Birçok farklı nedenlerden dolayı iletişimsizliğin arttığını belirten Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, iletişimin ailede başladığını söyledi.
Hem toplum hem aile olarak günümüzün en büyük sorununun iletişim eksikliği olduğunu ifade eden Kula, ailesi tarafından ihmal edilen çocuğun toplum tarafından düzeltilemeyeceğini söyledi.
Kula, günümüzde yaşanan birçok psikolojik rahatsızlığı incelediklerinde, altında başta anne babayla olmak üzere iletişim eksikliğinin ortaya çıktığını ifade etti.
İletişimin zorunlu olduğunu söyleyen Kula, "Şimdi ben şunu söyleyeyim. Önce şunu bir kere tespit edelim, iletişim zorunludur. Canlılar arasında iletişim zorunludur. Eğer iletişim yerine getirilmese iletişimsizlikten kaynaklanan bir takım rahatsızlıklar kendiliğinde ortaya çıkıyor. İnsan, doğduğu andan itibaren annesine, çevresindeki insanlara mutlaka iletişim bazında ihtiyacı vardır. Eğer bunları yeterli kadar yerine getirmezseniz bu görev tam yerine getirilmemiş olur." dedi.
"Psikolojik rahatsızlıkların nedeni iletişimsizliktir"
Günümüzde meydana çıkan psikolojik rahatsızlıkların kaynağının iletişimsizlik olduğuna dikkat çeken Kula şunları kaydetti:
"Günümüzde insanlar, daha önceki asırlara göre psikolojik olarak daha fazla rahatsızlık içerisindeler. Psikoloğa daha fazla gitme ihtiyacı duyuyorlar. Sürekli hastalık haline gelmiş. Bunun temel gerekçesine baktığımız zaman başta anne baba olmak üzere, insanlarla olan iletişimde yeteri kadar zaman ayıramadıklarını görüyoruz. Baba ya işini ya da başka şeyleri bahane ediyor. Çocuklarla kurması gereken iletişim, yeteri kadar kurulamıyor.
Aynı şekilde evde, baba dışarıdan geldiği zaman eşiyle, ailesiyle, akrabalarıyla yeteri kadar iletişim kuramıyor. Bunun için de sıkıntı başlıyor. Günümüzde gerek aileler gerekse toplum olarak bizim en büyük eksikliğimiz iletişim.
Bakın Hz. Peygamber, iletişimi tarif ederken diyor ki, selamla başlayın. Neye? İnsanlara, sadece canlılara değil. Peygamber (s.a.v), mezardakilere bile selam verin diyor. Selam, iletişime girmek demektir. Karşıdaki nesnelerle ilgili kendi duygularımızı, düşüncelerimizi aktarıyoruz. Seninle barış, huzur içerisindeyim diyerek ilişkiye girmiş oluyoruz. Dolayısıyla bu, kendimize bir ültimatomdur. Aynı zamanda karşıdaki insanları da uyarmak demektir."
"Karşıdaki kişiyi anlayarak konuşmak çok önemli"
Kula, doğru bir iletişimin kurulabilmesi için empati geliştirmenin önemli olduğunu vurguladı.
Karşıdaki kişinin durumunun dikkate alınması gerektiğini sözlerine ekleyen Kula, "İletişimde empati, karşıdaki kişiyi anlayarak konuşmak çok önemli. Hz. Ali'nin çok güzel bir sözü var. Diyor ki: 'Söz ağzınızdayken sizin kölenizdir.' Sözlere dikkat etmemiz gerekiyor. Yani iletişimde -eğer aktif, canlı iletişim olacaksa, şuurlu iletişim yapılacaksa- kişi, empati becerisini geliştirmiş olması gerekiyor. Karşıdaki kişinin durumuna göre konuşması gerekiyor." ifadelerini kulandı.
"İletişimsizlik nedeniyle aile içi sorunlar artmıştır"
Kula, ülkedeki boşanmalarda artış, aile içi şiddet gibi sorunların iletişimsizlikten kaynaklandığını kaydetti.
Bireyin yalnızlaştırılması sonucu sorunların başladığını ifade eden Kula, şu ifadeleri kullandı:
"Eğer büyüklerimizle, akrabalarımızla, anne babamızla iletişimi koparmamış olsaydık, güçlü bağlar olmuş olsaydı, bu sorunlar bu kadar artmış olmazdı. Bakın geniş ailelerde, muhafazakar ailelerde veya birbirleriyle iletişimi güçlü olan ailelerde sorun zirveye çıkmaz.
Dolayısıyla eğer bugün ülkemizde insanlar açlıktan ölüyorsa, fuhuş, boşanma oranı, çocuk istismarı arttıysa üzülerek belirteyim burada en büyük sebeplerden birisi bireyi yalnız bırakmamamız. Çekirdek aile diyerek onlarla ilişkilerimizi en düşük seviyeye düşürmemiz."
"İletişim araçlarıyla yapılan iletişim, insanları psikolojik olarak rahatlatmaz, tam tersi daha fazla stresin içine sokar."
İletişimsizliğin en büyük nedenlerinden birisinin de yanlış kullanılan teknoloji olduğunu dile getiren Kula, bunun sonucunda bireyin çevreden soyutlandığını vurguladı.
Cep telefonunun bunların başında yer aldığına dikkat çeken Kula, "Benim şahsi görüşüm şu, insanları psikolojik olarak insanlardan bu kadar soyutlayan ikinci üçüncü bir seçeneği bilmiyorum. Özellikle cep telefonu, öyle bir hal almış ki artık anlaşılması, tarif edilmesi oldukça zor. Bu sadece gençler arasında değil. Geçenlerde internette görmüşsünüzdür, adam namazda bile cep telefonunu açıyor. Açmasa bile namaz boyu hep onu düşünecek. Bu mesaj kimden geldi, şuradan buradan geldi falan diye." ifadelerini kullandı.
"Modern birey bağımlı bireydir"
Modern bireyin adeta bağımlı birey olduğunu dile getiren Kula, devamında şu ifadeleri kullandı:
"Cep telefonuyla olsun, diğer iletişim araçlarıyla olsun, yapılan etkili iletişim, insanları psikolojik olarak rahatlatmaz, tam tersi daha fazla stresin, daha fazla beklentinin içerisine sokar ve bu beklenti bizde modern anlamıyla bağımlılık yaratıyor. Modern birey ve ya modern Müslüman ya da bağımlı Müslümandır.
Çevremizdeki insanlara bakalım, neredeyse şunu diyeceğiz. Allah korusun, imansız olur ama cep telefonsuz olmaz noktasına gelmişiz. Böyle bir sıkıntı içerisindeyiz. Mesela anne baba kızım, oğlum evde mi diye sormaz ama cep telefonum nerede diye dakika başı arar."
"Aynı evde, aynı ailede ancak birbirlerine ruhen yabancı varlılar olmuşuz"
Akraba misafirliğine gidenlerin ilk sordukları şeyin wi-fi şifresi olduğunu söyleyen Kula, bunun bir utanç tablosu olduğuna dikkat çekti.
İnsanların zihin veya gözlerinin sürekli telefonda olduğunu dile getiren Kula, "Aynı evde, belki aynı ailede ancak birbirlerine ruhen yabancı varlılar olmuşuz. Bunun kesinlikle ve kesinlikle sınırlandırılması lazım. Akrabaya misafir olarak gelenin, ilk sorduğu şey wi-fi'nin şifresi oluyor. Bu, aslında utanç verici bir şey. Yani eskiden büyüklerin yanında, onların konuşması dinlenilirdi. Ama bugün en sevdiğimiz insan bile bizimle konuşurken, gözü veya zihni cep telefonunda, dışarıdan gelecek mesajda." şeklinde konuştu.
Kula, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bir yere misafirliğe gittiğimiz zaman cep telefonlarını mümkün mertebe hiç açmamız gerekiyor. Ben şunu söyleyeyim. Ailelere, özellikle dışardan gelen anne babalara sözüm şu, eve girdiğiniz zaman lütfen cep telefonlarınızı kapatın. Yani ailenizle birlikte olun, dünyada en güzel şey, insanlarla geçireceğimiz, içten samimi zamandır. Ve eğer biz kendi çocuklarımızla bu zamanı geçiremiyorsak bana sorarsanız en büyük hakkı burada yemiş oluyoruz. Anne babanın ihmal ettiği çocuğu toplum düzeltemez. Bakın altını çiziyorum, anne babanın ihmal ettiği çocuğu toplum düzeltemez." (Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz - İLKHA)