Mehmet Bozdaş/DOĞRUHABER
Bebeklerde pişik sorunu, özellikle sıcak havalarda sıklıkla ortaya çıkarken, anneler farklı önlemler ve kremlerle bu derde çare arıyor. Pişik; tıbbi tabiriyle “Bez (diaper) dermatit”, çocuk bezinin temas ettiği bölgede gelişen ve en sık görülen deri hastalığıdır. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Handan Yaşar, bebeklerin %7-35'inde ve genellikle de 8 ila 12. aylarda ortaya çıktığını anlatarak, belirtileri, önlemi ve tedavi yöntemleri hakkında şunları dile getirdi;
TEMİZLEME BEZİ TAHRİŞİ ARTIRIR
Pişik oluşmasındaki en önemli etmen, çocuk bezinin kapatıcı yapısı dolayısıyla derinin nemli-ıslak bezlerle uzun süre teması ve buna bağlı aşırı nemlenmesidir. Suyla aşırı yüklenen derinin üst katmanı, koruyucu (bariyer) işlevini yitirmekte ve tahriş edici etmenlerin etkisine engel olamamaktadır. İdrarda bulunan maddeler, dışkıda bulunan bazı enzimler, safra tuzları ve diğer maddeler, temizleme bezleri ve ağızdan alınıp bağırsaklardan atılan ilaçlar bu zemin üzerinde kolayca tahrişe neden olabilir.
TALK PUDRA KORUMUYOR
Bebek dışkısındaki proteaz ve lipazların deri için en önemli tahriş ediciler olduğu gösterilmiştir. Bu enzimlere uzun süre ve kapalı ortamlarda maruz kalındığında, deride şiddetli kızarıklık ve deri bütünlüğünde bozulma tespit edilmiştir. Pişik, anne sütü ile beslenen çocuklarda, hazır gıda ya da inek sütüyle beslenenlerden daha az görülür. İnek sütüyle beslenen çocuklarda dışkıda çok sayıda üreaz pozitif bakteri bulunduğundan, pişik gelişme riski artmaktadır. Dışkılama sayısı yükseldikçe pişik görülme oranı da artmaktadır, bu nedenle ishal durumlarında pişik daha sık olur. Bebeğin antibiyotik kullanması ya da anne sütü ile beslenen bebeklerde annenin antibiyotik kullanması durumunda pişik daha sık görülür. Deri bakımı uygun şekilde yapılmadığında, bebeğin derisi pişik için uygun hale gelir. Bebeğin altını sıvı sabunlarla temizlemek, çocuk bezini sık değiştirmemek, talk pudrası kullanmak gibi yanlış uygulamalar sonucu pişik gelişmesi kaçınılmazdır.
BEZİ SIK DEĞİŞTİR, ILIK SU İLE TEMİZLE…
Pişik tedavisinin en önemli iki amacı; hasarlanmış derinin iyileşmesini hızlandırmak ve tekrarlamaları önlemektir. İdrar ya da dışkının irritasyona yol açması için gereken temas süresi tam olarak bilinmemektedir, ancak bezin idrar ya da dışkılamadan hemen sonra değiştirilmesi riski azaltır. Pişik riskini en aza indirmek için yapmanız gerekenler ise şöyledir;
*Çocuk bezi yenidoğan döneminde her saat, bebeklik döneminde ise 3-4 saatte bir değiştirilmelidir.
*10-12 saatlik gece uykusu olan bir bebeğin bezi gece boyunca en az bir kez değiştirilmelidir.
*Çocuk bezlerinin deriye sıkıca yapışmasını önlemek için uygun bedende ya da bir beden büyük bez kullanılmalıdır. Bu sayede bezin iç kısmı ve içeriğinin deriye daha az temas etmesi sağlanabilir.
Bebek mümkünse belli sürelerle bezlenmemeli ve bölge derisinin kuruması ve havalanması sağlanmalıdır.
*Bez değiştirme sırasında bölge yalnızca ılık suyla hafifçe temizlenmelidir.
*Hafif pişik tedavisinde ve önlenmesinde çinko oksit, dimetikon, lanolin, petrolatum gibi topikal bariyer kremler kullanılabilir. Bu ajanlar bez her değiştirildiğinde kullanılmalıdır. Bu şekilde derinin hasarlanması ve enfeksiyonu önlenmiş olur.
*Daha ileri evredeki pişiklerde hafif etkili topical steroidler kısa süreli kullanılabilir. Eğer pişik bölgesinde bakteriyel veya fungal (mantar) enfeksiyonu varsa bunlara yönelik topikal tedavi uygulanmalıdır.
TEDAVİYİ DOKTOR TAVSİYESİ İLE YAPIN!
Ülkemizde pişik, genellikle hastalık olarak kabul edilmemekte ve aileler doktora danışmaksızın çeşitli uygulamalar yapmaktadırlar. Literatürde pişik tedavisi için kına uygulanması sonucu hemolitik anemi ve akut böbrek yetmezliği geliştiren bir vaka bildirilmiştir. Aileler bu tür uygulamalardan kaçınma konusunda uyarılmalıdır. Bebeklerin temizlenme şekli ve bezin değiştirilme sıklığı öğrenilmeli, kullanılan sabunlar, bakım ürünleri temizleme bezleri konusunda bilgi sahibi olunmalıdır. Bebeğin dışkılama biçimi ve sıklığı diyetle ilişkili olabileceğinden, hastanın beslenme alışkanlıkları gözden geçirilmelidir. Bu hususlara dikkat edilmeden tedavi edilen hastalarda nüksler kaçınılmazdır.