Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan 3 yasa tasarısından “Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezaların İnfazı” konulu tasarı ile açık cezaevlerinde kalan ve cazasının bitmesine 1 yıl ve daha az zaman kalan hükümlülerin cezalarını toplum içinde çekmelerinin sağlanacağını açıkladı.

Star Gazetesi`nin haberine göre bunun kesinlikle bir af olmadığını vurgulayan Ergin, düzenlemeden 15 bin civarında hükümlünün yararlanacağını kaydetti.

HALEN 109 BİN KİŞİ DENETLENİYOR

2005 yılında denetimli serbestlik teşkilatının kurulduğunu, taşrada 133 yerde denetimli serbestlik müdürlüklerinin kurulduğunu anlatan Ergin, Türkiye’de 2006-2011 yılları arasında toplam 436 bin 150 kişinin takip ve denetiminin yapıldığını, halen 108 bin 957 şüpheli, sanık ve hükümlünün toplum içinde denetim, takip ve iyileştirilmesine devam edildiğini anlattı.

HER HÜKÜMLÜ İÇİN AYRI PROGRAM

Yapılacak düzenlemenin belli şartları taşıyan hükümlülerin, açık ceza infaz kurumunda infaz edilmesi gereken cezalarının son bir yılının denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle toplum içinde infaz edilmesini içerdiğini anlatan Ergin, herkes için ayrı bir programın öngörüldüğünü, işlenen suça göre denetim uygulanacağını kaydetti.

UYGULAMA KİMLERİ KAPSAYACAK?

Tasarıya göre hükümlüler, infaz hakimlerinin kararıyla cezalarının son bir yılını denetimli serbestlik kapsamında geçirecek. Ancak bunun “son 6 ayını kesintisiz olarak açık cezaevinde geçirmek, iyi halli olmak, koşullu salıverilme tarihine bir yıl veya daha az bir süre kalmak” gibi şartları var.

UYMAYANA ‘FİRAR’ YAZILACAK

Adalet Bakanı Ergin, denetimli serbestlik kapsamında kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırma, bir konut veya bölgede gözetim altında bulundurulma, belirlenen yer ve bölgelere gitmeme, belirlenen programlara katılma yükümlülüklerinden bir veya birkaçına karar verileceğini söyledi. Programa uymayana firar suçundan işlem yapılacak.

DÜZENLEME KESİNLİKLE BİR AF DEĞİL

Ergin, “Düzenlemeyle hükümlülük ortadan kalkmıyor. Cezalarda azalma yok, şartlı salıverilme süresinde değişiklik yok. Herhangi bir af söz konusu değil. Ama ‘konutundan çıkmayacaksın ya da günde 3-5 saat şu okulda, hastanede hizmetli olarak ücretsiz çalışacaksın’ diyeceğiz. Kişinin suçuna göre uzmanlar program önerecek’’ dedi.

ELEKTRONİK KELEPÇE UYGULANABİLİR

Denetimli serbestlikten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar, örgüt ve terör suçlarından hüküm alanlar yararlanamayacak. Ayrıca, iki kez hücre cezası alan, firar edenler de bu haktan yararlanamayacak. Cezaevlerinin kapasitesinin 119 bin, cezaevi nüfusunun ise 129 bin 900 olduğunu söyleyen Bakan Ergin, cezaevlerindeki 93 bin hükümlüden 15 bininin bu düzenlemeden yararlanacağını ifade etti. Gazetecilerin soruları üzerine Ergin, elektronik kelepçe ile ilgili çalışmaların devam ettiğini, e-kelepçe yönteminin denetimli serbestliğin bir parçası olduğunu belirtti. Elektronik kelepçe sisteminin hazır olduğunu, pilot uygulamalarının devam ettiğini anlatan Ergin, pilot uygulamaların sonuçlarına göre sistemin yaygınlaştırılacağını kaydetti. 

CEZAEVLERİ 5 YILDA SİVİLLEŞECEK

Cezaevlerinin iç ve dış güvenliğine ilişkin yasa taslağının da Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığını söyleyen Ergin, cezaevi güvenliğinin Adalet Bakanlığına devrinin 5 yıl içinde kademeli geçişle sağlanacağını anlattı. Ergin, ‘’Jandarma 17 bin kişiyle bu işi yapıyor. Fakat orada mesai kavramı biraz daha farklı olduğu için biz 24 bin 500 personelle yapmayı öngörüyoruz. Dış güvenlik silahlı olacak’’ dedi. Ergin, Öcalan’ın da kaldığı İmralı Cezaevi için de aynı şeyin sözkonusu olduğunu, sadece adayı askerin koruyacağını söyledi.

İSTANBUL’A TAHKİM MERKEZİ

Bakan Ergin, İstanbul’a Tahkim Merkezi kurulmasını öngören düzenlemenin yürürlük maddeleriyle birlikte 19 maddeden oluştuğunu söyledi. 188 ayrı kurumun görüşü alınarak hazırlanan taslakla İstanbul’un öncelikle bölgesinde ardında da küresel bir finans merkezi olmasının hedeflendiğini söyledi. “İstanbul’un finans merkezi olabilmesinin ayrılmaz bir parçası da bir tahkim merkezine sahip olabilmesidir” diyen Ergin merkezin; özel hukuka tabi, idari ve mali özerkliğe sahip, bağımsız bir kurum olacağını ifade etti.