SÜMEYYE AKSOY / Doğruhaber

Evlatlarımıza iyilik etmek isteyip, kötülük ettiğimiz en mühim konulardan bir tanesi; din eğitimi. Çocukların dilini kullanmakta zorlandığımız zaman hep hata yapıyoruz. Din eğitimi ise en tatlı dili isteyen eğitimdir. Çünkü bu eğitimde, çocukların anlamakta zorlanacakları birçok konudan bahsederiz. Örneğin; “Allah” kelimesini hep duyarlar ama ne olduğunu neye benzediğini bir türlü çözemezler. İşte bu noktada biz ebeveynlere çok iş düşüyor. Biz “Allah”ı onlara güzel şekilde anlatırsak, hayal dünyalarında güzel bir şey olarak yer almaya başlar. Fakat biz çoğunlukla çocuklarımızı belli bir yaştan itibaren “Allah”la korkutmaya başlıyoruz.

Allah`ın rahmetinden önce gazabını çocuklarla tanıştırmak doğru değildir. “Allah seni taş eder, Cehennemine atar, yakar” gibi cümleler kurarsak çocukların iç dünyasında depreme sebep oluruz. Allah`ın can yakıcı bir ilah olduğunu düşünmeye başlarlar. Çocuklara bu tarz yaklaşım onlarda sevgiden ziyade korku duygusunu pekiştirir.  Onların zihnine sevgi ve özlem gibi sıcak duygular yerine korku ve baskı duygularını kodlamaktan kaçınmalıyız. Aksi takdirde yetişkin bir birey olduklarında yaptıkları ibadetleri Allah rızası için değil de Cehennemden korktukları için yaparlar. Oysa salih kul ne Cennet sevgisi ne de Cehennem korkusundan beslenmez. Onun ibadet aşkının tek sebebi Allah`ın rızasına ulaşmak olmalıdır.

En çok yaptığımız hatalardan bir tanesi de kendimizi düzeltmek, onlara örnek olmak yerine hep başkalarını örnek gösteriyoruz. Unutmamamız hatta her gün kendi kendimize tekrar etmemiz gereken bir şey var ki o da; “çocuklarımız bizi taklit ediyor.” Birçoğumuz çocuğun yanında yaptığımız gıybeti görmezden gelerek, çocuklarımızdan ibadetlerini uçarak yapmasını, günahlardan bir evliya gibi kaçınmasını bekliyoruz. Karşı komşunun çocuğu namaz kılsa bizlere Hacca gitmiş gibi görünüyor ve çocuklarımıza hep onu örnek gösteriyoruz. Çocuklarımızın o karşı komşunun çocuğundan daha ibadetine düşkün olduğunu görmeden, bilmeden…

Çeşitli kurslara göndeririz çocuklarımızı, Kur`an öğrensin, namaz kılsın diye. Ne yazık ki hocaların verdiği eğitimle de yetiniriz. Peki, kursta gördüğü, dinlediği konuları eve geldiğinde karşısında göremeyen çocukların konuları pekiştirmeleri nasıl mümkün olur? Gıybetin haram olduğunu öğrenen çocuklarımız eve geldiklerinde gıybet eden anne babayla karşılaşsa öğrendikleri konu sadece bilgi olarak kalacaktır.

Bir de hevesini alsın diye bir tuzak var ki düşmeyenimiz yoktur. Özellikle kız çocukları konusunda bu tuzağa düşüyoruz.  Oyuncak oje, ruj gibi makyaj eşyalarını “nasılsa daha yükümlü değil” düşüncesiyle kız çocuklarımızla tanıştırıyoruz. Çocuklarımız yetişkin olduğunda da bu malzemeleri yasaklıyoruz. Çocukları böylesi bir çelişkiye sokmak, gelecekte yaşanacak bir gerilim hattını oluşturmaktır. Bu da onlara yapılan büyük bir haksızlıktır.

Son olarak da “neden namaz kılmalıyım?” sorusunun cevabı “çünkü Allah öyle emretmiş” olmamalı. Bu ifadenin yerine bir süre “Allah bizi sevsin diye” ifadesini kullanmak daha uygun olacaktır. Bu şekilde dinin kurallarını öncelikle sevgi ile benimsemesini sağlamış olur hem de çocuklarda Allah rızası düşüncesinin temelini atmış oluruz.