Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HUGO) ile İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) işbirliğinde yapılan Türkiye'deki Suriyeli akademisyen ve üniversite öğrencilerine ilişkin araştırmada, Türkiye'de bulunan Suriyelilerin Türk yüksek öğrenim sitemine kazandırılmasının öncelikle Suriyeliler, sonra da Türkiye için büyük önem taşıdığı vurgulandı.
HUGO Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan, Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi'nde düzenlenen basın toplantısında, İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği'nin de desteği ile gerçekleştirilen "Elite Dialogue -Türkiye'deki Suriyeli Mülteci Akademisyen ve Üniversite Öğrencilerinin Durumu, Sorunları ve Beklentileri Araştırması"nın sonuçlarını açıkladı.
Suriyelilerin sayısının 6,2 milyonu aştı
Türkiye'deki Suriyeli öğretim elemanları ve Türkiye'deki üniversitelere giden Suriyeli öğrencilerle yapılan çalıştay, anket ve mülakatlarla 8 ayda tamamlanan araştırmada, geçen altı yılda ülkesindeki savaştan kaçan Suriyelilerin sayısının 6,2 milyonu aştığına, yaklaşık 8 milyon Suriyelinin ise ülke içinde yer değiştirmek zorunda olduğuna dikkat çekildi.
Ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin yüzde 52'sinin Türkiye'de olduğu vurgulanan araştırmada, Suriyelilerin yüzde 16'sının Lübnan'da, yüzde 15'inin AB ülkelerinde, yüzde 11'inin Ürdün'de, yüzde 4'ünün Irak ve yüzde 2'sinin Mısır'da olduğu belirtildi.
Türkiye'deki Suriyelilerden 0-4 yaş grubunda yer alanların yüzde 12,3 oranıyla 400 bin olduğu belirtilen araştırmada ayrıca, Suriyelilerin yüzde 50'sinin yani 1 milyon 600 binden fazlasının 18 yaşının altındaki çocuk ve gençlerden oluştuğuna işaret edildi.
Araştırmadaki verilerde, 2016 ve 2017'de, günde ortalama 227 Suriyeli bebeğin Türkiye'de doğduğu bilgisine de yer verildi.
Suriyeli akademisyen ve üniversite öğrencilerinin, yani "nitelikli" olarak tanımlanabilecek Suriyeli mültecilerin, Suriyelilerin Türkiye'deki toplumsal uyumu konusunda önemli bir rol üstlenebilecekleri vurgulanan araştırmada, 2011'in nisan ayından bu yana Türkiye'ye gelen ve neredeyse tamamı geçici koruma statüsünde olan 3 milyon 188 bin 909 Suriyeli mültecinin içinde çok sayıda üniversite öğretim elemanı ve üniversite öğrencisi bulunduğu vurgulandı.
Aradan geçen altı yılın ardından Türkiye'deki üniversitelerde görev yapan Suriyeli öğretim elemanı sayısının 392'ye, üniversitelerdeki öğrenci sayısının ise 14 bin 747'ye ulaştığı belirtildi. Araştırmanın sonuç raporunda, "Gerçek potansiyelin çok daha yüksek olduğu açıktır. Türkiye'de bulunan Suriyelilerin Türk yüksek öğrenim sitemine kazandırılması, kuşku yok ki öncelikle Suriyeliler, sonra da Türkiye için büyük önem taşımaktadır." ifadesi yer aldı.
Türkiye'de 14 bin 747 Suriyeli öğrenci var
Türkiye'de bu yıl 108 bin 76 uluslararası öğrencinin, 14 bin 747'sinin Suriyeli olduğu ve sayıları 15 bin 90 olan Azeri öğrencilerin ardından Suriyeli öğrencilerin yüzde 13,64'lük oranla Türkiye'deki en kalabalık ikinci yabancı öğrenci grubunu oluşturdukları kaydedildi.
Suriyeli öğrencilerin yaklaşık yüzde 20'sinin burs aldığı belirtilirken yüzde 85'inin bir yakınını ya da arkadaşını 2011 sonrasında savaşta kaybettiği ifade edildi.
Araştırma sonuçları, Türkiye'deki Suriyeli üniversite öğrencilerinin yüzde 45'inin Suriye'de de üniversiteye gittiğini, yüzde 72'sinden fazlasının Türkiye'deki eğitim kalitesini iyi ve çok iyi olarak nitelediğini, yüzde 30'unun mezun olduğunda iş bulacağından emin olduğunu gösteriyor.
Öğrencilerin tercihi ikamet ve çalışma izni
Araştırma sonuç raporunda, kendilerine yöneltilen "Gelecekteki göç planlarınızla ilgili olarak, Suriye'ye dönmeyi düşünür müsünüz?" sorusuna Suriyeli üniversite öğrencilerinin yüzde 52,50'sinin "Suriye'de istediğim rejim oluşursa dönerim", yüzde 26,94'ünün "Suriye'ye dönmeyi hiçbir şekilde düşünmem", yüzde 11,39'unun ise "Her koşulda dönerim", yüzde 9,17'sinin ise "Suriye'de savaş biterse istediğim rejim oluşmasa da dönerim" yanıtını verdiği belirtildi.
Öğrencilere Türkiye'de istedikleri statü sorulduğunda ise önce ikamet izni, daha sonra çalışma izni ve çifte vatandaşlığı istedikleri belirlenirken vatandaşlığa geçmeyi ise var olan bazı avantajları kaybetmek ve üçüncü ülkelere gidememe endişesi nedeniyle en az tercih ettikleri görüldü.
Suriyeli akademisyenler
Araştırmaya göre, Türkiye'de yükseköğretimde 2017 itibarıyla 72 bin 349'u öğretim üyesi olmak üzere toplam 153 bin 221 öğretim elemanı bulunuyor.
Türkiye'ye 2011'den bu yana gelen Suriyeli akademik personel sayısının ne olduğunun, ne kadarının Türkiye'den ayrıldığının tam olarak bilinmediği belirtilen araştırmada 2017 itibarıyla Türkiye'de bulunan ve 2011 öncesinde Suriye'de yükseköğretim kurumlarında görev yapmış Suriyeli akademisyen sayısının yaklaşık 600 olduğunun tahmin edildiği vurgulandı.
Araştırmanın sonuç raporunda, "Türkiye'deki Suriyeli akademik personelin yüzde 80'ini aşan bölümü ilahiyat ya da din alanından gelmektedir. Türkiye'de ilahiyat ve imam hatiplerde iş bulma fırsatları olan bu grubun kalıcılığı anlaşılır bir durumdur ancak diğer bilim alanlarındaki Suriyeli akademisyenlerin, Türkiye'den ayrıldıkları anlaşılmaktadır." ifadesi yer aldı.
Türkiye'deki Suriyeli akademisyenlerin, başta dil ve statü gibi sorunlarla karşılaştıkları vurgulanan araştırmaya göre, Suriyeli akademisyenler kapasitelerini kullanamamaktan ve branşlarının dışında, özellikle de "Arapça dil öğreticisi" konumunda kalmaktan memnun değil.
Türkiye'ye gelmeden önce Suriye'de akademik kurumlarda görev yapan ancak henüz Türkiye'deki üniversitelerde yer almayan yaklaşık 200-300 arasında Suriyeli olduğu tahmin ediliyor.
Son dönemde sıklıkla tartışılan vatandaşlık konusunda Suriyeli akademisyenlerin tedirgin olduklarının gözlendiği belirtilen araştırmanın sonuç raporunda, "Üniversitelerde yabancı kontenjanından iş bulmuş olan Suriyeliler, vatandaşlık almaları halinde işlerini kaybetme endişesi yaşamakta olduklarından, kendilerine vatandaşlık yerine uzun süreli ya da süresiz ikamet izni verilmesinin çok daha etkin bir çözüm olacağı görüşünü dile getirmişlerdir." ifadesi yer aldı.
Kaynak: AA