Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesine bağlı Ulubağ Mahallesinde yaklaşık 2 yıldır sulama dönemlerinde ev ve iş yerlerini su basan mahalleli, soruna duyarsız kalındığını belirterek yetkililere tepki gösterdi.
Her yıl aynı dönemde mahallenin çevresindeki tarlalarda yapılan sulamanın ardından mahalleyi su bastığını, bunun da birçok insanı mağdur ettiğini ileri süren vatandaşlar, geçtiğimiz yıllarda bir iş yerini su basması sonucu bir kişinin kapıldığı elektrik nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Tahliye kanalının yetersiz kalmasından dolayı ev ve iş yerlerinin önüne göllenen suların etrafında herhangi bir güvenlik önleminin olmadığını ifade eden mahalleliler, bu durumun çocuklar için büyük tehlike arz ettiğini belirtti.
"Olay eskidikçe bu olay da unutuldu"
Yaklaşık 4 yıldır ev ve iş yerlerini aynı dönemde su bastığını belirten Murat Baysal, "Ben aşağı yukarı 9 yıldır buradayım. Son 3-4 senedir bu yukarıdaki tarlalardan, pamuk sulamasından dolayı her zaman iş yerlerimiz su altında kalıyor. 2 yıl önce beraber çalıştığımız arkadaşı elektrik çekti, suyun içinde bayıldı, vefat etti. Bir metrelik suda boğuldu. Ve o olay olduktan sonra DSİ müdürü, belediye başkanları geldi. Ne kadar Urfa'da yetkili varsa hepsi olaydan sonra geldi. Ve buraya boru döşeyeceklerini söylediler. Olay eskidikçe bu olay da unutuldu. Buranın eski sahibi zaten iflas etti. Malı çünkü hepsi suyun altında, hepsi heder oldu. Bir sürü işçi ekmek kapısından oldu." dedi.
"Biri boğulsa bunun hesabını kim verecek"
Sorunun çözülmesi için birçok kuruma haber vermelerine rağmen kimsenin sorunu üstüne almadığını ifade eden Baysal, şöyle devam etti: "Ne kadar yetkili varsa hepsine biz gitmişiz. ŞUSKİ'yi getiriyoruz diyor 'bu su bizim değil', DSİ'yi getiriyoruz diyor 'bu su bizim değil', Sulama Birliği Başkanlığı geliyor, Allah razı olsun zaten o bir kepçesi var geliyor kanalı açıyor. Yine biraz yardımcı oluyor. Ama Sulama Birliği dışında ne belediye başkanımız, ne ŞUSKİ Genel Müdürü, ne DSİ Müdürü... Ben sabah DSİ müdürünü arıyorum-Mehmet Emin Bayık'ı- telefonu meşgule alıyor. İnsan bir açar 'derdin nedir der'? Ben bir vatandaşım, benim malım mülküm gitsin lazım değil, lanet gelsin. Ama bu köyde 50 tane küçük çocuk var. Biz burada durmadan bekçilik mi yapacağız onlara. 2 metreye yakın derinliği var. Birisi boğulsa olay zaten gitti. Bunun hesabını kim verecek."
Evi su altında kaldığı içine eve giremediğini ifade eden Baysal, mahalledeki bazı depo sahiplerinin kendi imkânlarıyla sorunu çözmeye çalıştıklarını ama bunda başarılı olamadıklarını belirtti.
Bu sorunun 3-4 yıldır devam ettiğini ifade eden işçi Abdurrahman Toprak, hangi kurumlara gidildiyse bu sorun hakkında olumlu bir cevap alamadıklarını belirtti.
Toprak, "Her şey göz önünde. Malların hepsi telef oldu. Yazık değil mi bu mal sahibine. İlla birisinin yine ölmesi mi lazım? Su, yukarıdaki sulama tarlalarından geliyor. Adam pamuğunu, biberini suluyor. Su arka taraftan burayı basıyor. Tarla sahibine gidiyoruz, 'ben ne yapabilirim' diyor. O da ekmek peşinde koşuyor. Çözümü, belediye yetkililerinin bulması lazım. Ben neye oy verdim ona? Ona oy verdim ki çözüm bulsun benim sorunuma." ifadelerini kullandı.
Gıda deposunda işçi olarak çalışan Ömer Emek ise bu sorundan dolayı ürünlerinin zarar gördüğünü ve ürünlerini satamadıklarını söyledi.
Emek, "3 yıldır burada çalışıyorum. 3 yıldan beri süren bir sorunumuz var. Her sene 6'ıncı aydan başlıyoruz, 9'uncu aya kadar ve bu sulama bitene kadar böyle bir mağduriyetimiz devam ediyor. İş yerlerimiz su doluyor ve bütün malzemelerimiz temizlik, gıda malzemesidir. Hepsi zarar görüyor. Ürünlerimizi satamıyoruz, ürünler elimizde kalıyor." şeklinde konuştu. (Osman Gülebak, Hüseyin Sayhar- İLKHA)