve destek görecektir. Bu evlatlarımızın cehennem ateşinde de yanmaması lazım, dünya ateşinde de yanmaması lazım. Allah bize ıslahın Kur`an`la, ibadetle, namazla olduğunu söylüyor. İnsanlığın gerçek manada insanlığını maneviyatla kazanacağını söylüyor. Bize, rabbimizin ne dediği önemlidir, peygamberimiz bize dünya ve ahiret kurtuluşumuzun reçetesinin namaz olduğunu söylüyorsa, biz bunu kaale alır ve hayata geçirmeye çalışırız. STK olarak var oluş gayemiz de budur. Müslüman olarak bu bizim görevimizdir. Elhamdülillah bu görevi ifa etmeye çalıştık. Güzel manzaraları halkımıza gösterebildiysek ne mutlu bize.” ifadelerini kullandı.
Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Mehmet Emin Yıldırım
“O MANZARALARI SEYREDERKEN ÇOK DUYGULANDIM”
Çocukların dünyasına ibadetler ve imanın heyecanla girmesi gerektiğini belirten Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Mehmet Emin Yıldırım, “Yaz dönemi çocukların okul dönemindeki o yoğun programların ardından biraz rahat edecekleri bir dönemdir. Ancak gerek ailelerin duyarlılığı, gerek çocuklarımızın fedakârlığı, gerekse bu işi kendilerine gönüllü bir iş edinen Kur`an Nesli Platformu gibi kardeşlerimizin gayretleri ve çabalarıyla çok bereketli bir biçimde çocuklarımızın Kur`an`la tanışması ve Kur`an`ın en büyük emri olan namazla farklı bir biçimde bağ kurulması sağlanıyor. Elbette çocuklarımızın dünyasına ibadetler ve iman bir heyecanla girmelidir. Çünkü din dediğimiz şey, heyecan ister. Heyecansız din olmaz. Dinin yaşanabilmesi için bir heyecanın sürekli olarak arttırılarak devam etmesi gerekir. Orada ben de o manzaraları seyrederken çok duygulandım, çok dua ettim. O heyecanı çocuklarımızın yaşamaları yıllar yılı zihinlerinden gitmeyecek güzel bir hatıraya dönüştü. Bu, atılan bir tohumdur. İnşallah o tohum, daha fazla ve daha güzel şeylerin oluşmasına imkân verir. Allah bu anlamda emeği geçen tüm kardeşlerimizden razı olsun. O coğrafyaların her bir tarafında namazı sahabe gibi anlamış, imanı sahabe gibi anlamış olan nesillerimizin yetişmesine vesile olsun.” şeklinde konuştu.
“MÜSLÜMANLAR OLARAK NAMAZI NE KADAR SEVİYORUZ?”
Müslüman bir birey olarak namazı sevmek ve sevdirmek gibi görevlerinin olduğuna vurgu yapan Gazetemiz Doğruhaber Genel Yayın Yönetmeni Mehmed Göktaş da, “Kendi kendimize şöyle bir düşünüp soralım ve samimi olarak cevap verelim; Bir Müslüman olarak namazı seviyor muyuz? Her zaman için namaz kılmayı seven bir insan mıyız? ‘Namaz vakti gelse, ezan okunsa, namaz kılsam, canım namaz kılmak istiyor` diyor muyuz hiç? Midemizin açlık hissettiği ve bir şeyler yemek istediği gibi günün belirli vakitlerinde namazın açlığını hissedip namaz kılma arzusu geliyor mu içimizden? Karnımız iyice acıktığı zaman yanımızdakilerin konuştuklarını anlamaz duruma gelerek aklımızı yemeğe taktığımız gibi, namaza olan açlığımızdan dolayı da aynı durum meydana geliyor mu, kafamızı namaza taktığımız oluyor mu? Bazen canımız bir şey istediğinden dolayı belirli bir öğün olmadığı halde mutfağa girip bir şeyler atıştırdığımız gibi, farz olan vakitlerin dışında gönlümüz namaz kılmak istiyor mu, durup dururken iki rekât namaz kıldığımız oluyor mu? Sözü uzatmadan söyleyelim; Allah Teâla ile beraber olmayı arzuluyor muyuz, samimi olarak kendi kendimize sormalı ve bunlara cevap vermeliyiz.” dedi. Göktaş hoca, Namaz etkinliğini başlatan Kur`an Nesli Platformu`nun çok önemli bir görev icra ettiğini belirterek, “Yukarıda sorulan sorulara müspet cevap verecek bir toplum haline bizi getirecek bu organizasyonların tabi ki önemi çok fazla. Ortaya konan görüntülerin çok sevindirici olduğunu ifade etmek istiyorum. Çocuklarımızı Kur`an ile namaz ile buluşturan bu kardeşlerimize çok teşekkür ediyorum. O görüntüler beni çok duygulandırdı” ifadelerini kullandı.
Namaz Gönüllüleri Platformu kurucularından Ahmet Bulut
“TOPLUMUN BUNLARA İHTİYACI VAR”
Namaz Gönüllüleri Platformu kurucularından Ahmet Bulut ise, “Biz Müslümanız elhamdülillah ve Müslüman bir neslin yetişmesi adına her bir kurum kendi gücü nispetinde bir çaba içerisine giriyor. Bu caba da bu güzel amellerden bir tanesi. Allah emeği geçen arkadaşlardan razı olsun. Türkiye toplumunda gençliğin ıslahı ve gençliğin geleceğe hazırlanması ile alakalı emek sarf eden her bir yapı, kurum bence çok değerli bir çalışma ortaya koymuş olur. Toplumun da buna ihtiyacı var. Her ne kadar son 10 yıllık süreç içerisinde devlet okullarda bazı adımlar atmış ise de bunlar sadra şifa şeyler ortaya çıkartmıyor. Çünkü özellikle eğitim camiasında bu konuda nitelikli insan eksikliği var. Ama genel anlamda İslami hassasiyeti olan yapılar, hareketler; kendi bünyesinde yetişmiş eleman potansiyeline yani nitelikli insan, inanmış, İslami hassasiyeti olan, İslami değerlere sahip çıkan insan potansiyeline sahip. Bu insanları değerlendirerek çocuklar üzerinde uygulamaya konulmuş bu tarz projeler inşallah hayra vesile olur diye ümit ediyoruz.” dedi.
“YAPILAN BU GÜZEL ÇALIŞMA YÜREKLERE DOKUNDU”
Yapılan bu etkinliğin yüreklere dokunduğuna vurgu yapan Bulut, “Biz de kurumsal olarak evde ‘değerler eğitimi` adı altında bir çalışma yapıyoruz. Genelde 8-15 yaş gurubu çocuklara yönelik, bu programımız. Burada üniversitede İslami hassasiyeti olan hem erkek hem kız öğrenciler, bu yaş grubu öğrencilerle İslam yani Kur`an eğitimi, Hadis, adab-ı muaşeret gibi konularda hazırlamış olduğumuz programların çerçevesinde çocuklara eğitim veriyor ve bu verilen eğitimlerin semeresini yaşları büyüdüğü zaman daha belirgin bir şekilde görüyoruz, çünkü hayatlarına yansıyor. Kur`an Nesli Platformu olarak yapılan bu çalışma da inanıyorum ki, birçok yüreğe dokundu. Hem çocukların Kur`an eğitimi alması anlamında, hem namaz ibadetini öğrenmesi anlamında hayırlı, bereketli bir çalışma olur inşallah; sürdürülebilir, devamı gelen, uzun dönemlere giden bir çalışma olmasını diliyorum. Bunları yaparken bir sıkıntı ile de karşılaşılıyorsa, bunların karşılığını Allah u Teâlâ verecektir diye düşünmek lazım” şeklinde konuştu.