Genç yaşta mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştığı esnada eli şişen, ardından konulan kangren teşhisinin ardından sağ kolu kesilen Rabia Kavak ninenin, Allah'a teslimiyeti ve tevekkülü, görenleri imrendiriyor.
Batman'ın Gercüş ilçesinde dünyaya gelen ve aslen Mardinli olan Rabia Kavak, henüz yeni evli ve iki çocuk annesi iken eşi birlikte Mardin'in Nusaybin ilçesinden Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesine tarım işçisi olarak çalışmaya gitti.
Bir süre burada eşi ile çalışan Rabia nine, bir gün tarlada çalıştığı esnada bilinmeyen bir sebeple elinin şiştiğini fark eder. Bunun üzerine tekrar Mardin'e dönen ve hastaneye giden Rabia nineye doktorlar, kolunun kesilmesi gerektiğini söylerler. Henüz biri 2 yaşında diğeri 4 yaşında 2 oğlu olan Rabia nine, kolunun kesilmesini istemez. Ancak kolu kangrene dönüşen Rabia nine Isparta'ya gidip ameliyat olmak zorunda kalır ve kolu kesilir.
50 yıldır tek kolu ile hayata tutunan Rabia nine, bundan 30 yıl önce Mardin'den göç ederek oğlu ile birlikte Adana'ya yerleştiğini ve 20 yıldır da Gaziantep'te oğlu ile birlikte hayatını sürdürdüğünü ifade etti.
85 yaşında olan ve 2 çocuğuyla birlikte kalan Rabia nine, hiçbir zaman hayata küsmediğini ve hep Allah'a şükrettiğini belirterek, "Tek kolumla kaldığımdan dolayı üzülmüyorum. Bu Allah'ın takdiri niye üzüleyim? Allah ne vermişse başım gözüm üstünedir." diyerek büyük bir teslimiyet örneği gösterdi.
Rabia nine, kolunun kesilme sürecini şöyle anlattı: "Ceylanpınar'a tarlada çalışmaya gittim. 3 yıl boyunca Ceylanpınar'da kaldım. Çalıştığım sırada elim şişti. Bende bunun üzerine tekrar Mardin'e doktora gittim. Doktor 'bana sorumluluk alıyorsan elindeki yarayı koparalım' dedi. Bende izin vermeyip tedavi için Diyarbakır'a gittim. Diyarbakır'daki doktor elimdeki yaranın çaresi olmadığını ve kanser olduğunu söyledi. 'Bana kolunu kesmemiz lazım' dedi. Bende iki küçük oğlumun olduğunu söyleyerek izin vermedim. 'Ben ölene kadar bu halimle çocuklarıma bakarım' dedim. Doktor bana 'sen bilirsin' dedi. Daha sonra anne ve babamla birlikte köyden biri ile Isparta'ya gittim. Isparta'daki doktorda elimde kanser olduğunu ve ameliyat olmam gerektiğini söyledi. İki seçenek sundular. Ya ameliyat olacaktım yâda kolum kesilecekti. Tedavisi olmadığı için kolumu kestiler. Kolum kesildiğinde en küçük oğlum bir yaşındaydı."
50 yıldır tek koluyla hayata tutunduğunu belirten Rabia nine, "Hiç hayata küsmedim. Tek kolumla inşaatlarda çalıştım. Amelelik yaptım, 400 metrekarede ev yaptım. Çocuklu olmama rağmen kendi evimin inşaatında çalıştım. Evimi bitirdikten sonra 3 tane kiracı yerleştirdim. "ifadelerini kullandı.
Hayatından hiç şikayetçi olmadığını ifade eden Rabia nine, karşısına çıkan tüm zorlukları Allah'a tevekkül ederek aştığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Tek kolumla kaldığımdan dolayı üzülmüyorum. Bu Allah'ın takdiri, niye üzüleyim? Allah ne vermişse başım gözüm üstünedir. Ben Rabbimden ve hayatımdan memnunum. Hayatımdan hiç şikayetçi değilim. Şu anda artık ayaklarım ağrımaya başladı. Ama yine de bu durumdan şikâyetçi değilim. Rabbimden şifa istiyorum, sürekli dua ediyorum. Ben Allah'tan gelenlere razıyım. Yeter ki Allah da benden razı olsun. Allah yeter ki hayırlı ve huzurlu ömürler versin."
Rabia nine, bu haliyle hiç kimseye muhtaç olmadan 2 çocuk büyüttüğünü dikiş, nakış, yemek ve ev işlerini de yaptığını sözlerine ekledi.
"Allah'tan gelen başımız gözümüz üstüne"
Rabia nine, "Benim böyle olmam Allah'ın emriydi. Bizi bu dünyaya Allah gönderdi. Yine bizi bu dünyadan alacak olan da Allah'tır. Kaza, bela ve hastalıklar Allah'ın emri ile olur. Allah'tan gelen başımız gözümüz üstüne. Tek kollu olduğum için ben hiç üzülmedim. Hep Allah'a tevekkül ettim. Hiçbir zaman bu halimden şikâyetçi olmadım. Hiç kimseden de yardım istemedim. Sadece Allah'a güvenip dayandım. Bütün zorluklara rağmen de hayata tutundum.
Hiçbir zaman ibadetlerini aksatmadığını, 5 vakit namazını ihmal etmediğini ve ibadet konusunda çok hassas olduğunu belirten Rabia nine, gençlere kesinlikle ibadetlerini aksatmamayı ve Allah'ın yolunda gitmelerini tavsiye etti. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)