Bugüne kadar, farklı zamanlarda gerek çocuk yetiştirme yurtlarında, gerekse de bakımevlerinde bir çok skandal olayın patlak verdiğini savunan Bahçeli, işiten herkesin kanını donduran, ciğerini parçalayan bu rezaletin, sözde ileri demokrasi altında gerçekleşmesinin meselenin bir başka kasvetli yönünü oluşturduğunu söyledi.
Bahçeli, yaşanan insanlık trajedilerinde adı geçenlerin, AK Parti`nin yetkilendirdiği ve tayin ettiği kişiler olduğunu savunarak, ``Pozantı M Tipi Çocuk ve Gençlik Cezaevinde meydana gelen ahlaksızlıklar ve utanç verici olaylar tablosu, bir bakıma iktidarın gevşek ve cesaretlendirici uygulamalarından feyiz almıştır. Ne var ki sözü edilen cezaevinde bulunan bir grup çocuğun; tacize, tecavüze ve şiddete maruz kalması hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği, göz ardı edemeyeceği ahlak faciası olarak AKP yönetiminin alnına kazınmıştır`` dedi.
``Pozantı`daki pisliğin, işlenen insanlık dramının; müfettiş soruşturmasıyla ve 200 çocuğun Ankara Sincan Çocuk Kapalı Cezaevi`ne nakledilmesiyle temizlenmesi ihtimal dahilinde değildir`` diyen Bahçeli, hükümete, cinsel nitelikli suç ve saldırıların, Sincan Cezaevi`nde vuku bulması durumunda ise ne yapacağını sordu.
Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, ``Suç örgütlerine aman vermedik, çetelerin hakkından geldik, göz açtırmadık`` türünden beyhude sözlerine son vererek, yönetimi altında bulunan insanlık müsvettelerine vakit geç olmadan başını çevirerek, hadlerini bildirmesi gerektiğini ifade ederek, parti olarak konunun takipçisi olacaklarını bildirdi.