AHMET KARAKAŞ- MUHAMMET BOZDAŞ

İşgalci Siyonistlerin Filistinli Müslümanlara yönelik zulümleri tüm kesimler tarafından lanetlendi. İşgalciler dünyanın gözünün içine baka baka vahşete imza atarak, günlerdir Mescid-i Aksa`yı muhasara altına aldı, Filistinlileri katletti, yaraladı ve gözaltına aldı. Yaşananlara tepki gösteren siyasetçi, yazar, akademisyen ve ilahiyatçılar israilin bu zulümlerinin bir proje olduğunu ve Müslümanların dağınıklığından kaynaklandığını dile getirdi.


HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu

"SİYONİST ÇETE ORADAN SÖKÜLÜP ATILMADAN HİÇ KİMSEYE RAHAT YOKTUR"

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Siyonistlerin Mescid-i Aksa'da Müslümanları katletmesi ve ibadet edilmesini engellemesine tepki göstererek, "Siyonist çete oradan sökülüp atılmadan hiç kimseye rahat yoktur." dedi. "Bütün Müslümanların dikkatini şu noktaya çekmek istiyorum ki Mescid-i Aksa'nın hâkimiyeti Müslümanların elinden çıktıktan sonra ümmet ruhu iyiden iyiye kayboldu." diyen Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Orası Beytül Makdis`tir, mahşer yeridir. Orası tekrar bizim dirileceğimiz, tekrar yeşereceğimiz, kök salıp dallarımızı uzaklara uzattığımız yer olacaktır. Ben öyle inanıyorum ki Müslümanlar Kudüs'ün etrafında birlik olup yeniden özgürlüğüne kavuştururlarsa işte o gün yeniden ümmet olabileceklerdir. Eğer daha önce Darusselam olarak isimlendirilen Mescid-i Aksa ve çevresi gerçekten bir selam yurdu olursa ki, bu da ancak ismi selamet kökünden, aynı kökten gelen İslam'ın oraya hâkimiyetiyle olabilir. Oraya selamet ve barış hâkim olduktan sonra ben inanıyorum ki dünyanın da barışı görmesi, bütün bir bölgenin, İslam beldelerinin barışla tanışması mümkün olacaktır. Ve o habis ur, Siyonist çete oradan sökülüp atılmadan hiç kimseye rahat yoktur. Bunu herkes böyle bilmeli. Eğer biz onları geri adım atmak zorunda bırakmazsak, buna zorlamazsak onlar adım adım ilerleyecekler. Bizi adım adım geriletecekler. Bizim mahremimize girecekler. İşte üçüncü Harem-i Şerif, Mescid-i Aksa şu anda o pis Siyonist potinler, postallarla kirletiliyor maalesef. Geri çekilmek istemiyorsak; kendi yerlerimizi, kendi mescitlerimizi, kendi haremlerimizi onlara terk etmek istemiyorsak onları geriletmek zorundayız. Onları geriletmenin yolu da dediğim gibi ümmetin yeniden o ruhu kuşanması, yeniden birlik olmasıdır."

"CESARETLERİ BİZİM DAĞINIKLIĞIMIZDANDIR”

Siyonistlerin korkması için karşılarına yeniden Selahattin'lerin dikilmesi gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, son olarak şunları söyledi: "Cesaretleri bizim dağınıklığımızdandır, yoksa küfrün ortak özelliği korkaklıktır. Ayeti kerimede Allah-u Teâlâ`nın buyurduğu gibi, 'Allah`ın mescidlerinde O`nun isminin oralarda zikredilmesine mani olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Onlar oralara (mescidlere) ancak korkarak girebilirler.' Ama biz cesaretimizi kaybettiğimiz için, birliğimizi kaybettiğimiz için, yumruğumuzu sıkamadığımız için, onların bize karşı merhamete gelmesini beklediğimiz için onlar gittikçe gazaba geliyor. Eğer onlara karşı biz gazaba gelirsek, eğer biz onlara onların davrandığı gibi merhametsizce davranırsak, yani merhamet etmeyene merhamet etmez isek, herkese hak ettiği muamelede bulunursak, emin olun onlar korkacaklar. Ama onların korkması için karşılarına yeniden Selahattin'lerin dikilmesi gerekiyor. İnşallah o Selahattin'ler yola çıkmıştır. Kudüs'e varmaları inşallah çok uzun zaman almayacaktır."

“BİZİM İÇİN BİR ZİLLETTİR
Filistin meselesinin sadece insani yardıma odaklanması gereken bir mesele olmadığını, böyle düşünülürse bunun Filistin davasına ihanet olduğunu söyleyen İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Müslümanların da Mescid-i Aksa adına bir plan ve projelerinin olması gerektiğini konuşmasında ifade etti. Siyonist İsrail`in Müslüman mahallelerinden, Müslümanları uzaklaştırdığını ifade eden Yıldırım, konuşmasına şöyle başladı: Biz son birkaç yüzyıldır ya ölüyoruz ya hapse giriyoruz ya da göç ediyoruz. Müslümanlar olarak böyle bir sonuçla karşı karşıyayız. Ne yazık ki bizim yaşadığımız dönemde, Mescid-i Aksa`da Cuma namazı kılınmadı. Bu zilleti bizim kuşak görmüş oldu. Demek ki biz nasıl bir imtihan yaşıyoruz veya imtihanı veremedik ki Allah`u Teâlâ bize bu dönemde bunu gösterdi. Bunu iyi sorgulamamız lazım. Çocuklarımızı öldürüyorlar, kadınlarımızı yerlerde süründürüyorlar, Müslüman mahallelerinden, Müslümanları uzaklaştırıyorlar. İsrail böylece hedefine yavaş yavaş ulaşıyor. Onlar bir plan ortaya koydu. Birkaç zamandır devletlerini işgal edilmiş Filistin topraklarında kurdular. Dünyanın en büyük silah gücüne sahip oldular. Hemen, hemen finans sektöründe dünyayı yönetir hale geldiler. Şimdi de Siyon Mabedini kuracaklar. Onun için de Mescid-i Aksa`yı yıkmak istiyorlar. Şimdi bunlar çalışıyor. Biz ne yapıyoruz. Bir plan dahi ortaya koymuyoruz. Kendi aramızdaki ihtilafları bitirmiyoruz.

“SİYONİST İSRAİL`LE İLİŞKİLERİN SIFIRA İNDİRİLMESİ LAZIM”
Filistin meselesinin sadece insani yardıma odaklanması gereken bir mesele olmadığını belirten Yıldırım, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı: “Mescid-i Aksa`nın kendisi ve etrafı bereketlidir diye geçer Kur`an-ı Kerim`de. Onlar da sadece Mescid-i Aksa ya saldırmıyor, Kur`an-ı Kerim`i çok iyi biliyorlar. Müslümanların hassasiyetini çok iyi idrak etmişler. Onun için etrafına da saldırıyorlar. İsrail bir akılla gidiyor oysa akıl sahibi olanlar bizleriz. Müslümanız, Allah`a inanıyoruz. İnanıyorsak en üstün biziz. Fakat üstünlüğümüzü gösteren şey şu bizi cennete taşıması yeterli değil, iman bizi cennete taşır ama üstünlüğümüzü dünyada da göstermek zorundayız. İşte onun için de akıl, birlik, beraberlik, plan, program, proje bunu yapmak mecburiyetindeyiz. Onlar oraya saldırdıkları zaman bizim de onlara bir güçle karşılık vermemiz lazım. Birincisi onların gerçek yüzünü ortaya koymamız gerekiyor. İkincisi Siyonist İsrail`in büyük olmadığını bileceğiz. Çünkü en büyük Allah`tır. Müslüman ülkeler kendi iktidarlarını kurup, Siyonist İsrail etrafında füze kalkanlarını kursa, eli kolu bağlanır. Çünkü nükleer silahlarını kullansa bile kendisine de zararı olacak. Büyükelçiliğin mutlaka kapatılması ve Siyonist İsrail`le ilişkilerin sıfıra indirilmesi lazım, İsrail`i durdurmak çok kolay ama durdurmak için sadece karar verilip arkasında durulması gerekiyor.”


Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Mehmet Emin Yıldırım 

“ZULMÜ ENGELLEYEMİYORSANIZ BARİ O ZULMÜ DUYURUN”
İşgalci İsrail`in Filistinli Müslümanlara yaptıkları zulümler ve Mescid-i Aksa`ya girişlerin yasaklanmasına karşılık Müslüman ülkelerin bundan sonra farklı eylemlerde bulunması gerektiğini belirten Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Mehmet Emin Yıldırım ise İslam ülkelerinin yöneticilerine önemli çağrılarda bulundu. Mescid- i Aksa`nın sadece Siyonist İsrail`in saldırıları sonucu hatırlanmaması gerektiğini belirten Yıldırım, Mescid-i Aksa`nın sürekli Müslümanların gündeminde olması gerektiğini ifade etti: “Mescid-i Aksanın etrafında yaşayan Müslümanlar olağanüstü şartlarda oralarda yaşıyorlar. O şartlarda yaşayan insanların İsrail`e herhangi bir sıkıntı oluşturabilecek bir şeyleri yok. Onların sadece Mescid-i Aksa`da ibadet etmek dışında bir halleri yok. Ama buna rağmen İsrail nihai hedefine varma adına bahaneler kullanarak asıl varmak istedikleri noktaya gidiyor. Burada bizim için önemli olan bizim ne yapmamız gerektiği konusudur. Biz de bu meseleyi çok daha fazla gündem etmeliyiz. Elimizden geldiğince dünya kamuoyunu bilinçli bir şekilde bu manada uyarmalıyız. Sahip çıkmalıyız. Daha farklı eylemler yapmalıyız. Bu manada onların ürettikleri ve dünyayı yanıltma adına ortaya koydukları o stratejilere ve oyunlara karşı biz de gerekli duyarlılığı göstermeliyiz. Yapılması gereken en önemli şey nasıl ki İsrail bugün dünyayı ürettiği bilgiyle haberlerle yanıltıyor ve orayı kendisinin hakkı olarak göstererek dünya kamuoyunu kendi arkasına alarak kendi dünyasına ait bazı şeyleri ortaya koyuyor, biz de bunun aksini yapıp bu manada Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa meselesini daha fazla gündem etmeliyiz. Bu manada bizi yönetenlere İslam ülkelerinin başındaki insanlara daha farklı adımlar atmaları için zorlamalar yapmalıyız. Bunları daha fazla gündeme getirmemiz en azından meselenin onların istediği planlar doğrultusunda gitmesine, yürümesine engel olacaktır. Hz. Ali`nin dediği gibi zulmü engelleyemiyorsanız bari o zulmü duyurun. Başkalarını da o zulümden haberdar edin ilkesinde olmalı, elimizden geldiğince meseleyi çok fazla gündemde tutmalıyız ve şu yanılgıdan kendimizi kurtarmalıyız. Sadece İsrail saldırdığı zaman Mescid-i Aksa`yı hatırlamamalıyız. Daha etkin daha sürekli bazı eylemler ortaya koyarak bu meselenin aslında bizim için ne kadar önemli olduğunu ortaya koymak durumundayız.”


İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karataş 

“BU YAPILAN BÜYÜK BİR ZULÜM VE HAKSIZLIKTIR”
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karataş konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Karataş, Müslümanlar olarak, yapmamız gereken Mescid-i Aksa`da ibadet etmek isteyenlere kolaylık sağlayacak yaptırımları İsrail rejimine kabullendirmemiz gerektiğini söyledi. İsrail rejimine karşı Müslümanların yekvücut olması gerektiğini belirten Karataş; “Zaman zaman Siyonist İsrail Mescid-i Aksa ile ilgili gizli emellerini daha açıkça ortaya koyuyor. Bu uzun yılların bir birikimi ve Müslümanların dağınıklığını birbirileriyle uğraşmalarını fırsat kollayarak Mescid-i Aksa`daki beytül makdis Süleyman mabedlerini ortaya çıkarma projelerini uygulamak için fırsat kolladı ve oradaki Müslümanlara baskılar uyguluyor. Namazları engelliyor. İlk defa Mescid-i Aksa`da Cuma namazı kılınamadı. Bu Mescid-i Aksaya ve Müslümanlara yapılan büyük bir zulüm ve haksızlıktır. Burada zulüm kendini gösterdi. Ama burada bizim Müslümanlar olarak, camia olarak yapmamız gerekenler var oradaki imamlara, Mescid-i Aksa`da namaz kılanlara, ibadete gitmek isteyenlere kolaylık sağlayacak yaptırımları bizim İsrail rejimine kabullendirmemiz lazım. Bunun için hep birlikte yekvücut olarak baskı oluşturmak gerekiyor. Onların niyeti Mescid-i Aksa`yı kapatıp Müslümanları buradan mahrum edip orayı yıkıp yeniden Süleyman mabedini oluşturmak. Bir takım hayalleri ve projeleri var. Aslında bu kendi dinlerinden kaynaklanmıyor. Uydurulmuş bir dinleri var sonradan ondan hareketle Süleyman mabedini ortaya çıkarmak bütün emel bunun üzerine kuruludur. Yapılan zulümlerin perde arkasında bu vardır. Müslümanlar Mescid-i Aksa`nın Allah`ın kendilerine emaneti olduğunun bilincindeler. Burayı onlara teslim etmeyeceğiz. ”dedi.


Araştırmacı Yazar Abdullah Yıldız

“HEM HAÇLILAR, HEM SİYONİST İSRAİL İSLAM DÜNYASININ DAĞINIKLIĞINI FIRSAT BİLDİ”
Selâhaddin Eyyubi`nin bütün İslam âlimlerini ve dünyasını birleştirdikten sonra haçlıları mağlup edip Kudüs`ü özgürlüğüne kavuşturduğunu dile getiren Araştırmacı Yazar Abdullah Yıldız ise bugün de Kudüs`ün özgürleşmesi için İslam aleminin yeniden bir araya gelmesi gerektiğini ifade etti. Siyonistlerin hiçbir zaman geri adım atmadığını ve hiçbir anlaşmayı takmadığını belirten Abdullah Yıldız; “Siyonist rejim, tıpkı Selâhaddin`i Eyyubi`den 90 yıl önce haçlılar nasıl İslam dünyası paramparça iken, İslam dünyasında birlik beraberlik kalmamışken haçlılar saldırdı, Kudüs`ü hedef alarak orayı işgal edip 70 bin Müslümanı katletmişlerse benzer bir şenaet 1.Dünya Savaşı`ndan sonra 1917`den bu yana yüz yıldır Filistin`de işleniyor. Fakat Siyonist rejim sürekli adım, adım Aksa`yı ele geçirmeye çalışıyor. Gecen hafta üç Filistinlinin efendim silah kullandığını iddia ederek, iddia ederek diyoruz çünkü daha önce de bıçak kullandılar, bize saldırdılar diyerek yüzlerce Müslüman kardeşimizi, gencimizi, hanım kızlarımızı hatta çocuklarımıza kadar şehit ettiler. Dolayısıyla Siyonist rejim bunu bir bahane olarak kullanıyor. İsrail rejimi bunları bahane ederek Mescid-i Aksa`yı kapatıyor, altını kazıyor ve orayı sinagog yapmak istiyor. Bu konuda Siyonistler sürekli ilerliyor ve fırsatlar kolluyorlar. Hiçbir zaman geri adım atmadılar. Hiçbir anlaşmayı takmadılar.” ifadelerini kullandı.

İSLAM ORDUSU KURMADAN SİYONİST REJİMİ DİZE GETİREMEYİZ”
Batılı devletlerin Siyonist İsrail`in yaptığı bütün vahşetlere göz yumduğunu belirten Yıldız, son olarak şunları söyledi: “Siyonist rejime anlaşmalarla, diplomatlarla ve protestolarla geri adım attırmak mümkün değil. Şu aşamada bütün Müslüman ülkelerin bir araya gelerek, yöneticilerin bir araya gelerek, âlimlerin ve kanaat önderlerinin bir araya gelerek fiili eylem ve planlarla İsrail rejimini durdurma planlarını ortaya koymaları lazım. Bu planların derhal harekete geçirilerek uygulanması gerekir. Gecen senelerde bir ara İslam ordusu kurma çalışmaları vardı. Hata tatbikatlar yapılmıştı. Dikkat edilirse bunu yapan devletler birbirlerine düşürüldü. Özellikle İsrail`in güdümündeki Amerika, İngiltere ve Siyonist İsrail`e her ne yaparsa yapsın ses çıkarmayan destek çıkan batı burada suçludur. Türkiye ve Katar`ın dışında diğer İslam ülkelerinden Mescid-i Aksa`ya ciddi manada destek gelmemektedir. Şimdi birlik zamanıdır. Bir araya gelme zamanıdır. Tıpkı Selâhaddin Eyyubi`nin Kudüs`ü özgürleştirmeden, kurtarmadan önce tüm İslam âlimlerini ve dünyasını birleştirdikten sonra haçlıları mağlup etmesi gibi biz birleşmeden, bir araya gelmeden, İslam ordusu kurmadan Siyonist rejimi dize getiremeyiz. Müslümanların hedefinin doğrudan bu olması lazım.”