Allahü teâlâ, herkesin rızkına kefildir, ama bu, açlıktan ölmeye engel değildir. Herkes için belli bir rızık, belli sayıda nefes takdir edilmiştir. Eceli gelen ölür. Kimi hastalıktan, kimi trafik kazasında, kimi de açlıktan ölür. Allahü teâlâ, genelde işleri sebeplerle yaratır. Mesela, rızkı Allah verir, ama çalışmayı sebep kılmıştır. Çalışmadan rızık bekleyen, açlıktan ölebilir. Hastalıklara şifayı veren Allahü teâlâdır. Ancak doktoru, ilacı sebep kılmıştır. Doktora gitmeyen, tedavi ve ilacı kabul etmeyen hastalıktan, yiyip içmeyen açlıktan ölebilir. İki hadis-i şerif:
(Azapla korkutulduğunuz şeylerin hepsini, şu kıldığım namazda gördüm. Aç ve susuz bırakıp, böcek bile yemesine mani olmak için, açlıktan ölünceye kadar kedisini bağlayan kadını da gördüm.) [Müslim]
(Şu üç kişiden başkası dilenemez: 1- Açlıktan ölecek olan, 2- Borca boğulmuş kişi, 3- Diyet vermek zorunda olan.) [Nesaî]
Hazret-i Ömer, halife iken, kıtlık oldu. Eshab-ı kiramdan Bilal bin Hars, Resulullah'ın türbesine gidip, (Ya Resulallah! Ümmetin açlıktan ölmek üzeredir. Yağmur yağmasına vesile olman için sana yalvarırım) dedi. O gece rüyasında Resulullah ona, (Halifeye benden selam söyle! Yağmur duasına çıksın) buyurdu. Hazret-i Ömer, yağmur duasına çıktı. Duadan sonra, yağmur yağdı.
Açlıktan ölmek üzere olana, leş, zaruret miktarı domuz eti yemek ve içki içmek haram olmaz. (Berika)
Açlıktan ve susuzluktan ölecek olana, leş ve şarap haram değildir. (Bezzaziyye)
Bir şehrin bir köşesinde, bir Müslüman açlıktan ölse, şehirdeki zenginlerden birinin, az bir zekât borcu kalsa, onun katili sayılır. (S. Ebediyye)
Bir kimsenin açlıktan ölmesinin, ezelde takdir edilmiş olmasına alamet, (Ezelde açlıktan ölmek alnıma yazılmışsa, yiyip içmek fayda vermez) düşüncesinin kalbine gelmesidir. Böyle düşündüğü için, yiyip içmez ve açlıktan ölür. (S. Ebediyye)
Açlıktan ölmek üzere olan, leş de yoksa, başkasının malını, ölmeyecek kadar yiyebilir. (Muhit)
Şu da bir gerçek ki, çok aç kalan, zamanla hastalanıp ölebilir. Ölüm her ne kadar hastalıktansa da, açlık sebep olduğu için, (Açlıktan öldü) demenin mahzuru olmaz.
Rızık, denince genelde yiyecek şeyler anlaşılır. Ev ve giyim eşyası da rızıktandır.
Allahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın rızkı da bellidir. Rızık hiç değişmez. Azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yiyip bitirmeden veya kullanmadan ölmez.
Rızık için endişe etmemelidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Rızık için üzülme, takdir edilen [ezelde ayrılmış olan] rızık seni bulur.) [İsfehani]